Enflasyonda yükseliş hızla devam ediyor ve ne yazık ki etmeye de devam edecek. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ya göre Nisan ayında küresel gıda endeksi 159.7’den 158.5’a geriledi. Yani %0.75 düşüş kaydetti. Daha Mayıs ayı açıklanmadı. Ancak gıda fiyatlarında küresel bazda yavaşlama var. Brent petrol ise Rusya’nın üretimi günlük bazda 3 milyon varil azaltacağını söylemesiyle yeniden yükselişe geçti. Yaklaşık %8.5 değer kazandı. Tabii buda içeride akaryakıt ürünlerinin zamlanmasına yol açtı. Motorine yaklaşık %10, benzine ise yaklaşık %20 zam geldi. Dünyada Gıda fiyatlarında yavaşlama yaşanırken, petrol fiyatları %8.5 artarken Türkiye’de akaryakıtta daha fazla zam ayrıca gıda ürünlerinde de ciddi artışların yaşandığını izledik. İşte bunun ana sebebi Dolar/TL’nin yükselmesidir ve her zaman söylediğim gibi siz kurları tutamazsanız enflasyonu düşüremez hayat pahalılığını önleyemezsiniz. Dolar/TL’yi tutmanın ön koşulu ise reel faizleri ‘0’a indirmek. Bunun için ise faizleri en az %50 seviyesine çıkarmak gerekmekte. Ekonomi biliminden sapınca dolayısıyla faiz-enflasyon inatlaşmasının bedeli ağır oldu. Faizleri artırmadığımız sürece ne yazıkki enflasyonu indiremeyeceğiz. Ayrıca yapılan zamlar enflasyonu daha da yukarı çıkaracaktır. Aralık ayında beklenen baz etkisinin devreye gireceğini düşünmüyorum. Çünkü dünyada gıda ve enerji fiyatlarında yükseliş beklentisi mevcut iken Fed’in faiz politikasını derinleştirmesi ve yılsonuna %2.5 - %3 arası bir faizle gitmesi bekleniyor. Buda kurlarda yeni tarihi zirvelerin görüleceği yani zamların yağmur gibi gelmeye devam edeceğinin bir göstergesi.
Şu süreçte Türkiye’nin ciddi bir enflasyon sarmalına girdiğini ve bunun diğerleriyle benzer olmadığını ve artık 90’lı yıllarda olduğu gibi yüksek kalıcı enflasyona hazır olmamız gerektiğinin uyarısını tekrarlayalım.
Mayıs ayında çay fiyatlarına yapılan zammın %43 olması ve enflasyon üzerinde yaklaşık 0.60 puanlık bir etki yaratması zaten enflasyonun bu ayda güçlü geleceğinin bir göstergesiydi. Ama bunun yanında az öncede belirttiğimiz akaryakıt zammı, sigara, alkol, süt, şeker, yağ ve ekmek fiyatlarına yapılan zamlar enflasyonda çok daha artışın geleceğini göstermekte. Özellikle bu ay gıda ve alkollü içecekler ve tütün grubu enflasyona ciddi anlamda katkı verecek gruplar olacaktır. Ayrıca bazı ürünlere yapılan zamların yayılımcı etkisi nedeniyle enflasyon önümüzdeki aylarda da ciddi artışını sürdürecektir. Mesela bu ay süte yapılan zam süt ürünleri üzerinde etkili olurken bu etki peynir,yoğurt vs ürünler üzerinde de önümüzdeki aylarda artışın gecikmeli etkilerini hissedeceğiz. Yine ayın son günü doğalgaza %30, elektrike gelen %15 zam ve alkol ürünlerine gelen zamların etkisini bu ay değil Haziran ayında hissedeceğiz. Şimdiden Haziran ayı enflasyonunun %90’nı aşacağını söyleyebilirim. Bu reel faizlerin daha da aşağıya çekileceğini ve artık enflasyonun ÜÇ HANEDE KALICI olacağının bir göstergesi. Bu sürdürülebilir bir durum olmayacaktır. Yine un çuvalı fiyatının 260TL’den 400 TL’ye çıkması yani %53’lük bir artış beklentisi mevcut. Eğer bu zam gelir ise ekmek fiyatları başta olmak üzere unlu mamüllerde ciddi bir artış yaşanacakken muhtemelen yaz bitmeden üç haneli enflasyona merhaba diyeceğiz. Ayrıca petrol fiyatlarında yaz aylarında yeni tepeler beklediğimiz yani 130-150 dolara yükseliş beklentimizi koruyoruz. Her ne kadar dün Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya’nın kıstığı üretim kadar üretim artırmaya hazırız deyip piyasaları yatıştırmaya çalışsa da OPEC içinde ayrışmaların yaşandığını ve bir kesimin buna muhalefet edebileceğini düşünüyoruz. Petrol beklentileri konusunda görüşlerimiz değişmeyecektir. Kurlarında yaz aylarında tarihi zirveye gidecek olması akaryakıtta zam furyasının devam edebileceğinin sinyalini veriyor. Buna acil çözüm bulamaz isek çiftçilerimiz akaryakıt fiyatlarını karşılayamaz ve ürün ekemez hale gelebilir. Türkiye çok ciddi bir gıda krizi ile yüz yüze kalabilir.
