Mali kriz sonrasında Fed tarafından ekonomiyi canlandırmak için başlatılan parasal genişleme politikalarının, tahvil piyasasında beklenmeyen sonuçlara neden olabileceği analistlerce konuşuluyor.
Parasal genişleme sonucunda hisse piyasaları yükselirken, sabit getirili varlıklarda da yatırımcıların tercihi yüksek getirili “çöp” tahviller oldu.
Bu yıl bile ABD de şirketlerin 500 milyar dolardan fazla tahvil ihraç ettiği bir ortamda, Fed’in faiz oranlarını arttırma beklentisi yatımcılarda ilk kez bazı kaygılar yaratmaya başladı.
Özellikle, Fed’in faiz artıması durumunda, şirket tahvillerinin cazibesinin azalması ve bir satış baskısı oluşması halinde neler olabileceği konuşulmaya başlandı.
Piyasaya satıcıların hakim olması ve alıcıların olmaması durumunda, tahvil fiyatlarının düşmesi ve getirilerin tırmanması kaçınılmaz görünüyor.
Nouriel Roubini de bir süre önce Guardian gazetesinde yayımlanan yorumunda yaşananları bir “saatli bombaya” benzeterek “Şu ana kadar yaşananlar ani çöküşler ve tahvil getirilerinde ve hisse fiyatlarında çalkantılı hareketler. Fakat zaman içinde merkez bankalarının kısa vadeli hareketleri bastırmak için likidite yaratmaya devam etmesi, hisse, tahvil ve diğer piyasalarda balonları beslemeye neden olacak” demişti.
BofAML tahvil stratejisti Michael Contopoulos ise son yıllarda çöğ tahvillere temel ekonomik göstergeler nedeniyle değil, parasal genişleme ve faiz oranlarının sıfıra yakın olması nedeniyle büyük bir yönelim olduğuna dikkat çekiyor.
Parasal genişleme sonucunda hisse piyasaları yükselirken, sabit getirili varlıklarda da yatırımcıların tercihi yüksek getirili “çöp” tahviller oldu.
Bu yıl bile ABD de şirketlerin 500 milyar dolardan fazla tahvil ihraç ettiği bir ortamda, Fed’in faiz oranlarını arttırma beklentisi yatımcılarda ilk kez bazı kaygılar yaratmaya başladı.
Özellikle, Fed’in faiz artıması durumunda, şirket tahvillerinin cazibesinin azalması ve bir satış baskısı oluşması halinde neler olabileceği konuşulmaya başlandı.
Piyasaya satıcıların hakim olması ve alıcıların olmaması durumunda, tahvil fiyatlarının düşmesi ve getirilerin tırmanması kaçınılmaz görünüyor.
Nouriel Roubini de bir süre önce Guardian gazetesinde yayımlanan yorumunda yaşananları bir “saatli bombaya” benzeterek “Şu ana kadar yaşananlar ani çöküşler ve tahvil getirilerinde ve hisse fiyatlarında çalkantılı hareketler. Fakat zaman içinde merkez bankalarının kısa vadeli hareketleri bastırmak için likidite yaratmaya devam etmesi, hisse, tahvil ve diğer piyasalarda balonları beslemeye neden olacak” demişti.
BofAML tahvil stratejisti Michael Contopoulos ise son yıllarda çöğ tahvillere temel ekonomik göstergeler nedeniyle değil, parasal genişleme ve faiz oranlarının sıfıra yakın olması nedeniyle büyük bir yönelim olduğuna dikkat çekiyor.