Yazar – Barani Krishnan
Investing.com – ABD’nin iş gücü piyasası hemen pes etmiyor, yani demek ki “gölgesi” de (petrol piyasası) etmeyecek. Hiçbirinde önemli bir yavaşlama olmazken enflasyonu anlamlı bir şekilde düşürmede Fed’e iyi şanslar.
Ayın ilk cumasında Çalışma Bakanlığının Mayıs raporunu gördük. Rapor Fed’i hem mutlu hem mutsuz etti – merkez bankasındaki politika yapıcıların son zamanlarda çok aşina oldukları karışık bir duygu.
Verilere göre işverenler 390.000 kişiyi işe alırken işsizlik oranı art arda üçüncü ayda da %3,6’da stabil kaldı. Bunlar Fed'i, 40 yılın zirvelerinde seyreden enflasyonu dizginlemek için daha fazla faiz artırımı gerçekleştirme konusunda cesaretlendirebilir.
Mayıs ayında istihdamdaki artış, görünüşte 2021 Nisan ayından beri en zayıf olanı ve önümüzdeki aylarda daha da kötüleşebilir. İşe alımların durdurulmasından bahsedilmesine rağmen yine de işsiz kişi başına hâlâ yaklaşık iki iş olanağı var – bu, kısa vadede kesin iş kayıplarının mümkün olmadığı anlamına geliyor.
Yani, karışık duygular.
BMO Capital Markets’ta kıdemli ekonomist olan Sal Guatieri, “Fed … stabilleşen işsizlik oranı, artan katılım oranı ve ücretlerde olası azalmayı memnuniyetle karşılarken enflasyonu hedefe geri döndürmek için ekonominin hâlâ çok sıcak olmasından endişe duyacak.” dedi.
Merkez bankası, efsanevi Paul Volcker’ın başkan olduğu 1980’lerden bu yana en agresif fiyat mücadelesi içinde.
Şu an olanlar, ürpertici bir şekilde o zamankine benziyor – kötü durumdaki bir borsa ve alışılmışın dışında petrol fiyatları.
Aynı olmayan şey ise iş gücü piyasası. O zaman işsizlik oranı, 1969’da ortalama %3,5 seviyesinden 1982’de %9,7’ye çıkmıştı.
%3,6 olan mevcut işsizlik oranı – Fed’in “tam istihdam” için belirlediği %4’ün altında – Amerikalılar arasındaki işsizlik oranının 2020 Nisan ayında %14,8 ile rekor kırmasının ardından gelinen nokta. O yıl koronavirüs patladıktan sonra ABD’de yaklaşık 20 milyon iş kaybı yaşandı.
2021 Nisan ayından bu yana saatlik ücretlerin, stabil olduğu Mart ayı hariç her ay artmasıyla birlikte Amerikalıların ücretleri de ortalama %0,4’lük bir artışla bileşik olarak %6,1 yükseldi. Fed, bugünkü enflasyonun başlıca sorumlularının bu ve pandemi döneminde hükümetin yardım olarak dağıttığı trilyonlarca dolar olduğunu söylüyor.
Ekonomistler Fed’in, enflasyonla mücadele ederken ABD’yi resesyona sokacağından endişeli. Bu yılın başından beri ekonomi daha zayıf bir gidişat izliyor, ilk çeyrekte %1,4’lük negatif büyüme gerçekleşti. İkinci çeyreğe kadar pozitif bölgeye dönmezse ekonomi teknik olarak resesyona girecek. Resesyon için art arda iki negatif çeyrek yeterli.
Ancak bazıları, faiz artırımları ile FOMC tahvil varlıklarındaki azaltımın, fiyat büyümesini faiz oranları ile eşitleme işini daha hızlı yapabileceğini öne sürüyor. Haziran ayı, merkez bankasının 9 trilyon dolarlık bilançosunda hızlandırılmış bir azaltımın başlangıcı gibi gözüküyor.
Aynı ekonomiyi “kurtarmak” için dinamik her ekonominin bel kemiği olan gelişen bir iş gücü piyasasının yavaşlatılmasının gerekmesi ironik. Ancak Amerika’nın maliyesinden sorumlu kişiler olan Fed Başkanı Jerome Powell ve Hazine Bakanı Janet Yellen’ın, tamamen hatalı olduklarını kabul ettikleri ABD enflasyonunda durum bu.