Ayrıca son dönemde hem konut fiyatlarında hem kira fiyatlarında gördüğümüz artışlar konut enflasyonunu yukarı taşıyor ki şunu unutmamak lazım TÜİK rakamlarına göre son 1 yılda kira artışı %21.27 olarak görülmekte. Ancak TÜFE’nin altında kimsenin kira artışı yapmadığını hatta %50’ye %100’e varan kira artışlarını çevremizde görüyoruz. Buda konut kaleminden ciddi bir enflasyonun geleceğini göstermekte.
• Mayıs ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde %81.32 seviyesine yükseleceğini tahmin ediyorum. Sol üst grafikte Nisan ayı enflasyonu %69.97 gerçekleşmişti. Reel faizlerin %- 32.92’e kadar inmesi bizi dünyanın diğer ülkelerinden net bir şekilde ayırırken tamamen dünyadaki tüm ülkelerden koptuk. Tabiki reel faizlerdeki bu düşüş kurda sıçramaları artıracaktır. Reel faizlerdeki düşüş yurtiçine sermaye akımlarını durdururken ayrıca yurtiçinden çıkışları hızlandırmakta. ÜFE’deki artışın sınırlı bir şekilde devam etmesini de bekliyoruz.
• Mart ayına ilişkin piyasada enflasyon beklentileri aylık bazda %4.80’de oluşurken yıllık beklenti %76.55’de oluşmakta.
• Geçen yılın aynı döneminde en fazla ulaştırma gurubunun arttığı görülürken eğlence ve kültür grubu en fazla düşüş gösteren grup olmuştu.
• Enflasyonun beklentilerin üzerinde yıllık bazda %81.32 geleceğini tahmin ediyorum.
• Enflasyonda gıda, alkollü içecekler ve tütün gubu, konut, ulaştırma ve giyim grubu enflasyonu yukarı çeken grup olacaktır diye düşünüyorum. Enflasyona puansal katkının en fazla olacağı grubun gıda, alkollü içecekler ve tütün ile konut olacağını ulaştırma grubunun da baz etkisi nedeniyle sınırlı ek katkı sunabileceğini tahmin ediyorum. Gıda fiyatlarında Mayıs ayında artışın ciddi şekilde devam ettiğini görüyoruz. Kira fiyatlarındaki artış gecikmeli yansıtılmakta. Eğer burada kira artışının yansıtıldığını izlersek beklentimizin üzerinde bir enflasyonda gerçekleşebilir. Ancak kira noktasında TÜİK verileri oldukça yavaş bir seyir izlemekte. Ayrıca konut fiyatları da artmaya devam ediyor. Özellikle sigara ve alkole yapılan zamlar alkollü içecekler ve tütün gurubunu ön plana çıkartırken mevsimsellik etkisi nedeniyle giyim gurubunda da ciddi artışlar yaşanabilir.
