* Bankacılıkta mevduatın yarısından fazlası yabancı paraya döndü
* Dolarizasyon para politikası etkinliği açısından risk unsuru
* Yabancı ile yerlinin TL'den elde ettiği getiri farklılaştı
(Görüş ve ayrıntılar eklendi)
Nevzat Devranoglu
ANKARA, 14 Mart (Reuters) - Bireyseller döviz birikimlerini 5.5 aydır her hafta aralıksız artışla tarihi zirveye doğru taşırken, yüksek enflasyonun etkisiyle TL'ye güvenin azaldığına dikkat çeken uzmanlar bankacılık sistemi ve para politikası etkinliği başta olmak üzere önemli sorun haline gelen dolarizasyonun sürebileceğini belirtiyorlar.
Uzmanlar dolarizasyon sorununun çözümünün enflasyon ile mücadeleden geçtiğini vurguluyorlar. Öte yandan bankacılara göre hükümetin düşük faiz politikası çerçevesinde son dönemde TL mevduat faizlerinin enflasyonun altına gerilemesi hane halkının dövize yönelmesinde etkili.
Bireyseller başta olmak üzere lokallerin döviz birikimle eğilimleri Ağustos ayında yaşanan kur krizinden sonraki dönemde artış eğilimine girdi. Öte yandan bankacılık sistemindeki döviz mevduatlarının da aynı dönemde toplam mevduatların yüzde 50'sine ulaşması dolarizasyonun yaygınlaştığını gösteriyor.
Uzmanlar TL yerine yabancı bir veya bir kaç para biriminin kullanımının yaygınlaşması eğilimini dolarizasyon olarak tanımlarken faiz başta olmak üzere Türkiye'nin kontrolünde olmayan bir para biriminin yaygınlaşması ise para politikası etkinliği başta olmak üzere pek çok sorunu da beraberinde getiriyor.
TCMB verilerine göre bankacılık sistemindeki döviz mevduatının TL değeri toplam mevduatın yüzde 50'sini aştı. Bugün yayımlanan TCMB verilerine göre 8 Mart itibarıyla bankacılık sistemindeki toplam mevduat 2.05 trilyon TL olurken bunun 1.008 trilyon TL'si TL cinsi mevduat 1.037 trilyon TL'si ise yabancı para cinsi mevduat oldu.
TCMB verilerine göre 8 Mart ile biten haftada bireylerin yabancı para cinsinden mevduat ve fonları 533.8 milyon dolar artışla 104.1 milyar dolar oldu ve neredeyse 29 Nisan 2016'da görülen 104.1 milyar dolarlık tarihi zirveyi yakaladı.
En son 5 Ekim 2018 haftasında döviz birikimlerini azaltmayı tercih eden bireyseller takip eden 22 haftada döviz birikimlerinde kesintisiz artırdılar.
TCMB verilerine göre 5 Ekim 2018 haftasında 89.8 milyar dolar olan bireysellerin kıymetli maden dahil yabancı para mevduat ve fonları aralıksız artış yaşandığı 5.5 aylık dönemde 14.32 milyar dolar yükseldi.
Bu artışın ana nedenleri olarak geçen yılın Ağustos ayında yaşanan kur şokunda bireysel yatırımcıların kar amaçlı bozdurduğu 8 milyar doları yerine koyma eğilimi ile beklentiler nedeniyle birikimleri döviz cinsinden tutma alışkanlığının etkili olduğu belirtiliyor. Economics kıdemli gelişmekte olan piyasalar ekonomisti Jason Tuvey, "Son dönemde döviz cinsi mevduatlardaki artış lira krizi sonrası yerleşiklerin döviz birikimlerini yerine koyma eğiliminden kaynaklanıyor. Her şeyden önemlisi daha fazla dolarizasyona yönelik uzun vadeli trend ise değer koruma aracı olarak TL'ye güvenin azalmasının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor" dedi.
Dolarizasyon ile en iyi mücadele yönteminin uzun süredir devam eden enflasyon problemini çözmekten geçtiğine de değinen Tuvey, "Enflasyonu düşürmek, hane halkının ve firmaların TL tutmasını sağlamak için reel faizlerin uzatılmış bir süre boyunca yüksek seviyede tutulması gerekiyor. Ancak Merkez Bankası'nın son 10 yıl adımları bu konuma iyimser olmak için pek de fazla neden sağlamıyor" dedi
HANE HALKI İÇİN TL MEVDUAT FAİZLERİ YETERİNCE CAZİP DEĞİL Mİ?
