Investing.com - AB Komisyonu, Avrupa Birliği üyesi ve aday ülkeler için hazırladığı "Avrupa Ekonomik Tahminleri, Sonbahar 2024" raporunu yayımladı.
Rapora göre Türkiye ekonomisinin 2024 yılında yüzde 3 oranında büyümesi ve ortalama enflasyonun yüzde 59,8 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.
Ekonomik büyüme beklentilerinde revize
AB, önceki "Avrupa Ekonomik Tahminleri, Bahar 2024" raporunda Türkiye ekonomisinin 2024 yılında yüzde 3,5 büyüyeceğini ve ortalama enflasyonun yüzde 57,4 olacağını öngörmüştü. Ancak sonbahar raporunda bu tahminler güncellenerek büyüme beklentisi yüzde 3 olarak revize edildi. Bu değişiklik, Türkiye ekonomisindeki dalgalanmalar ve belirsizlikler sebebiyle ortaya çıktı.
2025 yılı için GSYH büyüme tahmini de yüzde 3,8'den yüzde 3,2'ye düşürülürken, 2026 yılında büyümenin yüzde 4 gerçekleşmesi öngörülüyor. Raporda, 2025 için ortalama enflasyon tahmininin yüzde 31,5'ten 30,8'e çekildiği ve 2026 için enflasyon beklentisinin yüzde 17,8 olduğu ifade ediliyor.
İç talepte beklenen yavaşlama
Komisyonun raporunda, ikinci çeyrekte iktisadi faaliyette görülen yavaşlamanın ardından, sıkı politika duruşunun iç talep üzerindeki baskısının devam etmesi bekleniyor. Hanehalkı tüketiminin, istihdam artışındaki yavaşlama ve asgari ücretin yıllık tek endekse dönmesi nedeniyle sınırlı kalacağı öngörülüyor.
Yüksek faiz ortamında, deprem yeniden inşa çalışmalarına rağmen sabit yatırımların başlangıçta yavaş bir süreçten geçeceği, ancak 2025 yılı sonunda makroekonomik istikrarın güçlenmesiyle hızlanacağı tahmin ediliyor. Enflasyonu düşürme ve sıkı mali duruşu sürdürme politikaları nedeniyle kamu tüketiminin de benzer bir seyir izleyeceği belirtiliyor. Raporda, zayıf iç talebin, ihracat büyümesinin gerisinde kalacağı ve ithalat büyümesi üzerinde baskı yaratacağı da vurgulanıyor.
Yumuşak iniş senaryosu
AB Komisyonu, Türkiye ekonomisi için temel senaryosunun 'yumuşak iniş' olarak kalmaya devam ettiğini belirtiyor. Genel olarak büyümenin ılımlı seyredeceği ve enflasyonun düşeceği öngörülüyor. Komisyon, Türkiye'nin makroekonomik politikalarının sürdürülebilir ve dengeli büyüme hedefine odaklanmasının önemine dikkat çekiyor. Bu bağlamda, ekonomik reformların ve yapısal dönüşümlerin desteklenmesi gerektiği ifade ediliyor.