İSTANBUL, 28 Nisan (Reuters) - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyondaki düşüşün devamı için ihtiyatlı para ve maliye politikalarının sürmesi ve gıda arzına ilişkin önlemlerin devreye girmesi gerektiği belirtti.
Başçı, Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısında gerçekleştirdiği sunumunda, gıda fiyatlarındaki yüksek seyir ve oynaklığın TÜFE enflasyonunu olumsuz yönde etkilediğini ancak yılın ikinci yarısında gıda fiyatlarında kısmi bir düzeltmenin muhtemel olduğunu söyledi.
Mart ayında gıda enflasyonu yıllık bazda mevcut serideki (11 yıl) en yüksek artış olan 14.12'ye yıllık enflasyon ise yüzde 7.61'e yükselmişti. urn:newsml:reuters.com:*:nL6N0X00A4
Hava koşullarının 2014 yılına kıyasla daha olumlu seyrettiğine dikkat çekilen sunumda "Gıda Komitesi'nin çalışmaya başlaması gıda enflasyonunun düşürülmesine ilave katkı sağlayacaktır" görüşüne yer verildi.
Enflasyon beklentilerinin henüz arzulanan düzeylere ulaşmadığı da belirtilen sunumda, "Getiri eğrisinin eğimi TCMB'nin sıkı likidite politikasını yansıtmaktadır" ifadesine yer verildi.
Sunumda küresel ekonomik gelişmelerin Türkiye ekonomisi için hem fırsatlar hem de zorluklar barındırdığı belirtilerek, fırsatlar düşük emtia fiyatları ve düşük uzun vadeli faiz oranları, zorluklar ise zayıf dış talep ve euro/dolar paritesindeki oynaklık olarak nitelendirildi.
Sunumda yapısal reformların, iş dünyasının dinamizminin ve Avrupa'da devam eden iyileşmenin ihracatı ve dengeli büyümeyi destekleyeceğini belirten Başçı, izlenen ihtiyatlı politikalar sonucunda enflasyondaki düşüşün çekirdek göstergelerde görüldüğüne dikkat çekti.
TEMKİNLİ PARA POLİTİKASI
Sunumda mevcut konjonktürde ideal politika bileşiminin temkinli bir para politikası ile destekleyici bir finansal sektör politikası olduğuna da dikkat çekildi.
Sermaye akımlarının zayıf ve güçlü olarak ikiye ayrıldığı iki senaryonun zayıf sermaye akımları bölümünde para politikasının "temkinli/sıkı" döviz likiditesi politikasının "dengeleyici" finansal sektör politikasının ise "destekleyici" olması gerektiği belirtildi.
Başçı'nın sunumunda küresel para politikalarındaki belirsizliklerin artmasının risk primlerinde ve kur oynaklarında artışlara neden olduğuna dikkat çekilirken yakın dönemde devlet iç borçlanma senetlerinin getirilerinde de kayda değer bir artış gözlendiğine de dikkat çekildi.
Kamu enerji şirketlerine yapılanlar dahil yılın ilk üç ayında 7.2 milyar dolar döviz satışı gerçekleştirildiği belirtilen sunumda buna karşılık ihracat reeskont kredileri yoluyla rezervlere 15.5 milyar dolar katkı öngörüldüğü belirtildi.
Öte yandan sunumda petrol fiyatlarındaki düşüşün cari denge üzerindeki etkisinin önümüzdeki aylarda daha belirgin hale gelebileceği de belirtildi.