Avrupa Merkez Bankası (ECB) bu Perşembe günü mevcut borçlanma maliyetlerini rekor seviyelerde tutmaya hazırlanırken, Haziran ayı için ufukta bir faiz indirimi olabileceğine dair işaretler de var. Bu potansiyel hamle, enflasyondaki kayda değer yavaşlamaya ve Avro Bölgesi'nde süregelen ekonomik kırılganlığa yanıt olarak geliyor.
Faiz oranları Eylül ayından bu yana ECB tarafından sabit tutulurken, son sinyaller faiz indirimlerinin daha olası hale geldiğini gösteriyor. Bankadaki karar alıcılar harekete geçmeden önce ücretler konusunda güven verici ek veriler bekliyor.
ABD Merkez Bankası'nın politika gevşemesinde olası bir gecikme işleri zorlaştırabilir, ancak güçlü ABD ekonomisi ile durgunlaşan Avro Bölgesi arasındaki artan ekonomik eşitsizliğe rağmen ECB'nin planlarını durdurması beklenmiyor.
Avro Bölgesi üst üste altıncı çeyrekte ekonomik durgunluk yaşıyor ve işgücü piyasasında zayıflama işaretleri ortaya çıkıyor. Buna karşılık ABD ekonomisi, sıkı bir işgücü piyasası ve geçen ay tahminleri aşan enflasyonla beklentilerin ötesinde genişliyor ve bu da potansiyel kalıcı fiyat artışına işaret ediyor.
Deutsche Bank analistleri, Haziran ayında yapılacak bir faiz indiriminin ECB'nin daha muhafazakar ve liberal üyeleri arasında bir orta yolu temsil ettiğini öne sürdü. Bankanın politika yapıcıları %4'lük mevduat faizinde Haziran ayında bir indirime gidileceğini o kadar sık ima ettiler ki yatırımcılar buna neredeyse kesin gözüyle bakıyor ve bu beklentiden herhangi bir sapma ECB'nin kredibilitesini zayıflatabilir.
ECB Başkanı Christine Lagarde'ın, gerekli faiz oranı düşüşlerinin kapsamı ve hızı konusunda henüz net bir fikir birliği olmadığı için Haziran sonrasına ilişkin planları tartışmaktan kaçınması bekleniyor. Piyasa tahminleri şu anda bu yıl yaklaşık 80 baz puanlık bir indirim öngörüyor, bu da tahminler değişse de üç ila dört faiz indirimi anlamına geliyor.
Avro bölgesindeki tüketici fiyatları enflasyonu geçtiğimiz ay %2,4'e geriledi ve yılsonundan önce ECB'nin hedefi olan %2'ye, bankanın kendi tahmini olan 2025'ten çok önce döneceği tahmin ediliyor. Yavaşlayan ücret artışı, yumuşayan işgücü piyasaları, zayıf yatırımlar ve durgun banka kredileri enflasyonist baskıların azalmaya devam edeceğine işaret ediyor.
Santander CIB'den Antonio Villarroya, ECB'nin faiz indirimlerini muhtemelen nötr oranın biraz üzerinde, %2,25-2,50 nihai oranla durduracağını öngörüyor. Bu da üç çeyrekten biraz daha uzun bir süre içinde 150-175 baz puanlık indirimlere ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor ki bu da toplantı başına 25 baz puanlık bir indirimi en olası senaryo haline getiriyor. Yine de bazı analistler, ECB'nin muhtemelen yeni enflasyon ve büyüme projeksiyonlarının açıklanmadığı Temmuz veya Ekim aylarında bir veya iki toplantıyı atlayarak daha yavaş hareket etmesini bekliyor.
Fed'in eylemleri de ECB'nin kararlarını etkileyebilir. ABD Merkez Bankası'nın bu yıl için üç faiz indirimi düşünülüyor olsa da, güçlü Amerikan ekonomisi ve beklenmedik enflasyon artışları piyasaların bu olasılığı sorgulamasına neden oldu. Dahası, Kasım ayındaki ABD seçimlerine çok yakın bir zamanda yapılacak faiz indirimleri siyasi müdahale iddialarına davetiye çıkarabilir.
ECB, politika kararlarının bağımsız olarak alındığını savunuyor, ancak Fed'in stratejisinden uzun süreli bir sapma ters etki yaratabilir. ECB'nin daha hızlı faiz indirimleri, sermayenin daha cazip olan ABD piyasasına akmasıyla daha zayıf bir euroya ve daha yüksek getirilere yol açarak ECB'nin çabalarının bir kısmını potansiyel olarak boşa çıkarabilir.
Sonuç olarak, ECB Fed'den önce harekete geçebilecek olsa da, çok fazla ileriye gitmekten kaçınmak için muhtemelen dikkatli davranacaktır. Danske Bank ekonomisti Piet Haines Christiansen, Fed'in kararlarını etkileyen faktörler kaçınılmaz olarak Avrupa'ya yayılacağından ve Euro bölgesini etkileyeceğinden, uzun süreli politika ayrışmasını hayal etmenin zor olduğunu belirtti.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.