İSTANBUL, 7 Eylül (Reuters) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek bugün TÜSİAD üyeleri ile biraraya gelirken; TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik görüşmede öncelikli sorunlar arasında yüksek enflasyon ve yüksek finansman maliyetlerine dikkat çekerken, iş dünyasının AB-Türkiye ilişkilerinin üyelik perspektifinin korunarak sürdürülmesi talebini de yineledi.
TÜSİAD'dan yapılan açıklamaya göre, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek bugün TÜSİAD'ı ziyaret ederek, TÜSİAD üyeleri ile biraraya geldi.
Basına kapalı olarak gerçekleşen ziyaret kapsamında Şimşek ve TÜSİAD üyeleri Türkiye ve dünyadaki ekonomik görünüm, yatırım ortamı ve AB ile ilişkiler hakkında görüş alışverişinde bulundu; Şimşek ayrıca katılımcıların sorularını yanıtladı.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, ekonomi alanında pek çok reforma ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak; yüksek enflasyon, yüksek finansman ve karmaşık vergi sistemine dikkat çekti.
Bilecik, "Yüksek enflasyon ve yüksek finansman maliyeti. Bu ikisini birbirinden bağımsız konuşamayacağımızı kabul etmemiz gerekiyor. Enflasyonu kalıcı şekilde yüzde 5 ve altına indirmeden TL cinsinden finansman maliyeti sorununu, döviz cinsinden borçlanma ihtiyacını ve kur riski sorunlarımızı çözmemiz mümkün görünmüyor" dedi ve ekledi:
"Son dönemde üzerinde epey baskı biriken bankacılık sektörüne ek olarak sermaye piyasalarımızı geliştirmemiz ve alternatif finansman kaynakları yaratmamız gerekiyor. Son derece karmaşık olan vergi sistemimizde de reform ihtiyacına kuvvetle ihtiyaç var."
Başta Almanya olmak üzere AB ile ilişkilerin kopma noktasına geldiğine dikkat çeken Bilecik, AB-Türkiye ilişkilerinin üyelik perspektifinin korunarak sürdürülmesinin önemli olduğunu belirterek; bu doğrultuda 19-20 Ekim'deki AB Konseyi toplantısının da Türkiye açısından hayati önemde olduğunu vurguladı.
Bilecik, "Ankara'da teknik düzeyde gerçekleştirilen temaslarda, AB ile Gümrük Birliği içinde olmanın uzun vadeli hukuki güvencesini taşımayan bir Türkiye'nin, üçüncü ülkelerle ticari ilişkilerinin zedeleneceği, serbest ticaret anlaşmaları gerçekleştirmekte zorlanacağı teyit edilmektedir" ifadelerini kullandı.
Nitelikli eğitimin de hayati önem taşıdığını vurgulayan Bilecik, "Bir yandan müfredatın 21. yüzyıl becerilerine uyumlu hale getirilmesi çabalarını, öte yandan eğitimde bilimsel anlayıştan uzak konuların gündemde kendine yer bulmasını gözlemliyoruz. Bu da bizi ülke olarak ortak hedefe ulaşma yolunda yavaşlatıyor" diye konuştu.
Son yıllarda, Türkiye'nin darbe girişimi ve terör olayları gibi ciddi belirsizliklere neden olan pek çok olay yaşadığına işaret eden Bilecik, "Bunların yanında ekonomi yönetiminde farklı söylem ve yönlendirmeler, bağımsız kurumların zaman zaman siyasi atmosferden etkilenmesi, piyasada belirlenmesi gereken ekonominin temel fiyatlarını etkileyebilecek açıklamalar belirsizliği artırıcı etkenler oldular. Bizler ekonomi yönetimimizin bağımsız kurumlarca iyi denetlenen ve düzenlenen bir serbest piyasa ekonomisi anlayışına sıkı sıkıya bağlı olmasına büyük önem veriyoruz" diye konuştu.