Avrupa Birliği Bakanlığı, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine ivme kazandırmayı hedefleyen "Türkiye´nin Yeni Avrupa Birliği Stratejisi"ni kamuoyuna açıkladı ve yeni strateji çerçevesinde yeni siyasi reformların yapılmasının, bu reformların toplumda gerçek bir dönüşüm yaratmasının hedeflendiğini ve Türkiye´nin AB üyeliğine yurtiçinde ve yurtdışında desteği artırmak için yeni bir iletişim stratejisinin uygulanacağını açıkladı.
AB Bakanlığı´ndan yapılan yazılı açıklamada, "Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır tarafından bugün kamuoyuna
açıklanan Türkiye´nin Yeni Avrupa Birliği Stratejisi, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine ivme kazandırarak üyeliğe giden yolun önündeki engellerin üstesinden gelinmesini amaçlamaktadır" denildi.
Söz konusu stratejinin 15 Eylül´de Bozkır tarafından Bakanlar Kurulu´na sunulduğu belirtilen açıklamada, "Avrupa Birliği Stratejisi Kasım ayında yayımlanacak AB´ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı ve Avrupa Birliği İletişim Stratejisi ile operasyonel hale gelecektir" denildi.
Türkiye´nin yeni Avrupa Birliği stratejisi "Siyasi reform süreci", "katılım sürecinde sosyo-ekonomik dönüşüm" ve "AB iletişim stratejisi" olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor.setpage
Uluslararası ilişkilerin ve Türkiye´nin de içinde bulunduğu bölgedeki değişimin Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik önemini artırdığı belirtilen raporda, "Bazı AB üyesi ülkelerin farklı siyasi yaklaşımları nedeniyle katılım müzakereleri istenen hızda ilerlemiyor olsa da, AB standartlarına ulaşmak konusundaki irademiz güçlü bir şekilde devam etmektedir" denildi.
Yeni strateji için öngörülen takvim ise iki aşamadan oluşuyor. Yeni stratejinin temelini oluşturan ve Kasım ayında hayata geçecek olan Ulusal Eylem Planı´nın birinci aşaması 2015 yılına kadar olan dönemi kapsarken, ikinci aşaması 2015-2019 dönemini kapsayacak.
ÜÇ AYAKLI YENİ STRATEJİ
Yeni AB stratejisinin ilk ve temel unsurunu "siyasi reform süreci" oluşturacak. Buna göre;
- 12 Eylül darbesi döneminin izlerini taşıyan tüm mevzuat yeni anayasa çalışmaları kapsamında yeniden gözden geçirilecek.
- Yeni anayasa çalışması ile anayasadan kaynaklanan yapısal sorunların giderilmesi hedefleniyor.
-Yargı ve temel haklar alanındaki çalışmalar devam edecek. setpage
-Siyasi reformları takip etmek üzere kurulan reform izleme grubunun çalışmaları hızlandırılacak.
- Güvenlik, terör ve organize suçlarla mücadele, göç ve iltica politikaları ve sınır yönetimi alanlarındaki kanuni düzenlemelerin tamamlanması temel hedefler arasında yer alacak.
- Demokratikleşme paketi çerçevesinde atılan adımlar daha da geniş boyutlara taşınacak. İnsan hakları alanında kurulan kurumlar geliştirilecek, ihtiyaç duyulan alanlarda yeni mekanizmalar oluşturulacak.
Türkiye´nin yeni AB stratejisinin ikinci ayağını oluşturan "sosyo-ekonomik dönüşüm" başlığı altında ise kabul edilen yasal düzenlemelerin ve mevzuatların gerçekten uygulanmasının önemine dikkat çekiliyor.
Yeni stratejide, "Son dönemde ülkemizde yaşanan iş kazaları AB müktesebatına uyum çalışmalarında uygulamanın, denetimin ve zihniyetin ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermiştir... Türkiye´nin uygulama ve idari kapasite konusunda önemli eksikleri bulunmaktadır. Müktesebat uyum çalışmalarında mevzuat çıkarmak yeterli değildir" saptaması yapıldı. Bu çerçevede yeni strateji çerçevesinde,
- Reform çalışmaları ve yeni düzenlemelerin yanı sıra bunların uygulanması konusundaki kapasitenin de geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşılacak. setpage
- Bu çerçevede özellikle kalkınma ajanslarına önemli bir rol düşecek.
Türkiye 2014 yılını AB yılı olarak ilan etmiş olsa da bu yıl devam eden müzakereler kapsamında hiçbir yeni fasıl açılamadı. 3 Ekim 2005´te başlayan katılım müzakereleri çerçevesinde şu ana kadar 14 fasıl açılırken sadece biri kapatılabildi. 17 fasıl ise başta Kıbrıs meselesi olmak üzere çeşitli nedenlerle bazı üye ülkeler tarafından bloke edilmiş durumda.
Bu durumu değiştirmek üzere yeni AB stratejisinde yurtiçinde ve yurtdışında Türkiye´nin üyeliğine bakışı değiştirmek üzere "yeni bir iletişim stratejisi" hedefleniyor.Bu çerçevede,
- Yurtiçi iletişim stratejisi ile reform çabalarına yönelik kamuoyu desteğini artırmak hedeflenecek ve iç kamuoyuna AB üyeliğinin olumlu getirileri anlatılacak.
- Bu sürece medya, iş dünyası, akademisyenler ve yerel yönetimlerin katılımı sağlanmaya çalışılacak.
- Bu alanda en yoğun mesai ise yurtdışı iletişime harcanacak. Özellikle Türkiye´nin üyeliğine mesafeli yaklaşan ve AB kamuoyunun şekillenmesinde etkili olan ülkelere yönelik faaliyetlere öncelik verilecek. Bu süreçte sosyal medya ve dijital teknolojiler de kullanılacak.