Türkiye’nin 2021 yılı Eylül ve Aralık ayları arasında uyguladığı faiz indirimi, enflasyonda sert bir artışa ve Türk lirasında zayıflamaya neden olduğu gibi makroekonomik istikrarsızlıklara da yol açtı. Diğer taraftan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu olumsuzlukları daha da ağırlaştırmakta.
İktidar, “Yeni Ekonomik Model” kapsamında düşük faiz oranı ve zayıf Türk lirasıyla yerli kaynaklara dayalı ihracatı daha rekabetçi hale getirmeyi amaçlıyor. Fakat planlanan önlemlerin, enflasyonla mücadeleyi içermediği gibi onu daha da kötüleştireceği düşünülüyor.
Gelişmekte olan piyasalarda en kötü performansı gösteren para birimi olan Türk lirası için 2022’nin önümüzdeki günlerinde durum daha da istikrarsız hale gelebilir. Öte yandan Fed’in faiz artışı ve risk primindeki yükseliş (CDS) finansman maliyetlerini arttıracak ve finansmana ulaşımı daha da zorlaştıracak gibi görünüyor. Hiç kuşkusuz bu durum bankacılık sistemi üzerindeki yükleri de artıracak.
Yüksek enflasyonun Türkiye için önemli bir sorun olarak karşımıza çıktığı bu noktada, önümüzdeki günlerde Türkiye ekonomisi üzerinde baskı oluşturacak riskler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
· Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle artan gıda ve enerji maliyetleri,
· Merkez Bankasının faiz indirimleri nedeniyle kontrolden çıkan enflasyon,
· Yüksek cari açık,
· Kamu ve özel sektörün yüksek kısa vadeli dış borcu,
· Fed’in faiz artışı, borçlanma maliyetlerinin yükselmesi ve gelişen piyasalardan sermaye çıkışları,
· Kur korumalı mevduatın bütçe üzerinde oluşturacağı yük,
· Kısa vadeli ekonomik politikalar ve geçici önlemler,
· Yüksek dolarizasyon,
· Negatif reel faiz oranı,
· Siyasi ve politik riskler,
· Küresel enflasyon ve para politikalarında sıkılaşma,
· Düşük merkez bankası rezervi,
· Krediye dayalı büyüme,
· Yüksek risk primi (CDS),
· Döviz kurlarındaki yükselişten dolayı hazine garantili yap-işlet-devret modelinin bütçe üzerinde oluşturacağı yük,
· Dünya ekonomisindeki yavaşlama ve resesyon endişeleri.
Sonuç olarak; Ukrayna-Rusya savaşı, artan enerji ve emtia fiyatları, Fed’in faiz artışları, gıda fiyatlarının yaratacağı toplumsal tepkiler, her geçen gün yükselen enflasyon ve para politikasındaki belirsizlikler gibi nedenlerden dolayı Türkiye için ekonomik sorunların önümüzdeki günlerde daha da kötüleşeceği söylenebilir. Özellikle bu noktada çözüm için üretilen kısa vadeli politikalar Türkiye'nin sorunlarını çözmeyecektir! Tüm bu riskleri göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye ekonomisi için “en kötüsünün geride kaldığını” söylemek şu an için zor görünüyor.
Sağlıklı ve huzurlu bir hafta dileğiyle…