Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek,Türkiye’nin dış kaynak bulmada zorlanmayacağını bunun da sebeplerinin şunlar olduğunu aktardı:
– Klasik fonlama bölgemiz olan Batı ile ilişkilerimiz daha iyi. AB ile Türkiye ilişkeleri kopmayacak. Son vize krizinde de gördük ki, Türkiye-ABD ilişkileri de daha kötüye gitmeyecek. Türkiye’nin ilişkilerindeki belirsizlikleri azaltması dış kaynak bulmada bir miktar rahatlatıcı rol oynayacaktır. Türkiye’nin bugün kısa vadeli olarak belli sıkıntıları olsa da, orta ve uzun vadeli geleceğinin iyi olacağı beklentisi, insanlar ve kurumları Türkiye riskini almaya yöneltiyor.
– İkinci nedenimiz, borçlanma bölgelerimizde ciddi bir çeşitlendirme çalışmasına girmemizdir. Ciddi fon birikimlerinin olduğu yeni ülkelere yöneliyoruz artık. İlk defa Rusya’da road show yaptık. Ruble cinsinden tahvil piyasasını yokladık, ilk tepkiler olumlu, 2018’de burada borçlanmayı deneyeceğiz. Bunun yanında Çin’in borçlanma pazarı Panga piyasasına da girme kararı aldık. Türkiye’de faaliyete geçen Çinli ICBC bankasının da aracılığıyla finansal ilişkilerimizi geliştireceğiz. Çin güçlü tasarrufların olduğu bir ülke. Japonya’ya gideceğiz ve Samurai piyasasından da kaynak bulma ihtimalimiz var. Ortadoğu da dünyada güçlü finansman kaynaklarından biri ve bizim de bu bölgeyle güçlü ilişkilerimiz var. Bu bölgeyi de daha fazla kullanmaya kararlıyız.
Yani geleneksel fon sağlayıcılarımıza ilaveten yeni fon sağlayıcı kaynakları da devreye sokacağız. Daha geniş bir tabandan dış kaynak sağlama yoluna gideceğiz.
– Kaldı ki, roll-over edeceğimiz dış borcun önemli bir kısmı ticari ilişki kaynaklıdır. Bu ilişki içinde bu borçların çevrilmesinde sıkıntı beklenemez.
– Politika belirsizliklerinin azalması, ekonominin çeşitli şoklara karşı dayanıklılığını ispat etmesi de Türkiye’nin yeni kaynak bulmasına katkı veriyor.
Şimşek Varlık fonunun ideal çalışma şekline dair “Bence Varlık Fonu’nun üç fonksiyonu olmalı.
– Varlık Fonu portföyüne aldığı şirketlerin performansını ve değerini artıracak bir strateji izlemeli. Bunun için şirketlerin ciddi bir yeniden yapılanmasını sağlamalı, şirketlerin önünü açmalı ve süratle büyümelerini hedeflemeli. Yani Varlık Fonu hem yeni şirketlerin katılımı ile güçlenip büyürken, hem de sahibi olduğu mevcut şirketlerinin büyümesi ve değerlenmesi yoluyla da büyümeli.
– Yine Türkiye Varlık Fonu teknolojik yatırımlara, savunma ve havacılık gibi stratejik yatırımlara, Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak girişimlere katılmalı ve öncülük etmeli. Kamu altyapı yatırımlarına da finansman sağlayabilmeli.
Ortaya koyduğu performansıyla dünyadan kaynak çekmelidir. Bu kaynaklar uzun vadeli ve sermaye biçiminde olmalı, ülke borcunu artırıcı veya borç biçiminde değil.
Bu üç fonksiyonu yerine getiren bir varlık fonu ülkenin kalkınmasına önemli katkılar sağlar.”ifadelerini kaydetti.