Küresel finans camiası dikkatini merkez bankalarına çevirirken, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası'nın ardından Federal Rezerv ve İngiltere Merkez Bankası da yılın ilk politika toplantılarını gerçekleştirecek. Bu toplantılar, yatırımcıların önemli bir sıkılaştırma döneminin ardından gelecekteki faiz oranı hareketlerine ilişkin göstergeler aradığı kritik bir döneme denk geliyor.
ABD Merkez Bankası'nın 30-31 Ocak tarihlerinde gerçekleştireceği toplantıda faiz oranlarında bir değişikliğe gitmeyeceği tahmin ediliyor. Ancak piyasa katılımcıları olası faiz indirimlerinin zamanlamasına ilişkin ipuçları arıyor. Mart ayı gibi erken bir tarihte faiz indirimine gidileceği beklentisi 2023 yılı sonunda hisse senetleri ve tahvillerde ralli yaşanmasına yol açmış olsa da, son dönemde açıklanan güçlü ekonomik veriler ve politika yapıcılardan gelen yorumlar faizlerin hemen düşürüleceğine dair inancı azalttı.
Fed Başkanı Jerome Powell'ın merkez bankasının daha uzun bir süre daha yüksek faiz oranlarını koruyabileceğine dair herhangi bir işareti, Hazine getirilerinde bir toparlanma ve ABD dolarının gücü de dahil olmak üzere piyasa eğilimlerini etkileyebilir. Hazine'nin üç aylık geri ödeme duyuruları da yakından izlenecek. 29 Ocak'ta toplam fonlama rakamları ve 31 Ocak'ta vade dağılımları, geçen sonbaharda tahvil piyasasındaki gerilemeye katkıda bulunan ABD devlet borç ihracına ilişkin endişelerin ortasında açıklanacak.
İşgücü piyasası, Cuma günü açıklanacak olan ABD tarım dışı istihdam raporu ile odak noktası olmaya devam ediyor. Tahminler Ocak ayında 162.000 yeni istihdam yaratılacağını ve bir önceki ay eklenen 216.000 istihdamın azalacağını gösteriyor.
Birleşik Krallık'ta, İngiltere Merkez Bankası'nın 1 Şubat'ta faiz oranlarını sabit tutması beklenirken, faiz oranlarının 16 yılın zirvesinde uzun süre kalmayabileceğine dair potansiyel sinyaller var. Sterlin, İngiltere Merkez Bankası'nın Fed'e kıyasla faiz indiriminde daha yavaş davranabileceği beklentisiyle son üç ayda dolar karşısında yaklaşık %5 değer kazandı. Ancak, İngiltere Merkez Bankası'nın gelecekteki faiz artırımlarına ilişkin yönlendirmesini değiştirmesi halinde bu destek azalabilir.
Çarşamba günü açıklanacak olan Çin'in resmi satın alma yöneticileri endeksi (PMI) verileri, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin sağlığı hakkında daha fazla fikir verecek. Merkez Bankası'nın banka rezervlerinde önemli bir kesintiye gitmesini de içeren son teşvik önlemlerine rağmen, Çin'in geçen yıl %5'lik hedefin çok az üzerine çıkan ekonomik büyümesinin sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler devam ediyor.
ABD'de Apple (NASDAQ:AAPL), Microsoft (NASDAQ:MSFT), Alphabet (NASDAQ:GOOGL), Amazon (NASDAQ:AMZN) ve Meta Platforms (NASDAQ:META) gibi büyük teknoloji şirketlerinin sonuçlarını açıklayacağı yoğun bir kurumsal kazanç haftası ufukta görünüyor. Ocak ayında S&P 500'ü yeni bir rekor seviyeye taşıyan "Muhteşem Yedili "nin bir parçası olan bu şirketler, endeksin devam eden ivmesinin belirlenmesinde önemli bir rol oynayacak. S&P 500 şirketlerinin 4. çeyrek kazançlarında bir önceki yıla göre %4,5'lik bir artış göstermesi beklenirken, 2024 yılında %10'un üzerinde bir kazanç artışı öngörülüyor.
BBVA (BME:BME:BBVA), Santander (BME:SAN), Deutsche Bank, BNP Paribas (OTC:BNPQY) ve UniCredit gibi birçok büyük kurumun tam yıl sonuçlarını bildirmesiyle Avrupa bankaları da gündemde. Yatırımcılar, yüksek faiz oranlarının faydalarının zirveye ulaşıp ulaşmadığını ve bankaların kredi kalitesinin yükselen faiz ortamında nasıl ilerlediğini değerlendirecek.
Daha geniş piyasa, Çarşamba günkü euro bölgesi 4. çeyrek GSYİH rakamlarına ve Perşembe günkü flaş Ocak enflasyon verilerine de dikkat edecek ve bu da Avrupa Merkez Bankası'nın önümüzdeki yılki faiz kararları için daha fazla bağlam sağlayabilir.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.