Yazar – Geoffrey Smith
Investing.com – Dolara alternatif varlıklar için test zamanı.
Pandemi boyunca ABD ekonomisini güçlü tutabilmek için iki yıl süren yoğun para basımının ardından ABD Fed’in, dünyanın rezerv parasının değerini korumak için agresif tedbirlere git gide daha açık hale geldiği görülüyor.
Pandeminin fiat paraların gözden düşeceğinin habercisi olduğunu düşünenler için kötü haber. Bitcoin başta olmak üzere kripto paralar, geçen yıl gördükleri seviyelere göre %40 değer kaybetmişken daha geleneksel bir ‘değer deposu’ olan altın ise yaklaşık %10 düşmüş durumda. Ve haberler, en azından onlar için daha da kötüleşecek gibi duruyor.
Enflasyon korumaları en iyi performansını enflasyonun en yüksek olduğu zamanda değil, merkez bankasının ‘eğrinin en gerisinde’ ve ücretlerin ve fiyatların birbirlerini kovalayarak yükseldiği olaylar zincirini durdurmakta çok yavaş olduğu düşünüldüğünde gösterir.
O an, Fed Başkanı Jerome Powell’ın Aralık ayı başında Kongre’de yaptığı konuşmada, “geçici” kelimesini “bırakmanın zamanı” geldiğini söylediğinde geçti muhakkak. Merkez bankası daha önce, tüketici fiyatlarında pandemiden dolayı yaşanan bozulmaların, faiz artırımının ekonomi üzerinde etki göstermeye başlaması için gereken süreden daha çabuk düzeleceğine inanıyordu.
Aralık ayından bu yana Fed, piyasayı doların değer kaybetmesine izin vermeyeceğine ikna etmek için sert konuşmalar yaparak arayı kapatma telaşında. Powell, ikinci başkanlık dönemini onaylamak üzere gerçekleşen oturumda Senato’ya, enflasyonun “kalıcı” olmasına izin vermeyeceğini söyledi. Bu mesaj, Aralık ayında kırk yılın yükseğini gören ABD enflasyonundan daha önemli.
Piyasa bu tarz vaatleri istemese de görünüşe göre değerlendirmeye başladı ama şimdi kayıp zamanı telafi etmeye başlıyor. Fed verilerine göre önümüzdeki beş yıl için enflasyon beklentileri, Ekim ortasında %2,4 ile zirve yaptı. Geçen haftanın sonunda %2,15’e düşürmüşlerdi bile.
Bu kez Bitcoin’in altın karşısındaki düşük performansı, birçok kişinin dijital para birimlerinin koruma (hedge) varlıkları değil, hisse senetleri ve diğer spekülatif yatırımlarla daha uyumlu hareket eden risk varlıkları olduğu sonucuna varmasına neden oldu.
Pazartesi günü müşterileriyle bir not paylaşan Morgan Stanley (NYSE:MS) analisti Sheena Shah, Bitcoin'in son altı ayda S&P 500 ile 0.34'lük pozitif bir korelasyonla işlem görürken (1 puanlık korelasyon, tam örtüşmeyi temsil eder) altınla zıt yönlerde hareket etme eğiliminde olduğuna dikkat çekti. Burada negatif korelasyon 0,1 puandı.
Shah’ın gösterdiğine göre Bitcoin, en yakın korelasyona özellikle küresel M2 para arzı ile sahipmiş gibi görünüyor – bu, son sekiz yıldır tutarlı bir şekilde devam eden bir ilişki. Bu durum, küresel para arzının yarısından fazlasını oluşturan merkez bankalarının para politikasını sıkılaştırdığı bir zamanda kripto için bariz bir kırmızı bayrak.
Riskini çeşitlendirme umuduyla portföyüne kripto alanları hüsrana uğratabilir bu ancak gerçek şu ki merkez bankalarından gelen serbest para sayesinde genel olarak portföyler, son iki yılda önemli ölçüde daha kaldıraçlı hale geldi. ABD Finans Sektörü Düzenleme Kurumu (FINRA) tarafından izlenen marj bakiyeleri, tek başına, pandeminin başından bu yana geçen iki yıl içinde %63 artarak yaklaşık 920 milyar dolara ulaştı. Daha yüksek faiz oranları, herhangi bir varlığı kaldıraç yoluyla elde tutmanın maliyetini yükseltir ve kripto – getiri sağlayan temettüler veya kuponlar olmadan – bu tür sıkışmalara karşı özellikle savunmasızdır.
Aynısı altın için de geçerli elbette. JPMorgan (NYSE:JPM) analistleri, reel getirilerdeki artışın gelir getirici tahvillere dönüşmesiyle, bu yılın son çeyreğine kadar altının mevcut seviyelerden yaklaşık %16 düşük bir nokta olan 1.520 dolara döneceğini tahmin ediyor.
Ancak fark, altının kullanım şeklinin daha oturmuş olması. Dünya Altın Konseyi verileri, iki büyük nihai alıcı kategorisinin – kuyumcular ve merkez bankaları – 2021’in ikinci yarısında net alıcı konumuna geri döndüğünü gösteriyor. Hindistan’daki kuyumcuların alımları, Kasım ayında pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıkarken Çin’in altın ithalatı da Ekim ayında 2019’dan bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı. Gelişmiş ekonomilerin merkez bankaları, Kasım ayında 2013’ten beri ilk kez net altın alıcısı oldu.
Bitcoin ise o kadar ikna edici değil. On yıllık hızlı ve iyi finanse edilen inovasyonlardan sonra bile kullanım kolaylığı açısından fiat parayı geride bırakan tek işlevi, fidye yazılım saldırıları ve kara para aklama gibi yasa dışı işlemler. Kısa vadeli talep ivme ya da diğer bir deyişle spekülasyonla belirleniyor.
Orta vadede NFT’ler gibi ilişkili varlıklar için daha iyi düzenleme ve büyüyen bir ekosistem, kripto kullanımını bir dereceye kadar genişletebilir. Kuşak farklılıkları, bankalara ve merkez bankalara güvenmeyen bir kesimin, zamanla Keynes’in ‘barbar fosili’ dediği şeylerden dijital varlıklara geçeceği anlamına da gelebilir.
Ama kısa vadede iki varlığın da iyi performans göstermesi mümkün görünmüyor. Söylenebilecek en iyi şey, düşüş eğiliminin altın açısından kriptolara göre daha sınırlı olduğu. Altın temellerden, ivmeden, regülasyondan ve en önemlisi tarihten çok daha büyük bir destek alıyor. Kripto para, sert bir sıkılaşma döngüsü ile ilk kez test edilmek üzereyken altın, medeniyetin başından beri hep bu tür döngülerle karşılaştı ve ayakta kaldı.