IBF, virüs ekonomisi gündemiyle dünya iş insanlarıyla buluştu.
Dünyanın dört bir yanından gelen sanayici ve iş insanlarının katıldığı 23'üncü Uluslararası İş Forumu - International Business Forum (IBF) "Virüs Ekonomisi" gündemiyle başladı.
25 ülkenin iş dünyasından iş insanlarının katıldığı, yılda bir yapılan kongre ve beraberindeki ticari faaliyetlerle bir araya gelinen, 1995 yılından bu yana MÜSİAD'ın uluslararası platformu olarak faaliyet gösteren Uluslararası İş Forumu'nun (IBF) bu yıl 23'üncüsü TÜYAP ev sahipliğinde gerçekleşti.
Dünyanın içinde bulunduğu bu zorlu zamanda, büyük fedakarlıkla pandemi teorilerine ve TSE COVİD 19 Güvenli Hizmet standartlarındadüzenlenen ülke temsilcileri, iş insanlarını ağırlayan forumda IBF Başkanı Erol Yarar yaptığı konuşmada,
"Bugünün fotoğrafının iyi çekmezsek, teşhislerimizi doğru yapamazsak, tedaviyi yapamayız. Sektörel analizlerle, bugün ve yarının ne olacağı ile ilgili uzmanlarımızdan dinlemek olacaktır. Dünya hayatı hiç bir asırda görmediği büyük kriz haline dönüştü. Dünyadaki istatistiklere baktığımızda her yıl 56 milyon kişi ölüyor. Şu anda bu hastalık 11 ayda 1.300 bin kişi. İstatistiki olarak %1,5 artmış. Dünyanın ekonomisi nasıl daralır diye baktığınızda, tek izahı var. Psikoloji bozulunca ekonomi de bozuldu." dedi.
COVID YAŞAM ve TİCARET ŞEKLİMİZİ DEĞİŞTİRDİ
Dünyada hükümetlerin çok hızlı kararlar aldıklarını ve 7 trilyon dolarlık mali ve ekonomik tedbirler açıklandığını hatırlatan Yarar, "Dünya istatistikleri ikinci dalganın çok daha büyük olacağını gösteriyordu. İkinci dalga birinciden büyük geldi. İktisadi tedbirlere aynıyla devam etmek lazım. Enflasyon şu anda gündem maddesi değildir. İşletmeleri ayakta tutmaktır. Dönüşü olmayan nokta işletmenin kapanmasıdır. Bütün dünyadaki gelişmekte olan ülkeler hiç fasılasız acildeki hastanın nabzını takip eder gibi, sürekli hükümetler desteklerini arttırıyor. İşletmeler kapanırsa bunun dönüşü yoktur. Bugün bir restoranınız varsa, bunları kapatırım derseniz, çalışanı ne yapacaksınız? İşletmeyi ne yapacaksınız?" şeklinde konuştu.
Sektörel analizlerde COVID'in alışveriş alışkanlıkları dahil yaşam tarzlarını da kalıcı şekilde değiştirdiğini, endüstriyel ticaretin lojistik konusuyla birlikte e-ticareti maksimum seviyede kullananların başarılı olacağına değinen Yarar, "İşsizliği artıran, insanları toplumsal ve ferdi tramvalara sokan sorunların çözümlerini bulmak zorundayız. Bunun için IBF'de virüs ekonomisi vurgumuz 21. yüzyılın değişmez riski olan virüsün kısa zamanda insanlık yararına noktalanması temennimiz"
IBF açılış konuşmalarında MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, iktisadi büyüklüğü ne olursa olsun çoğu hükümet, insanları halk sağlığı ve sosyal güvenlik sistemlerindeki köklü zafiyetlerle yüz yüze bırakan bu küresel krizi elbette hazırlıksız yakalandığını vurguladı.
