* TCMB sadeleşmeden vazgeçerek günlük adımlarına döndü
* Politika faizinde artış yapılmaması bağımsızlıkta soru işaretleri yaratıyor
* TL ilk kayıplarını azalttı ancak EM'lerden negatif ayrışıyor (Geçmiş bilgi ve yeni görüş eklendi)
Nevzat Devranoglu
ANKARA, 24 Ocak (Reuters) - Merkez Bankası (TCMB) yılın ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz koridorunun alt bandı ve politika faizini sabit tutarken, üst bant ve geç likidite faizlerinde artırıma gitti.
TCMB ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceğini belirtirken, politika faizinde artış yapılmamasının ve verilen mesajları bankacılar "tek faizden fonlamadan ve sadeleşmeden vazgeçildiği" şeklinde yorumlarken, bu kapsamda TCMB'nin günlük olarak likidite adımları ile oluşturacağı faiz politikasını yakından izleyecek.
TCMB faiz koridorunun alt bandı olan borçlanma faiz oranını yüzde 7.25'te, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8'de sabit tutarken, marjinal fonlama oranını yüzde 8.5'ten yüzde 9.25'e yükseltti.
Merkez Bankası ayrıca Geç Likidite Penceresi faiz oranlarında, borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutarken, borç verme faiz oranı yüzde 10'dan yüzde 11'e yükseltti.
"Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir" söylemine yer verilen PPK açıklamasında, "İhtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir. Ayrıca, döviz piyasasında iktisadi temellerle uyumlu olmayan sağlıksız fiyat oluşumları gözlenmesi halinde likidite araçları ile gerekli tedbirler alınacaktır" mesajına yer verildi.
PPK açıklamasında kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği öngörülürken enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırmanın güçlendirilmesine karar verildiği belirtildi.
DNG Danışmanlık'tan Fatih Keresteci, "TCMB sadeleştirmeyi resmen sonlandırdı. Yukarıda çift bantlı bir koridor uygulaması var. Sıkı likidite politikası ile kontrol amaçlanacak" dedi.
Bankacıların yaptığı hesaplamaya göre TCMB'nin fonlamayı dün gerçekleşen kompozisyona benzer şekilde yarın da devam ettirmesi halinde yeni faiz oranları ile ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 9 civarından yüzde 9.90'a doğru yükselecek. Ancak TCMB'nin nasıl bir fonlama kompozisyonu oluşturacağı günlük olarak belirleneceğinden yeni faiz oranları ile birlikte yarın nasıl bir faiz oranı oluşacağı bilinmiyor.
Danske Bank Gelişmekte olan ülkeler başanalisti Jakob Christensen, "Yeterli değil. TL üzerindeki baskının hafiflemesi için faizin 200 ile 300 baz puan arasında yükselmesi gerektiğini düşünüyoruz. TCMB gönülsüz bir tepki verdi. Merkez Bankası açıkça gerekeni yapacak kadar bağımsız değil. Kapı ardından geç likidite penceresiyle sıkılaştırma yapmaya çalışıyor, ancak biz tüm faizlerde biraz daha fazla hamle görmek isterdik. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Cuma günkü kararı öncesinde TL üzerindeki baskının süreceğini düşünüyoruz."
"Toplam talep gelişmeleri enflasyona düşüş yönünde katkı vermektedir. Bununla birlikte, son Kurul toplantısından bu yana döviz kurlarında gözlenen aşırı hareketlilik enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri artırmıştır" denilen PPK açıklaması şöyle devam etti:
"Döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli etkisi ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklık nedeniyle kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği öngörülmektedir."
Öte yandan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek TCMB'nin kararı sonrası Twitter'dan TCMB'nin fiyat istikrarı için parasal sıkılaştırmaya gittiğini ve gerekirse ek sıkılaştırma yapabileceğini ifade ettiğini belirterek "olumlu" yorumunu yaptı.
SADELEŞME VE TEK FAİZ YERİNE YENİDEN LİKİDİTE POLİTİKALARI
TCMB Başkan Murat Çetinkaya göreve başladığından itibaren sadeleşme söylemi ile faiz koridorunun üst bandında art arda yedi ay süren 250 baz puanlık indirime gitmişti. Çetinkaya yaptığı açıklamalarda tek faizden fonlama yapma noktasına oldukça yaklaştıklarını, sadeleşmenin de büyük ölçüde tamamlandığını ve en kısa zamanda sadeleşmenin tamamen tamamlanmış olmasının öngörüldüğünü belirtiyordu.
