ANKARA, 10 Mart (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nin (AB) mülteciler için Türkiye'ye taahhüt ettiği 3 milyar euronun aradan geçen dört aya rağmen gelmediğini belirterek, bu desteği görmeden "AB'den destek geldiğini söyleyemeyeceğini" belirtti.
Brüksel'de Pazartesi günü yapılan Türkiye-AB zirvesinde Ankara, birlik ülkelerine AB'den Suriyeli mültecilerin Türkiye'de kalması için gerekli fonun 2018 sonuna kadar iki katına çıkarılmasını, Yunanistan'ın Ege adalarından Türkiye'ye geri gönderilen her mülteci karşılığında bir mülteci almasını ve Türkiye'ye vize muafiyetinin Haziran sonunda başlamasını talep etmişti.
Ankara'yı ziyaret eden Ukrayna devlet başkanı ile dün akşam düzenlediği basın toplantısında Erdoğan'a Türkiye'nin mülteci krizinin çözümü için hafta başında AB'ye sunduğu tekliflere ilişkin değerlendirmeleri soruldu.
Türkiye'nin bugüne kadar mülteciler için yaklaşık 10 milyar dolar harcadığını ve verilecek desteğin Türkiye'nin bütçesine değil, mültecilere gideceğini belirten Erdoğan, AB'nin ise bu mali desteği belirlenecek projeler üzerinden vermek istediğini söyledi.
"Dört ay geçti henüz bir şey yok. Bu yıl içinde üç milyar euronun geleceğinden bahsediliyordu, bakalım kalan sekiz ayda gerçekten bu para gelecek mi?" diyen Erdoğan, "Onun için de ben cumhurbaşkanı olarak gücenmesinler ama açık net söylüyorum; Bu desteği görmeden, yardımı görmeden destek geldi demem" diye konuştu.
AYM'NİN GEREKÇELİ KARARI VE RUSYA'NIN POLİTİKALARI
Anayasa Mahkemesi'nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkında açılan davada hak ihlali yapıldığı yönündeki kararının dün açıklanan gerekçeli kararına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Erdoğan, henüz gerekçeli kararı okumadığını ancak kararın 33 sayfa olduğunu duyduğunu belirtti.
AYM gerekçeli kararında Dündar ve Gül hakkındaki suçlamalar konusunda "anılan haberden başka bir delile rastlanamadığını" belirtti. Gül ve Dündar AYM'nin hak ihlali yapıldığı kararının ardından tahliye edilmiş, Erdoğan ise bu karara saygı duymadığını açıklamıştı.
"Herhalde gerekçeyi izahta zorlandılar. Ben anayasanın 104. maddesinin bana yüklemiş olduğu sorumluluğun gereğini yerine getirmekteyim. Anayasayı gözetmek benim de şüphesiz asli görevlerimden bir tanesidir. Bu çerçevede ben görüşlerimi açıkladım" diyen Erdoğan şöyle devam etti:
"Ama tekrar ediyorum, AYM bireysel başvurularda yargı yolunun tüketilmesini beklemek durumundadır. Yerindelik denetimi yapamaz, yapmamalıdır. AYM bu olayda kendini birincil mahkemenin yerine koymuştur. Yargıtay gibi de bir inceleme yapması doğru değildir."
Rusya'nın Ukrayna'daki ve Suriye'deki faaliyetlerini de değerlendiren Erdoğan "Türkiye'nin Kırım'ın gayrimeşru ilhakını tanımadığını ve bundan sonra da tanımayacağını " belirtti.
Türkiye ve Rusya ilişkilerinde 24 Kasım'da bir Rus savaş uçağının Suriye sınırında Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürülmesinden bu yana kriz yaşanıyor.
Rusya'nın şu anda Suriye'nin Lazkiye kentindeki hava üssünde 50 civarında uçağı olduğunu ve en ileri teknolojideki dört tane uçağının da o üste bulunduğunu belirten Erdoğan, "Rus yetkililere sorduğunuz zaman Esad kendilerini oraya davet etmiş, bunu söylüyorlar. Siz her davet edildiğiniz yere girmek zorunda mısınız? 500,000'e yakın insanı öldüren bir devlet terörü estiren kişi var, siz onun davetine uyuyorsunuz. Böyle bir yanlış olamaz" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm uluslararası camia Rusya'nın Suriye'deki yaklaşımını çok farklı şekilde ele alıp gereğini yapmalıdır. Rusya gücünü nereden alıyor? Bir silahtan, iki Birlemiş Milletler güvenlik Konseyi daimi üyesiyim diyor. BMGK'nın Rusya hakkında karar vermesi mümkün mü? Olay bu kadar basit."