• Piyasa beklentilerimize gelince yarın ABD’den tarımdışı istihdam,enflasyon ve ortalama saatlik kazanç verileri açıklanacak. Bu veriler Fed’in faiz politikasında belirleyici olacaktır. Şu anda Fed tamamen enflasyona odaklanmış durumda. Enflasyonu düşürebilmenin kısa vadede tek çaresinin faiz artırmaktan geçtiğini bildiği için faiz artırımlarına devam etmeyi planlıyor. İlk iki toplantıda 50 baz puanlık faiz artırımı geleceği kesin gibi. Fed yıl sonunu %2.5-%3 arası bir faiz artırımı ile tamamlamayı planlıyor. Bu durumda ABD 10 yıllıkları da yılı %4-%5 aralığında tamamlayabilir. Bu küresel piyasalarda hem dolar bulamayacağımız hemde maliyetinin oldukça pahalanmasını anlamına geleceğinden gelişmekte olan ülkelerde kur şoku yaratması anlamına gelmekte. Zaten kur tarafından tamamen yurtiçi sorunlarla yüksek seyreden döviz fiyatları, Haziran-Temmuz sonrası ikinci bir kur şokuyla karşı karşıya kalabileceğimizi işaret ediyor. ABD’de resesyon sesleri yükselirken Fed’in buna aldırış edeceğini sanmıyorum. Ancak Fed için istihdam seviyesi önemli ve şu anda büyüme ilk çeyrekteki azalışa rağmen istihdamdan gelen veriler bir bozulma olmadığını söyleyerek Fed’in elini kuvvetlendirmekte. Eğer biz bu verilerde bir bozulma görürsek o zaman Fed üyelerinden faizlerde yavaşlama sinyali alabiliriz. Ancak şu an için böyle bir durum söz konusu değil. Yani Fed büyümedeki azalmayı çok umursamıyor zaten talebin kesilmesi ve enflasyonun düşmesi için büyümenin yavaşlamasını istemekte. Gerçi şu an küçülme söz konusu ancak dediğim gibi istihdam bozulma görülmeden politika değiştirmeyeceklerdir.
Yurtiçinde ise KKM sisteminde tıkanma, cari açıktaki artış, rezervlerde azalma ve CDS risk primindeki yükseliş kurlardaki artışı hızlandırıyor ve enflasyonu artırmaya devam ediyor. Bugün gelen Mayıs ayına ait Dış ticaret rakamları yılın ilk 4 ayında açığın 43.2 milyara ulaşarak geçen seneye göre %136 arttığını göstermekte. DolarTL’nin artması ithalatı patlatması dolayısıyla Hammadde maliyelerinin çok ciddi bir şekilde yükselmesi söz konusu. Geçen yılın ilk 5 ayında 15 milyar dolar enerji ithalatımız bu ayın ilk 5 ayında 39 milyar dolara yükselmiş. 2021 yılının toplamı olan 50 milyar doları yılın yarısında geçmiş olacağız. Bu bize cari açığın daha da artacağını göstermekte. Eğer arka kapı müdahaleleri ile döviz satışı da devam eder ve rezervlerdeki azalış sürerse yaz sonu ciddi döviz likidite kriziyle baş başa kalırız. Faiz-enflasyon makası açıldığı sürece, Türkiye’de her zaman bir kur tehlikesi olacaktır. Kısa vadede enflasyonda ve kurda düşüş değil artış bekleyen tarafta olduğumuzu da hatırlatalım.
USD/TRY
Teknik olarak baktığımızda USD/TRY kısa vadede 14.60 üzerinde kaldığı sürece alış baskısını devam ettirecektir.
Yukarıda 14.85 seviyesinin üzerinde önce 15.65 ve arkasından 16.70 direncine doğru yükseliş yaşanabilir.Aşağıda ise 14.60 seviyesinin altında önce 13.85 ve arkasından 13.25 desteğine kadar düşüşler görülebilir.
BİST100
Teknik olarak baktığımızda BİST100’de 2490 seviyesinin aşılmasıyla yeni bir yükseliş eğilimi başladı ve bugünde yeni bir rekor kırdık. 2490 belirleyici seviyemiz halinde geldi. Üstünde alıcı altında satıcı olacağız.
Yukarıda 2650 seviyesinin üzerinde önce 2710 ve arkasından 2778 direncine doğru yükseliş yaşanabilir. Aşağıda ise 2490 seviyesinin altında önce 2400 ve arkasından 2346 desteğine kadar düşüşler görülebilir.