ANKARA, 16 Mart (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hollanda Başbakanı Mark Rutte'nin partisinin ülkesinde dün yapılan seçimlerden birinci parti olarak çıksa da "Türkiye gibi bir dostunu kaybettiğini" söyledi.
Sakarya ziyareti sırasında halka hitap eden Erdoğan, geçen hafta sonunda Türk bakanların bu ülkeye ziyaretlerini engelleyen Hollanda'da dün yapılan seçimin sonuçlarına ilişkin ilk değerlendirmesini yaptı.
"Rutte seçimi birinci parti olarak almış olabilir, ama Türkiye gibi bir dostunu kaybetti" diyen Erdoğan, "Avrupa'da kim bunları yapıyorsa, ki Almanya bu işin başını çekmiştir, onlarla da bu işi enine boyuna oturup konuşacağız" dedi.
Erdoğan konuşmasında Türkiye'de tutuklanan Alman Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel'in durumuna da değinerek, "Ne vatandaşı olursa olsun, Türkiye'de gizli ajanlık yapıyorsa bedelini ödeyecek" dedi.
Avrupa Birliği ülkelerine de sert eleştirilerde bulunan Erdoğan, AB ülkeleri ile geçen yıl yapılan göçmen anlaşması kapsamında gündemde olan geri kabul anlaşması ve vize muafiyeti konularında ise şunları söyledi:
"Vizelerin kaldırılması meselesinde söz verdiler tutmadılar, şimdi geri kabul diyorlar, geç onları" diyerek, "Sen benim bakanımı Hollanda'ya sokmayacaksın, benim dışişleri bakanıma uçuş izni vermeyeceksin, benim topraklarım olan başkonsolosluk binasına girmesine fırsat vermeyeceksin. Ee bizden buralara girişi bekleyeceksin, yok öyle şey... Siz bunları mı yaptınız? sen atını, itini benim vatandaşlarımın üzerine mi saldın? Bunun bedelini ödeyeceksin" ifadelerini kullandı.
"Geri kabul anlaşmasını uygulamıyoruz" diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 18 Mart göç anlaşmasını da değerlendirdiklerini belirterek, "Eğer bu şartlar yerine gelmezse bir an evvel, onu da uygulamayacağız...Bu bizim elimizde. Göç anlaşmasını da 'Bugünden itibaren uygulamıyoruz' deriz, biter. Biz bunu tek taraflı durdurabiliriz" ifadesini kullanmıştı. AB ülkelerine "Yazıklar olsun sizin AB müktesebatınıza, değerlerinize, hukukunuza, adaletinize" diye seslenen Erdoğan, Avrupa Adalet Divanı'nın önceki gün işverenlerin, çalışanların "gözle görülebilir dini sembol niteliğindeki kıyafetleri" giymelerine yasak getirebileceği yönündeki kararını ise " Bunlar haçla hilal mücadelesini başlattılar, bunun başka izahı olamaz" sözleriyle değerlendirdi.