G-20'nin her geçen gün ABD ve Çin'den oluşan bir G-2 yapısına kayması, küresel ekonominin diğer bütün aktörleri adına ciddi bir tehlike olduğuna dikkat çeken Kaan konuşmasına şöyle devam etti: "Yeni dönemde, başta G-20, Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü gibi küresel sistemin başlıca kurumlarının yeniden düzenlenmesine yönelik eleştirel ve ortak bir politik dil geliştirmeliyiz. Virüs salgını sonrası dönemde daha da sert geçeceğini tahmin ettiğimiz küresel hegemonya mücadelesinin önde gelen aktörlerinin, Türkiye'yi hesap dışı tutarak masadaki yerini koruması mümkün değildir."
Bir ülkede para gücünü onun üretim ve yatırım gücünü belirlediğini belirterek, finansal politika araçları ile reel ekonomik kaideleri açıklamaya hatta çözmeye çalışırsak hem sistemdeki parayı atıl kalmaya mecbur bırakır hem de gelişim için esas olan yatırım ve üretim gücünden mahrum kalabilme tehlikesi konusunda uyaran MÜSİAD Başkanı Kaan şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından başlatılan ve üç sac ayağı üzerine bina edilen iktisadi gelişim seferberliğini yürekten destekliyoruz. Piyasalara güven telkin edildiği zaman Türkiye'nin güçlü jeopolitik avantajı sayesinde yabancı yatırımcıların gözünde yeniden bir cazibe merkezi haline nasıl geldiğini kısa süre içinde test etmiş olduk. Ancak bundan sonraki süreçte de bu kararlılığın devam etmesi ve bilhassa makro bir üretim politikasına geçilerek ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan maliyet enflasyonu riskini azaltacak girdi ve yarı mamül üretimlerinin de ithalat yönlü değil milli üretim hamlesiyle gerçekleşmesini temenni etmekteyiz."
IBF Konuşmacılarından Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, Türkiye'nin yatırımcılar için büyük kolaylık sağladığını vurgulayan kolaylıkların verilere yansımaya başladığını vurgulayarak şöyle dedi:
"Dünya Bankası tarafından her yıl düzenli olarak hazırlanan İş Yapma Kolaylığı Endeksi (Doing Business Index) genel sıralamasında geçen sene 43. basamakta yer alan Türkiye, 2020 yılında 10 sıra yükselerek en kolay iş yapılan 33. ülke olmuştur. Endeksteki en büyük ilerleme esas itibarıyla Bakanlığımız sorumluluğundaki vergi alanında sağlanmış, bu alanda sıralamamız 80'den 26'ya yükselmiştir."
MÜSİAD iş dünyasını temsil eden bir kuruluş, Türkiye'de hangi sektör hangi alanda kim olursa olsun. Piyasadaki ateşi hissetmeden attığı adımlarla kredilerin ötelenmesiyle tarihi bir dönem geçiriyoruz. Türkiye'de başvurulan adımlarla çok az bir hasar ile atlatıyoruz. Verdiğimiz destek, 530 milyar lirayı bulmuştur.
Algı, olgunun önüne geçti. Gerçekler, ihtiyaçlar, korkular hepimizin hayatında değişikler oluyor. Geçerken bıraktığı etki önemli. Tedbirler nasıl sağlandı. İşyerlerimiz fabrikalar, ülkeler, aileler, sağlık sistemimiz, eğitim sistemimiz neleri yapacağını test etti. Biz değişime uyum sağlayacağız ve burada yürüyeceğiz. Kriz ortamında fırsatlar var. Bu fırsatları nasıl değerlendireceğimiz önemli. Tedbirleri bırakmadan, doğru kazanabiliyor muyum kaygısıyla fırsatları değerlerndirmeliyiz.
500 milyar liralık yapılandırma ile desteklerin sürdüğünü söyleyen Nebati, konuşmasını şöyle tamamladı: "Türkiye'nin önümüzdeki dönemde hukuk ve demokrasi reformları gerçekleştirilecek. Şeffaf politikalar uygulayıp, yatırımcıların yüksek faize ezdirilmemesi için gerekenleri yapacağız."
-iDeal Haber Merkezi-