(ABD'li yetkililerin açıklamaları ile yenilendi)
ANKARA, 28 Temmuz (Reuters) - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Türkiye'nin düzenlenen saldırılara karşı kendini koruma hakkını sonuna kadar kullandığını ve kullanacağını belirtirken, her an NATO'ya da düşen görevler olabileceğini ve NATO'nun hazırlıklı olmasını talep ettiklerini belirtti.
Çin ziyareti öncesinde soruları yanıtlayan Erdoğan'a, geçen haftadan bu yana Suriye içindeki İslam Devleti ve Kuzey Irak'taki PKK hedeflerine saldırılar düzenleyen ve bugün NATO Konseyi'ni olağanüstü toplantıya çağıran Türkiye'nin ittifaktan somut taleplerinin ne olduğu ve askeri bir destek istenip istenmediği soruldu.
"NATO'nun üzerine düşen neyse bu adımı atmaya hazır olduğunu beyan edeceğine inanıyorum" diyen Erdoğan, "Herhangi bir NATO üyesi ülke saldırıya uğraması halinde ittifak malum NATO üyesi olan ülkeyle ilgili her türlü desteği verir...Şu anda saldırıya uğramış olan Türkiye burada kendini koruma ve güvence altına alma haklarını kullanmaktadır ve sonuna kadar kullanacaktır. Uluslararası hukuktan kaynaklanan ne hakkımız varsa kullanacağız ama burada NATO'ya da düşen görevler her an olabilir ve NATO'nun burada hazırlıklı olması talebimiz" dedi.
Türkiye bir tehdit olduğunda ittifak içinde istişarelerin yapılmasını öngören 4. madde çerçevesinde NATO konseyini hafta sonunda olağanüstü toplantıya çağırmıştı. Bugün NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg başkanlığında yapılan toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'ye yönelik tehditlerin ele alındığı belirtildi ve "İttifakın güvenliği bölünmezdir ve Türkiye ile tam bir dayanışma içindeyiz. NATO'nun güneydoğu sınırındaki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğiz" denildi.
ABD İLE GÜVENLİ BÖLGE MUTABAKATI
Basın toplantısında Erdoğan'a Türkiye'nin ABD ile üslerini İslam Devleti karşıtı koalisyonun üyelerine açmayı öngören mutabakat çerçevesinde Suriye içinde bir güvenli bölge oluşturmak konusunda da mutabakat sağladığı iddiaları soruldu.
"Burada şu anda ilk adım bu güvenli bölgenin altyapısını oluşturmak" diyen Erdoğan, geçen hafta ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesinde konuyu ele aldıklarını ve Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili görüşmeleri sürdürdüğünü belirtti ve şöyle devam etti:
"Şu anda devam eden görüşmelerle malum terör örgütü DEAŞ'la özellikle Kuzey Suriye'deki mücadelenin verilmesi büyük önem arz ediyor. Yine ulusal güvenliğimize tehdit oluşturan bölgedeki malum unsurlar var. Buradaki bizler için ikmal bölgesi diye tanımladığımız bu bölgenin tehditten arındırılması, orada bir güvenli bölge oluşturulması, takdir edersiniz ki bizdeki 1.7 milyon Suriyeli içinde artık ülkelerine dönme beklentileri içinde olmaları bakımından onlar için de bir zemin oluşturacaktır. Bunların çalışmalarını görevli heyetler yapmaktadır. İlk etapta buranın arındırılması,temizlenmesi; sonra da oranın güvenli hale getirilmesinden sonra güvenli bölge tanımının yapılması adımı da atılmış olacaktır."
Washington'da ise ABD'li yetkililer Suriye'nin Türkiye sınırında İslam Devleti militanlarından temizlenecek bölgenin ne genişlikte ve kapsamda olacağına dair görüşmelerin devam ettiğini belirtirken, bu bölgede ılımlı Suriyeli isyancıların serbest hareket edeceğini ifade ettiler.
ABD'li yetkililer Türkiye ile ortak olarak resmen uçuşa yasak bölge kurulmasının söz konusu olmadığını ve Suriyeli mülteciler için "güvenli bölge" yaratılmasının da hedeflenmediğini ifade ettiler.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, Washington'un İslam Devleti'ne karşı işbirliği karşılığında Türkiye'nin PKK'ya yönelik operasyonlarını görmezden geldiği şeklindeki değerlendirmeleri reddederek, "PKK terörist bir örgüttür, Türkiye'nin kendilerini (PKK'ya) karşı savunma hakkı vardır. PKK'ya karşı yaptıklarıyla birlikte IŞİD'e karşı yapmaya çalışacaklarımız arasında bağlantı yok" dedi.