Investing.com - Almanya uzun bir süre boyunca ekonomik bir mucize olarak kabul edildi, çünkü ülke iki dünya savaşını kaybetmesine rağmen dünyanın ihracat şampiyonu olmayı ve bu unvanı uzun yıllar korumayı başardı.
Almanya'da üretilen ürünler büyük talep görüyordu, ancak Almanlar muhtemelen bu başarıyı asla tekrarlayamayacak. Finans bloguyla birçok ödül kazanan makroekonomist Mike Shedlock, bunun neden böyle olduğuna ışık tutuyor.
Shedlock, enerji dönüşümünün Almanya'nın en büyük sorunu olduğuna inanıyor. Rekabet gücünün azalmasının nedeninin Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısı olduğu iddiasını net bir şekilde reddediyor. Bunun yerine, Alman elektrik fiyatlarının bu krizden önce de Avrupa'daki en yüksek fiyatlar olduğuna dikkat çekiyor.
Dolayısıyla ülkenin enerji politikası açısından çok daha önce adım atılması gerektiği, ancak politikacıların bu yapısal sorunla mücadele etmek istemedikleri görülüyor.
Almanya bir zamanlar 110.000 kişiye istihdam sağlayan dünya lideri bir güneş enerjisi endüstrisine sahipti, ki bu sadece 10 yıl önceydi. Ancak eski Şansölye Schröder döneminde Rusya ile yapılan doğal gaz anlaşması o kadar cazipti ki, Merkel hükümeti döneminde güneş enerjisi sektörüne yönelik teşvik programlarının durdurulmasına karar verildi. Yenilenebilir enerjilerin genişlemesi durdu, 70.000 güneş enerjisi uzmanı işini kaybetti ve neredeyse tüm sektör Çin'e göç etti.
Rüzgar ve güneş enerjisi için uygun alanlar sınırlıdır ve bu tür projelerin hayata geçirilmesi halkın direnişiyle karşılaşmaktadır. Bu nedenle, Shedlock'un yazdığı gibi, temiz hidrojen için bir altyapı inşa edilmesine siyasi olarak karar verildi. Ancak sorun, bu teknolojinin ihtiyaç duyulan ölçekte kullanımına ilişkin ampirik değerlerin bulunmaması. Bu aynı zamanda gerekli hacmin üretilip üretilemeyeceğini ve hepsinden önemlisi hangi fiyattan üretilebileceğini söylemenin mümkün olmadığı anlamına geliyor.
Sonuç olarak, Almanya ekonomiye ucuz enerji sağlama konusunda giderek daha fazla kaybediyor ve bu da kaçınılmaz olarak hızlanan bir göçe yol açıyor.
Ayrıca Almanya teknolojik olarak da rakipleri tarafından geride bırakılıyor. Alman otomobilleri bir zamanlar tüm dünyada talep görüyordu, ancak Shedlock'un da açıkladığı gibi otomotiv endüstrisi e-mobilite konusunda uyudu. BYD (F:1211) geçtiğimiz çeyrekte Çin'in en çok satan otomobil markası oldu ve VW'yi (ETR:VOWG) geride bıraktı. Nedeni basit: VW'nin Made in Germany (ID3) modeli ile, daha fazla menzile ve daha iyi bir yazılım platformuna sahip %60 daha ucuz bir BYD arasında seçim yapmanız gerekiyorsa, karar vermek çok kolay.
Her okuyucunun kendi deneyimlerinden yola çıkarak söyleyebileceğinden emin olduğum bir diğer önemli eksiklik ise dijitalleşme. Daha birkaç yıl öncesine kadar dünya ihracat şampiyonu olan bir ülke için internet hızında dünya sıralamasında 51. sırada yer almak gerçek bir yenilgidir.
1980'lerin başında Helmut Schmidt yönetimindeki hükümet ülke çapında bir fiber optik ağın inşasını başlattı. O zamanlar fütüristik bir proje olan bu proje hayata geçirilmiş olsaydı bugün tüm ülke bundan faydalanıyor olacaktı. Halefi Şansölye Helmut Kohl ise bunun yerine bakır kablolardan oluşan zayıf ağa para akıtmaya devam etmeye karar verdi.
Buna ek olarak, göçle bile giderilemeyeceği bilinen kalifiye işçi sıkıntısı var. Demografik değişim uzun zamandır bir gerçek ve her geçen ay emeklilerin sayısı artarken çalışanların sayısı azalıyor.
Shedlock, şirketlerin %50'sinin kalifiye işçi eksikliği nedeniyle halihazırda daha az üretim yaptığına dikkat çekiyor. Bu da yılda 85 milyar dolara denk geliyor.
OECD, Almanların karşı karşıya olduğu zorlukların boyutunu şu sözlerle tanımlıyor:
"Sanayileşmiş başka hiçbir büyük ülke, sosyal, çevresel ve düzenleyici etkileri değiştirerek rekabet gücünü bu kadar sistematik bir şekilde yok etmemiştir."
Görünen o ki Almanya, şairler ve düşünürler ülkesi, orijinal erdemlerine geri dönüyor.
Eğer Almanya küresel ekonomide geri dönülmez bir şekilde kenara itilirse, bu Euro Bölgesi için bir başka sınav olacaktır. ECB ekonomiyi taze parayla canlandırmaya çalışacak ve böylece yüzde 2'lik enflasyon hedefini tamamen göz ardı edecektir.
Ülkeleri için eurosuz daha iyi bir geleceği savunanların çığlıkları daha da yükselecektir. Popülistlerin oy oranları şimdiden yükselmeye başladı, öyle ki ortak para biriminin sonunun başlangıcı kesinleşmiş gibi görünüyor.