Mantıken, Fed faizleri artırıp likiditeyi silip süpürmeye devam eder ve iş piyasasının borçlanması ve genişlemesi giderek daha maliyetli hale gelirse piyasa bu şekilde kalamaz. Merkez bankasında FOMC’da oy yetkisi olan hiç kimse devam eden niceliksel sıkılaşmayı (QT) durdurma havasında görünmüyor (son iki yılda Fed politikasının büyük bölümüne şekil veren niceliksel genişlemenin -QE- zıttı). Powell ve FOMC’daki oy kullanan zümresi, enflasyonu rayına sokmak için gerekirse – ki gerekecek – ekonomiyi yavaşlatmaya hazır olduklarını söylüyor.
Cuma günü Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada Başkan Joe Biden, enflasyonu düşürmek için istihdamın bir kısmı ile ekonomik büyümeden feragat etmenin aslında “iyi bir şey” olduğunu söyledi. Başkan, politikacıların ancak 90’ların ortasında bir kez başarabildiği, büyümeye çok fazla engel olmadan talebin yeteri kadar kısıtlandığı “yumuşak inişin” mümkün olduğuna Amerikalıları ikna etme konusunda merkez bankasına katıldı.
Biden, herhangi bir başkanlık döneminde görülmemiş güçte olan iş gücü piyasasına sevinirken “Geçen yılki gibi her ay rekor kıran istihdam raporları görmemiz mümkün değil.” dedi.
“Ama bu sağlıklı bir ekonomiye işaret ediyor.”
Diğerleri bu kadar iyimser değil. Tesla’dan Elon Musk ve JPMorgan’dan Jamie Dimon, yakın gelecekte bizi kıyametin beklediğini düşünüyor.
Cuma günü Reuters’e sızan bir e-postada Tesla, iş gücü piyasası ve ekonominin önümüzdeki aylardaki durumu hakkında “çok kötü hissettiğini” söyledi. Dünyanın en zengin insanı, diğer milyarderlere “dünya genelindeki tüm işe alımları durdurma” çağrısı yaptı. Musk, “birçok alanda çok fazla çalışan” olduğunu ve Tesla’da (NASDAQ:TSLA) maaşlı çalışan sayısının %10 azaltılacağını söyledi. Bununla birlikte Musk, "Aslında araba, pil paketleri veya güneş enerjisi kurulumu" için işler artacak.” diyerek bunun "saatlik çalışan sayısının artacağı" anlamına geldiğini de sözlerine ekledi (enflasyon için iyi değil).
Musk düşüncesinde yalnız değil. Reuters’in belirttiğine göre araç çağırma şirketleri Uber Technologies (NYSE:UBER) Inc ve Lyft Inc (NASDAQ:LYFT) geçen ay işe alımları ve harcamaları azaltacaklarını söylerken online ikinci el araba perakendecisi Carvana, iş gücünün %12'sini azaltacağını açıkladı.
JPM’den Dimon, ekonomi üzerinde fırtına bulutları olduğunu öngörürken “Değiştiriyorum, bu bir kasırga.” dedi.
“Kendinizi hazırlasanız iyi edersiniz. JPMorgan (NYSE:JPM) kendisini hazırlıyor, bilançomuz konusunda çok tutucu olacağız.”
“Şimdi hava güneşli, işler iyi gidiyor. Herkes Fed’in bununla baş edebileceğini düşünüyor. O kasırga ufukta ve bize doğru geliyor. Ufak bir kasırga mı yoksa Sandy… veya Andrew gibi bir süper fırtına mı bilmiyoruz.”
Sorun şu ki bu gerileme çok yavaş bir şekilde geliyor.
Musk’ın karamsar kehanetine rağmen iş gücü talebi hâlâ çok yüksek: Biden’e göre Midwest’te 6.000 kişi Ford (IS:FROTO), 20.000 kişi de Intel’in Ohio’daki tesisine girecek.
OANDA’da analist olan Ed Moya da aynı fikirde:
“Daha yavaş işe alım ve azalan ücret gösteren veriler, ekonomideki büyümenin yavaşlamakta olduğunu gösteriyor ancak Fed’in rotasını değiştirecek bir hızda değil. Tüketici, enflasyonla savaşını kaybedebilir ancak harcama, o kadar hızlı bir şekilde zayıflamayacak.”
Conference Board, ABD tüketici güveninin Mayıs ayında üç ayın en düşük seviyesine indiğini söyledi. Ancak ekonomistler, otomobil, konut, beyaz eşya alma niyetinde azalma ve hatta tatil planlarında bile bir boyun eğme olmasına rağmen tüketici hissiyatının nispeten iyi durumda olmasına şaşırdıklarını dile getirdi.