Öte yandan bankacılara göre son dönemde TL mevduat faizlerinin enflasyonun altına gerilemesi hane halkının dövize yönelmesinde etkili.
Lokal yatırımcılar enflasyonun yüzde 20 civarında olmasına karşın bir aya kadar TL mevduatlardan vergiler düşülmeden önce elde ettikleri gelir ise güncel TCMB verisinde göre yüzde 18.97 seviyesinde. Vergi kesintileri düşüldüğünde ise TL mevduat sahiplerinin getirileri enflasyonun da bir kaç puan altında kalıyor.
Bir bankanın döviz masası işlemcisi, "Ağustos ayında kurda 7 seviyesinin üzerinin test edilmesiyle birlikte lokal yatırımcıların 10 milyar dolara yakın tutarda DTH bozdurduğunu görmüştük. Ardından gelen süreçte ise düşüşleri döviz birikimlerini yerine koyma fırsatı olarak değerlendirdiler. Şimdiki resme baktığımızda TL'nin yabancılar için getirisi yüzde 24 lokaller için getirisi ise yüzde 18'ler düzeyinde" dedi ve ekledi:
"Kredileri canlandırmak adına atılan bir çok adım var. Bunlar bankaları maliyetlerini aşağı çekmeye zorluyor. Banka kredi faizini aşağı çekiyorsa en büyük fonlama kaynağı olan mevduatı da aşağı çekmek zorunda. Ancak mevcut mevduat faizi enflasyonun altında ve TL'ye ilgiyi artıracak düzeyde değil. Bu da lokalleri dövize yöneltiyor. Tabi bu trendde ABD ile sorunlar ve seçim döneminin artırdığı riskler de eklenince döviz talebi artıyor"
Bankacılar lokallerin döviz birikimlerinin dolarizasyon nedeniyle önemli bir dezavantaj olduğunu belirtseler de bir diğer taraftan ise birikimlerin TCMB rezervlerini de aşmış olması ise olası kur şoklarında önemli bir tampon olarak görev yapmasına neden oluyor. KINANMASI GEREKEN FX BİRİKTİREN DEĞİL, NEDEN OLANLAR
"Toplumun namusu olan paranın itibarını korumazsanız vatandaş aptal değil... Kimse cebine koyduğu paranın değerinin her gün aşındığını göre cebinde taşımaz" diyen İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Merkez Bankası eski başkanı Durmuş Yılmaz, "Cebinde dolar, euro taşıyan, altına yönelen insanları kınamıyorum. Kınanması gerekenler insanları bu tür varlıkları portföylerinde taşımaya mecbur eden yönetimlerdir" dedi.
2001 krizinin nedenlerinden birinin dolarizasyon olduğuna dikkat çeken Durmuş Yılmaz, "Hükümet kararlarında büyümeyi önceliklendiriyor ancak fiyat istikrarı olmadan büyümenin kalıcı olamayacağını geçmişte gördüğümüz gibi şu anda da görüyoruz. İşin özü esası enflasyonla gerçek anlamda mücadele edilmediği sürece bu dolarizasyon belasından kurtulmamız mümkün değil."
PARA POLİTİKASI ETKİNLİĞİ VE BANKACILIKTA DA RİSK OLUŞUYOR
"Yabancının bastığı bir para üzerinden tasarruf eden, işlem yapan, yatırım yapan ekonomide para politikasını etkinliği elbette olmaz" diyen Durmuş Yılmaz "Doları euroyu biz basmıyoruz ancak mevduatın yüzde 50'sinden fazlası basmadığınız kontrol altına olmayan bir para üzerinden para politikası yürütmek kolay değil. Etkin para politikasının ön koşullarından biri dolarizasyonu aşağı indirmek" dedi.
"Dolarizasyon ne kadar yaygınlaşırsa bankacılık sektöründeki problem riski de aynı şekilde katlanacaktır" diyen Tuvey ise şöyle söyledi:
"Bankacılık sistemindeki istikrarsızlığın yanı sıra dolarizasyon ayrıca lokal para politikasının etkinliğini de düşürecektir. TCMB'in döviz mevduatı ve döviz kredi faizlerini etkileyebilecek araçları da oldukça sınırlı. Sonuç olarak bankacılık sistemindeki döviz mevduat oranındaki her artış TCMB'nin de parasal durumu etkilemek için daha çok çalışması gerekeceği anlamına geliyor."