İklim değişikliği insanlığın önünde duran en büyük sınavlardan biri olarak görülüyor.
31 Kasım - 11 Aralık tarihleri arasında Paris’te gerçekleşecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda, dünyanın ve insanlığın geleceğini şekillendirecek kararlar alınacak. Sürdürülebilir Üretim Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Etem Karakaya, ekonomik sistemlerde radikal dönüşümleri zorunlu kılacak kararların alınacağı Paris İklim Zirvesi’nin iklim değişikliği müzakereleri arasında bir köşetaşı niteliğinde olacağını söyledi.
İklim değişikliği sadece dünya ekosistemini değiştirmekle kalmayıp aynı zamanda dünya genelinde yoksulluk, gıda arzı güvenliği, iklim göçleri ve savaşları, altyapı, teknoloji, güvenlik ve ekonomi gibi alanlarda da etkilerini gösteriyor. 195 ülkenin liderleri 31 Kasım - 11 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek Paris İklim Zirvesi’nde küresel ısınmayı kontrol altına alacak uluslararası bir anlaşmaya imza atmak için bir araya gelecek. Sürdürülebilir Üretim Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı ve Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İİBF Dekanı Prof. Dr. Etem Karakaya, dünyanın geleceğini tehdit eden iklim değişikliği konusunda ülkelerin radikal çevresel ve ekonomik tedbirler alması gerektiğini vurguladı.
PARİS İKLİM ZİRVESİ’NDE ÜLKELER DÜNYANIN GELECEĞİ İÇİN SÖZ VERECEK
SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Etem Karakaya, Paris İklim Zirvesi’nde sağlanacak küresel anlaşmanın, Kyoto Protokolü anlaşmasından kat kat daha önemli ve çok daha etkili sonuçlar doğuracağını açıkladı. Prof. Dr. Karakaya sözlerine şöyle devam etti: “Kyoto Protokolü’nde sera gazı azaltımı yükümlülüğü alan ülkeler sadece gelişmiş ülkelerdi. ABD protokolü imzalamamıştı, en büyük kirletici Çin’in azaltım yükümlülüğü yoktu. Japonya, Kanada ve Rusya daha sonra Kyoto Protokolü’nden çıkmıştı. Paris İklim Zirvesi’ne ise Zirve öncesi 179 ülke Ulusal Katkı Planlarını (INDC) sunmuştur. Yükümlülük hedefi alan bu ülkeler dünya sera gazı emisyon miktarının yüzde 94 gibi büyük bir sorumluluğa sahiptir. Bu açıdan burada yapılacak anlaşma tüm dünya ülkelerini, ciddi anlamda ilgilendiriyor. Sorumlulukların gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında şeffaf, adil ve eşitlikçi bir anlayışla paylaştırılması, müzakerenin başarıya ulaşması için kritik önem taşıyor.”
ENERJİ, SANAYİ VE ULAŞTIRMA SEKTÖRLERİNDE RADİKAL DÖNÜŞÜM BAŞLAYACAK
Paris İklim Zirvesi’nin sadece çevresel değil ekonomik yansımalarının da olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Karakaya, ülkelerin artık ekonomik büyüme için öncelikle çevreyi hesaba katması gerekiyor diye konuştu. Üretim ve tüketim süreçlerinin yeniden şekilleneceğini belirten Karakaya şunları söyledi: “Özellikle enerji, sanayi ve ulaştırma sektörü başta olmak üzere tüm ekonomik sistemlerde radikal bir dönüşüm zorunlu olacak. Bu noktada enerji sektöründe fosil yakıtlardan vazgeçip temiz enerji kaynaklarına geçiş yapılacak. Düşük karbon ekonomisine geçişi sağlayacak yatırımlar için gerekli uluslararası ve ulusal iklim finansmanı fonlarının hangi mekanizmalar üzerinde kurulacağı da Zirve’nin temel tartışma konularından biri olacak.”
TÜRKİYE ZİRVE ÖNCESİ ULUSAL KATKI NİYETİ PLANINI SUNDU
Prof. Dr. Karakaya, Türkiye’nin Zirve’ye uzun zamandır hazırlandığını belirterek şunları açıkladı: “Türkiye Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı için ‘Ulusal Düzeyde Belirlenmiş Katkı Niyeti’ planını sundu. Bu Türkiye açısından oldukça önemlidir, çünkü ilk defa Müzakereler bağlamında sorumluluk almaktadır. Bu Plana göre 2030’da Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonlarının 1.175 milyon ton CO2 eşdeğerine ulaşacağını öngörülüyor ve uygulanması düşünülen tedbirler aracılığıyla bu rakamın 929 milyon tona düşürülmesi hedefleniyor. Türkiye’nin mevcut enerji yapısı, yenilenebilir enerji potansiyeli ve ekonomik yapısındaki gerekli dönüşümleri sağlaması durumunda belirtmiş olduğu hedeften daha fazla emisyon azaltım gerçekleştirme kapasitesi vardır. Paris sonrası değerlendirme sürecinde Türkiye’nin daha iddialı azaltım hedefi alabileceğini söyleyebiliriz. Bu süreç haliyle ülkemizde de iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konusunda ciddi bir farkındalık yaratacaktır.”