Yatırımcılar, Japonya Merkez Bankası'nın kayda değer bir faiz artışına gittiği bir dizi merkez bankası toplantısının ardından ABD, Avustralya ve Japonya'dan gelecek enflasyon verilerinin ön plana çıkacağı kritik bir haftaya hazırlanıyor. Gelecek verilerin bu ekonomilerde para politikasına ilişkin beklentileri etkilemesi bekleniyor.
29 Mart'ta ABD'de açıklanacak olan Şubat ayı Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi'nin aylık %0,4 artış göstermesi bekleniyor. Bu, Ocak ayındaki %0,3'lük artışın ve son üç yılın en küçük yıllık enflasyon artışının ardından geldi.
Son dönemde enflasyon tahminlerini yükselten Federal Rezerv, iyileşen ekonomik görünüme rağmen bu yıl için faiz indirimi konusundaki duruşunu koruyor. Ancak enflasyonun hızlandığına dair herhangi bir işaret, politikanın yakın zamanda gevşetileceğine dair beklentileri azaltabilir.
Avustralya Merkez Bankası (RBA), son dönemde güçlü istihdam verilerinin enflasyon baskılarının umulduğu gibi azalmayabileceğini göstermesinin ardından Çarşamba günkü enflasyon rakamlarını yakından izleyecek. Şubat ayı verileri, mal fiyatlarına kıyasla daha yavaş düşüş gösteren daha geniş bir hizmet fiyatları yelpazesini içerdiği için özellikle belirleyici olacak.
Singapur ve Malezya'da enflasyon oranlarının düşmesi beklenirken, bu bölgelerdeki politika yapıcıların öngörülebilir gelecekte mevcut para politikası duruşlarını sürdürmeleri muhtemel.
Japonya haftayı Cuma günü Tokyo'nun tüketici fiyat rakamları ile tamamlayacak. Japonya Merkez Bankası'nın 17 yıl sonra ilk kez faiz artırımına gitmesinin ardından açıklanacak olan bu karar, veri açısından zayıf bir haftada zamanlaması nedeniyle daha az heyecanla karşılandı.
Avrupa'da, İsviçre Merkez Bankası'nın sürpriz faiz indiriminin ve İngiltere Merkez Bankası'nın gevşemeye yönelik ipuçlarının ardından, dikkatler diğer büyük merkez bankalarının Haziran ayında faiz indirimine gitme ihtimaline çevrildi. İsviçre frangı SNB'nin kararının ardından düşüş yaşarken, sterlin de BoE'nin güvercin görünümünden etkilendi.
İsveç Riksbank 27 Mart'ta faiz kararını açıklayacak ve beklentiler faizleri sabit tutacağı ancak yakında bir indirim sinyali verebileceği yönünde.
Enflasyonun %2 hedefine yaklaşması ve ekonomik büyümenin durması nedeniyle Riksbank daha önce 15 yılın en yüksek seviyelerinde olan faiz oranlarının zirve yaptığını ve 2024'ün ilk yarısı gibi erken bir tarihte indirilebileceğini belirtmişti. Ancak, İsveç kronunun zayıflaması ve ECB ile Fed'e ayak uydurma kaygıları, piyasaların Mayıs ya da Haziran ayında bir faiz indirimine gidilebileceği beklentisine yol açtı.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.