Aşırı pompalanan bir ekonomi, dillenen bir piyasa, üzerine hikayeler yazılan varlıklar ve aceleci- iştahlı alınan mallar… Önce yükselen ve yükselen, sonra düştükçe düşen fiyatlar. Konuşanların dut yemiş bülbül gibi sustuğu daha önce susanlarınsa boş konuşmaya başladığı ortamlar.
Değişmeyen gerçekler ve zararlar…
1) GELİŞMİŞ ÜLKELERDE MAL VE HİZMET PİYASALARI YAVAŞLIYOR
Sorun aslında aşırı sermaye birikiminden kaynaklanıyor, bu ülkelerde her evde ortalama birkaç TV, PC, Oto bulunduğu için; bir başka anlatımla ihtiyaca cevap sanayi malları fazlasıyla piyasayı doldurduğu için Klasiklerin savunduğu şekilde piyasalar temizlenemiyor, üretilen mal stokları baş belası olmaya başlıyor. Soruna sağlıklı çözüm yolu AR-GE ile yaklaşmak mümkün iken bu yolun uzun vadeli olması nedeniyle sorun kısa vadeli parasal genişlemelerde giderilmeye çalışılıyor. Zira üreticiler de, tüketiciler de uzun vadeli beklemek istemiyor. Yeni ihtiyaçlar yaratmak ve ihtiyaçlara cevap mallar üretmek krizin gerçek çözüm yolu iken parasal genişlemelerle çözüm yolu aranıyor. Büyüme rakamları her açıklandığında gözler Merkez bankalarına çevriliyor ve piyasa para bekliyor.
2) GELİŞMİŞ ÜLKE MERKEZ BANKALARI PİYASALARA PARA VERİYOR
Önce FED ardından ECB faiz indirimlerine gidiyorlar ve piyasaya istediğini veriyorlar. Sistem şu şekilde amaçlanıyor: Gelişmiş ülke bankaları gelişmekte olan ülke bankalarına, ucuz fonlama ve düşük maliyetli likiditasyonla sermaye aktarımı sağlayacak. Sağlanan bu paralarla gelişmiş ülke mallarına talep oluşacak böylece gelişmiş ülkelerde biriken mal stoku gelişmekte olan ülkelere boşalacak, sonuçta gelişmekte olan ülkelerde refah düzeyi artacak; gelişmiş ülkelerde ise piyasalar temizlenecek. Eğer operasyon başarıyla tamamlanabilirse ortaya çıkan tabloda Gelişmekte olan ülkeler borçlu ancak refahlı; gelişmiş ülkelerse krizden çıkmış ve alacaklı görülecek. Operasyonun başarıyla tamamlanacağını ve kazın ayağının bu kadar ucuz olduğunu kim söyledi?
3) GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE PARA AKIYOR
Aşağıdaki grafikler FED kararları sonrası GOÜ’ lere yapılan sermaye aktarımlarını gösteriyor. Sermaye akımlarından Türkiye’ de etkileniyor.
4) GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER UCUZ PARAYI GÖRÜNCE KENDİNİ KAYBEDİYOR
Aşağıda GOÜ lerin hızla tahvil sattıklarını gösteren bir tablo bulacaksınız. Batan geminin malları misali batan Avrupa’nın paraları bunlar… Ancak bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum hisse senedi satamamışlar yani ortaklık ilişkisi kuramamışlar daha çok borçlanmışlar da borçlanmışlar, tahvil satmışlar. (Tahvil satışı doğrudan yatırım kapsamında değildir.)
Borç yiğidin kamçısı mı yoksa başının belası mı? Bunu yarın ki ve daha sonraki günlerde aynı yazı dizisini takip ederek anlayacağız, şimdilik burada kesiyorum.
Sevgilerimle.
Mustafa ÖZTÜRK