Investing.com - Altın, 2024 yılında küresel ekonomiye dair belirsizlikler ve riskler ışığında önemli kazanımlar sağlarken Kasım ayı itibarıyla durgun bir grafik çizmeye başladı. Altının önümüzdeki yıl nasıl hareket edeceği ise tartışılmaya devam ediyor.
Capital Economics, Çin'den gelen artan altın talebinin ve mali sürdürülebilirlik konusundaki endişelerin, 2025 yılında altın fiyatlarını yukarı yönlü destekleyeceğini öngörüyor. Bu faktörlerin, altını rekor seviyelere yaklaştırarak, geleneksel itici güçlerdeki olumsuz hareketleri dengelemesi bekleniyor. Capital Economics'in ekonomist yardımcısı Joe Maher, altın fiyatlarının Ekim ayı sonunda 2.800 dolara çıkarak rekor kırdığını, ancak daha sonra %6 düşüş yaşadığı üzerinde durdu.
Bu fiyat düşüşü, doların değer kazanmasının yanı sıra İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin etkileriyle de ilişkilendiriliyor. Maher, seçim öncesinde "Trump ticareti" olarak adlandırılan dönemde altın fiyatlarının seçim sonrası düşüşünün beklenmedik olduğunu ifade etti. Capital Economics, Trump’ın zaferinin dolar ve Hazine getirilerini yükselteceği beklentisiyle 2025 tahminlerini revize ederek altın için daha düşük bir beklenti oluşturdu.
Altın piyasasını etkileyen faktörler
Joe Maher, doların artışı ve yüksek Hazine getirilerinin mutlaka altın fiyatlarını düşürmeyeceğini dile getirdi. Dolar, reel getiriler ve altın fiyatları arasında tipik olarak negatif bir ilişki bulunduğunu, ancak geçmişte doların değer kazandığı dönemlerde altın fiyatlarının da arttığını hatırlattı. Maher'e göre, bu etkenler birlikte altın fiyatlarını baskılayabilir.
2025 yılında altın fiyatlarını etkileyebilecek "geleneksel olmayan" unsurların da devrede olduğunu belirten Maher, bu faktörlerin piyasa dinamiklerini değiştirebileceğini belirtti. Ekonomik göstergeler ve jeopolitik gelişmelerin etkisinde olan altın, küresel belirsizlikler karşısında yatırımcıların güvenli liman tercihi olarak kalmaya devam edecek. Altın, yatırımcıların ekonomik güvenceler aradığı bir dönemde önemli bir rol oynamaya devam ediyor.
Altın, Fed açıklamaları ve ABD istihdam verilerini bekliyor
Altın fiyatı, Avrupa piyasalarında günün erken saatlerinde hafif düşüş gösterdi. Ancak fiyatlar, Fed Başkanı Jerome Powell'ın açıklamalarını ve yaklaşan ABD istihdam verilerini beklerken dar bir aralıkta kalmaya devam ediyor. Altın vadeli işlemleri %0,2 oranında düşüşle 2.663,80 dolara geriledi. Geçtiğimiz hafta açıklanan iş gücü açığı ve iş gücü dönüşüm anketi (Jolts), iş gücü piyasasında bir soğumanın başladığını işaret etmişti.
Piyasalar şimdi Fed Başkanı Powell’ın Çarşamba günü yapacağı açıklamaları bekliyor. Bu konuşma, Fed’in 17-18 Aralık tarihlerinde gerçekleştireceği toplantı öncesindeki son konuşması olacak. Cuma günü açıklanacak Tarım Dışı İstihdam verileri de yatırımcıların radarında. Bazı analistler, spot altının İstihdam ve TÜFE rakamlarında dramatik değişiklikler olmadıkça 2.600-2.700 dolar aralığında işlem görmeye devam edebileceğini düşünüyor. CME Group'un FedWatch Aracı ise, Fed'in faiz oranlarını 25 baz puan düşürme olasılığını %74 olarak gösteriyor.
Diğer yandan bazı Fed üyeleri, Salı günü enflasyonda düşüş trendine güvendiklerini belirterek, gelecekteki faiz indirimlerine desteklerini açıkladılar. Faiz oranları düşük olduğunda, getiri sağlamayan altının cazibesi artıyor.
Güçlü dolar altını baskılamaya devam ediyor
ABD dolarının güçlü kalması, altın fiyatlarını baskılarken güvenli liman talebi de fiyatları desteklemeye çalışıyor. Spot altın, son günlerde düşük volatilitede 2.640 dolar bandında hareketini sürdürüyor.
Doların güçlenmesi, ayrıca diğer para birimleriyle altın satın almayı daha maliyetli hale getiriyor. Exinity Group Baş Piyasa Analisti Han Tan'a göre, altın fiyatları, güçlü dolar etkisiyle baskı altında olsa da, Güney Kore ve Fransa'daki siyasi çalkantılar nedeniyle güvenli liman taleplerinden gelen destekle ayakta kalıyor.
Güney Kore'de, Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un kısa süreli sıkıyönetim ilan edip ardından iptal etmesi, siyasi bir krize yol açarak gerilim yarattı. Fransa'da ise aşırı sağ ve sol partilerin Başbakan Michel Barnier'e karşı sunduğu güvensizlik oyu, hükümetin çökmesi riskini doğuruyor.