Ve bu enflasyon baskısının merkezinde yükselen petrol ve akaryakıt fiyatları var.
Cuma günü WTI ve Brent, 120 dolar üzerinde üç ayın zirvesini gördü.
ABD’de benzinin pompadaki ortalama fiyatı, 3,04 dolar olan bir önceki yıla göre bu hafta 4,76 dolara yaklaşarak tüm zamanların en yüksek seviyelerini gördü. Dizel bir yıl önce 3,19 dolar iken şimdi ortalama 5,58 dolarda.
İş piyasası ile petrol piyasası arasındaki bağlantı basit: Her ay istihdam edilen insan sayısı arttıkça kullanılan enerji de işe gidip gelirken artar.
İstihdamdaki artış kayda değer bir şekilde yavaşlamadığı sürece petrol piyasasının eğilimi de – maksimum arz baskısı altında ve talep pandemi öncesinde görülen en yüksek seviyelerde seyrederken – giderek daha da yükselmek olacak. Politika yapıcıların en büyük çabalarına rağmen enflasyon da bunu muhtemelen takip edecek.
İyi şanslar Fed.
Petrol: Piyasa Faaliyeti ve Haftalık Kapanış Fiyatları
Mayıs ayı istihdam raporu dışında Cuma günü petrol piyasasındaki rallinin bir sebebi daha vardı: Muhammed bin Salman.
Başkan Joe Biden, Suudi Arabistan’a veliaht prensi ziyarete gidecek olma ihtimalini önemsiz bir şey gibi lanse ettikten sonra Cuma günü ham petrol fiyatları 120 dolara yaklaştı.
Biden Beyaz Saray’daki muhabirlere “Şu an Suudi Arabistan’a doğrudan gitme planım yok ama Orta Doğu’ya gitme olasılığım var.” dedi.
Brent 2,11 dolar artışla 119,72 dolara çıktı. Öncesinde 120,05 dolar ile seansın en yükseğini görmüştü. Hafta bazında ise %0,2 artışla art arda üçüncü haftayı pozitif bitirdi.
WTI 2 dolar yükselerek 118,87 dolar oldu. Haftayı %3 civarı artışla kapattı.
Biden ve Muhammed bin Salman (MbS) arasındaki bir toplantı olasılığına rağmen Perşembe günü Brent ve WTI yükseldi. Raporlara göre başkan, Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan planlar çerçevesinde MbS ve Körfez’deki diğer Arap liderler ile bir zirve için Riyad’a gidecekti.
Bu raporlar tam da OPEC+’nın Temmuz ve Ağustos aylarında üretimde günlük 648.000 artış yapacağını söylemesinin ardından geldi.
Bu miktar, geçen yıl her ay yaptığı günlük 432.000 varillik artıştan epey yüksek. Bu karar, özellikle bu hafta AB’nin Rus petrol ürünlerine önemli bir yasak koyduğunu açıklamasının ardından Suudi Arabistan ve OPEC+’daki diğer üyelerin petrol musluklarını daha rahat bir şekilde açma isteğinin ilk işareti olarak yorumlandı.
Perşembe günkü rallinin ardından OPEC+ haberleri üzerine ham petrol fiyatları zar zor düşüş yaşadı. Muhtemelen sebebi: Temmuz ve Ağustos aylarındaki artışlar, grubun mevcut üyeleri ve ittifakları arasında orantılı olarak bölünecek.
Anlaşmaya, yaptırımlar nedeniyle günlük yaklaşık 1 milyon varil üretimini kaybetmiş halde olan Rusya ve belirlenen üretim hedeflerini tutturamayan Angola ve Nijerya gibi ülkeler de dahil edildi.
Londra’da Energy Aspects danışmanlık şirketinin kurucu ortağı Amrita Sen, Temmuz-Ağustos aylarındaki gerçek üretim artışının, 1,3 milyon olarak planlanan miktara karşı günlük 560.000 varil civarı olacağını söyledi. “Çünkü gruptakilerin çoğu, üretimlerini maksimize etti bile.”
Reuters’in aktardığına göre “Bu hacimler, piyasadaki açığı zar zor kapatacak.” dedi.
Rusya’yı OPEC+ paktından çıkarması yönünde Batı’dan gelen baskıya rağmen Suudi Arabistan, petrol ihracatının Ukrayna krizi üzerinden politize edilmemesi gerektiğine inandığını söyleyerek ittifakından çıkarmadı.