Ancak bu söylemlerin aksine Çetinkaya başkanlığında TCMB son iki hafta itibarıyla sert likidite önlemleri uygulayarak tek faizden fonlama beklentisi yerine bir anda farklı farklı bir çok faiz oranından fonlama uygulamasına başlattı. Bugünkü PPK açıklamasında da gerekli görülmesi halinde likidite adımlarının devam edebileceği yönünde de mesaj verildi.
İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, "Özetle bugünkü karar para politikasında sadeleştirmenin sona erdiğini, bir nevi yeni üst bant faizi olarak geç likidite penceresi ile fonlamanın resme dâhil olduğu bir koridor uygulamasına geri dönüldüğünü ve bu koridordan yüksek frekanslı likidite yönetimi uygulanacağını gösteriyor" dedi ve ekledi:
"Kararın küresel risk iştahında büyük bir değişim olmadığı takdirde dolar/TL'de keskin artışları engelleyeceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde özellikle TL'nin yönünü anlamak adına swap ihalelerinde verilen TL faizini, ihalede verilen dolar miktarını ve TL likidite tarafında fonlama maliyetini yakından takip etmeye devam edeceğiz."
Son günlerde swap ihaleleri kurda iyimserliğin artmasında önemli bir destekleyici unsur oldu. eski Başkanı Erdem Başçı tarafından da piyasalarda "örtülü faiz artışı" olarak alınan benzer uygulamalar sıklıkla kullanılmış öngörülebilirliği düşük olması nedeniyle tartışılan bu uygulamalar kısa vadede olumlu piyasa etkileri yaratmayı başarmıştı.
Ancak eski başkan döneminde TCMB'nin faiz koridorunun da üstünde yer alan ve Türkiye'de bugüne kadar cezai bir faiz olarak bilinen geç likidite penceresi hiç kullanılmamıştı.
TCMB'nin bu fonlama mekanizmalarının günlük faaliyetlere para politikası aracı olarak konu edilmesi orta-uzun vadede reel sektörün ve bankaların nakit akış sistemi ve TCMB'nin kredibilitesi açısından soru işaretlerine neden oldu. açıklamasında ayrıca, son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetin kısmi bir toparlanma sergilediğine işaret ettiği de belirtilerek "İç talep göreli olarak daha zayıf seyrederken Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir. Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin devam etmesi beklenmektedir" görüşüne de yer verildi.
TL SERT DEĞER KAYIPLARI ARDINDAN DALGALI SEYİR İZLİYOR
TCMB'nin faiz kararı ardından ilk tepki olarak sert yükselen dolar/TL karar sonrası dalgalı bir seyir izlemeyi sürdürüyor.
PPK öncesi 3.7370 seviyesinde olan dolar/TL 3.8299'a kadar yükseldikten sonra saat 1602'de 3.7660/3.7670 seviyesinde bulunuyor.
Temmuz 2016'daki darbe girişiminden bugüne dolar karşısında yaklaşık yüzde 25 değer kaybeden TL yıl başından bu yana ise yüzde 6-7 civarı kayıpla gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en çok değer kaybeden para birimi olmayı sürdürüyor.
Türk ekonomisinde kuru baskılayan ana unsurlar arasında TCMB'nin siyasi endişelerle TL'nin sert değer kayıplarına karşın faiz adımlarını kullanmaktan çekinebileceği endişesi, faiz adımlarının kullanılması halinde siyasilerle yaşanabilecek gerilim ihtimali, Türkiye'ye tek yatırım yapılabilir notu veren kredi kuruluşu Fitch'in 27 Ocak'taki değerlendirme tarihinin yaklaşması, anayasa değişiklik süreci ve jeopolitik gelişmeler öne çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise son dönemde yaptığı açıklamalarında TCMB'nin kurdaki oynaklığı önlemek için elindeki enstrümanları kullanacağını belirtirken prensip olarak faiz oranlarını aşağı çekmek gerektiğine yönelik söylemini ve yüksek faiz eleştirilerini de sürdürüyor. Erdoğan döviz kurundaki hareketliliği Türkiye ekonomisine dışarıdan yapılan bir darbe olarak yorumluyor.