Japon yeninin dolar başına 150 seviyesinin altına indiği bir ortamda, Japon yetkililer para biriminin hızlı değer kaybını "aşırı" ve "istenmeyen" olarak nitelendirdi. Bununla birlikte, Japonya'nın geçen yılki önemli yen alım müdahalelerinin tekrarlanması olasılığı şu anda beklenmiyor.
Japon hükümetinin döviz müdahalelerinde bulunma eğilimi bir önceki yıla kıyasla daha az olabilir. Yendeki düşük volatilitenin daha istikrarlı bir döviz piyasasına işaret etmesi ve ABD ile Japon devlet tahvilleri arasındaki getiri farkının açılmak yerine daralabileceği beklentisi gibi çeşitli faktörler bu tutuma katkıda bulunmaktadır.
Yurtiçinde ise Japonya, müdahalenin aciliyetini azaltan ekonomik göstergeler yaşamaktadır. Enflasyon zirveye ulaşmış ve düşüş eğilimine girmiş, üretim fiyatları üzerindeki baskılar ise önemli ölçüde azalmıştır. Japon ekonomisi durgunlukla karşı karşıyadır ve ülkenin ticaret hadlerinde 2022'ye kıyasla bir iyileşme görülmüştür.
Ayrıca, Japonya Merkez Bankası'nın negatif faiz politikasını sonlandırma yolunda olduğu görülüyor ve bu da doğal olarak yenin güçlenmesine yol açabilir. Uluslararası alanda, Federal Rezerv, Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası gibi merkez bankalarının gelecekteki faiz kararlarını çevreleyen belirsizliğe rağmen, bu oranların genel yönünün aşağı doğru olacağı tahmin edilmektedir.
Bu unsurlar mevcutken, Japon politika yapıcılar, para birimi bu yıl dolar karşısında yaklaşık %6 değer kaybetmiş olsa bile, yenin yeni tarihi düşük seviyelere ulaşmasını önlemek için piyasa müdahalelerinde bulunma zorunluluğu hissetmeyebilir.
2022'nin Eylül ve Ekim aylarında Japonya, 1998'den bu yana ilk kez döviz piyasasına müdahale ederek rekor miktarda yen satın aldı. O dönemde tüketici enflasyonu %3'ün üzerinde ve tırmanıştaydı ve üretici fiyat enflasyonu önemli ölçüde yüksekti. Ancak, enflasyonun Japonya Merkez Bankası'nın %2'lik hedefine yaklaşması ve yavaşlaması ve üretici fiyat enflasyonunun neredeyse yok olmasıyla birlikte mevcut ekonomik manzara farklıdır.
Morgan Stanley analistleri Japonya'nın dış ticaret hadleri ve ithalat maliyetlerinin 16 ay önceki kadar ağır olmadığını gözlemlemiştir. Buna ek olarak, Japonya yakın zamanda resesyona girerek üçüncü büyük küresel ekonomi olma konumunu kaybetti. Politika yapıcılar yeni güçlendirme konusunda isteksiz davranabilir, bu da ihracata dayalı ekonominin toparlanmasını ve şirket karlarının büyümesini engelleyerek ücret anlaşmalarını potansiyel olarak etkileyebilir.
Uluslararası bağlam da Japonya'nın müdahalesine daha az ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. 2022'de Federal Rezerv agresif bir şekilde faiz oranlarını artırıyordu ve ABD-Japon getiri farkları genişliyordu. Şimdi ise Fed'in faiz artırımlarının potansiyel olarak zirveye ulaşması ve Japonya Merkez Bankası'nın politika değişikliğine yaklaşmasıyla birlikte yen, resmi bir müdahale olmaksızın getiri farkının doğal yakınsamasından faydalanabilir.
Japonya Merkez Bankası'nın, G4'teki muadillerinin faiz oranlarını beklendiği gibi düşürmemesi halinde yen üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturabileceği için tetikte olması gerekse de, döviz piyasalarının mevcut durumu acil bir endişeye işaret etmiyor. Bir aylık ve üç aylık dolar/yen için ima edilen volatilite üç ayın en düşük seviyesinde ve 2022'nin sonlarında görülen türbülansa kıyasla daha sakin bir piyasaya işaret ediyor.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.