Investing.com - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) uzmanları, bankaların likidite pozisyonlarının kredi faaliyetleri üzerindeki etkilerini inceleyen önemli bir çalışmaya imza attı. "Likidite ve Kredi Kanalı İlişkisine Likiditenin Bol Olduğu Bir Dönemden Bakış" başlıklı Ekonomi Notu, Salih Zeki Atılgan ve Hüseyin Öztürk tarafından kaleme alındı ve TCMB'nin internet sitesinde yayımlandı.
Çalışmanın odak noktası, parasal aktarımın kredi kanalı üzerinden nasıl etkilendiği oldu. Türkiye bankacılık sistemi için Ocak 2010 ile Mart 2024 arasındaki bir dönem mercek altına alındı. Analiz, bankaların likidite pozisyonlarının arttığı dönemlerde, bu pozisyonlar ile kredi faaliyetleri arasındaki beklenen ilişkinin bozulduğu yönünde önemli bulgular ortaya koydu.
Kredi kanalı ve likidite ilişkisi incelendi
Çalışma, özellikle 2010 yılından 2024 yılına kadar olan dönemi inceleyerek, bankaların likidite pozisyonlarının kredi faaliyetleri üzerindeki etkilerini değerlendirdi. 2020 yılına kadar likidite pozisyonu ile kredi faaliyetleri arasında beklenen pozitif ilişki gözlemlenirken, likiditenin artış gösterdiği dönemlerde bu ilişkinin bozulduğu tespit edildi. Üç yıllık kayan dönemler boyunca yapılan analizler, bu bulguyu teyit etti.
Araştırma sonuçları, parasal aktarımın sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için bankaların likidite pozisyonlarının büyük öneme sahip olduğunu vurguladı. Çalışma, sıkı para politikasının başarılı olabilmesi için likidite adımlarının da bu sürece dahil edilmesi gerektiğini ima etti. Ekonomi Notu, "likidite pozisyonunun aktarıma imkân tanıyacak ölçekte olması gerektiği" sonucuna vardı.
Parasal aktarımda etkin likidite yönetimi
Analiz, enflasyonla mücadele kapsamında para politikasının, ekonomi ihtiyaçlarına uygun faiz politikası ve makroihtiyati araçların bir bileşimiyle yürütülmesi gerektiğini belirtti. Sıkı para politikasına dair uygulamaların, etkin bir likidite yönetimiyle desteklenmesinin önemine vurgu yapıldı.
TCMB uzmanları, politika faizine ek olarak alınan sıkılaştırıcı likidite adımlarının da değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Bu yaklaşımın, kredi kanalı üzerinden parasal aktarımın daha etkin hale gelmesini sağlayabileceği belirtildi. Böylelikle, sıkılaşan para politikalarının hedeflenen ekonomik sıkılığa ulaşmasında daha etkin rol oynayabileceği sonucuna varıldı.