Analistlere göre Biden’in Riyad’ı ziyaret etmek istememesinin bir nedeni bu olabilir.
Again Capital’dan John Kilduff, “Biden, MbS hakkında uzun zamandır söylediklerine tutunuyor.” dedi. “Ayrıca muhtemelen OPEC'in, gaz fiyatlarında ibreyi hiç düşürmeyecek bir üretim artışı yerine gerçek anlamda bir üretim artışı yapmasını istiyor."
MbS ile doğrudan bir toplantı yapma olasılığı sorulunca Biden: “Bakın, burada kendimizi aşıyoruz. İnsan haklarıyla ilgili görüşümü değiştirmeyeceğim ama Amerika Birleşik Devletleri başkanı olarak işim barışı getirmek ve …yapmaya çalışacağım şey bu. İsrail ve Arap Ulusları arasındaki anlamsız bazı savaşların devam etme ihtimalini azalttığımızı görmek istiyorum...”
Görünüşe göre ABD diplomatları, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi ve insan hakları, Yemen’deki savaş ve ABD’nin krallığa silah tedariki konusundaki anlaşmazlıklarla iki yıl süren gergin ilişkilerin ardından Biden’in Riyad’a ilk ziyaretini organize etmek için haftalarca çalışmışlar.
Daha üç ay önce MbS’nin, veliaht prensi ciddi bir şekilde eleştiren bir Washington Post gazetecisi olan Kaşıkçı'nın 2018'de öldürülüp parçalanması olayında parmağı olduğu iddiaları nedeniyle veliaht prensi bir "parya" olarak gören cumhurbaşkanı ile telefonda konuşmayı bile reddettiği bildirilmişti.
Perşembe günü Beyaz Saray, MbS'nin Yemen'de ateşkesin uzatılmasındaki rolünü tanıdığını söylediğinde Riyad ile arasını düzeltmiş görünüyordu. Ayrıca petrol ihracatını artırma konusunda OPEC’te bir konsensüse ulaşmada Suudi rolünü takdir ettiğini söyledi.
Biden Cuma günü sorulduğunda farklı düşünüyordu: “OPEC’in üretim artışı kararı olumlu ama yeterli olup olmadığından emin değilim.”
WTI Teknik Analiz
Petrol, art arda altı haftayı pozitif kapatırken boğa rallisi yaşadığı yedinci ayına girdi ve skcharting.com’dan Sunil Kumar Dixit’e göre 130 dolar bir sonraki hedefi.
“Yeni biten haftanın uzun fiyat aksiyonu, ralli yeterli hacim desteği alırsa 130 doları tekrar test etmeden önce 123-124,50 ve 127 dolar seviyelerinin yeniden test etmesini hedefleyen güçlü bir yükseliş momentumu oluşturdu.”
Stokastik, Göreli Güç Endeksi ve Hareketli Ortalama okumalarının da artış yönlü bir ivmeyi güçlü şekilde destekleyici yönde olduğunu belirtti.
“Önümüzdeki hafta destek seviyesi 115 dolar olacak. Ancak 111 doların altına düşüş ralliyi frenleyecek ve ivme o noktada 100 dolar ve altında düzeltmeye dönecektir.”
Altın: Haftalık Piyasa Faaliyeti ve Teknik Analiz
Mayıs istihdam raporu petrol piyasasına lütuf sunarken Fed’in daha agresif olma olasılığının baskısıyla altına da kasvet getirdi.
Haziran altın vadeli işlemleri Cuma günü 21,20 dolar düşüşle 1.850,20 dolara geriledi. Hafta bazında 7,10 dolar düşüş gösterdi.
Dixit, altın sözleşmesinin bir kırılma noktasında olduğunu ve 1.800 dolara ve hatta 1.900 dolara çıkabileceğini söyledi.
“Önümüzdeki hafta fiyatların volatil olmaya devam etmesini bekliyoruz. 1.850 dolar üzerindeki bir konsolidasyon, altının 1.874 doları tekrar test etmesine destek olabilir. Bu da 1.893 ve 1.903 dolarlar için bir katalizör olabilir.”
Tam tersi 1.850 dolar altına düşmesi ile 1.835 ve 1.828 dolara inebilir, diye uyarıyor Dixit. “O noktada 1.815 ve 1.800 doları hedefleyen satıcıları çekecektir.”
Feragatname: Barani Krishnan yazdığı emtia veya menkul kıymetlerde pozisyon sahibi değildir.