TCMB Başkanı Çetinkaya, bugünkü enflasyon raporu sunumunda 2019 yıl sonu beklentilerini %15,2'den %14,6'ya düşürdüklerini ve ham petrol beklentilerini de 80$ seviyesinden 63$ seviyesine düşürdüklerini açıkladı.
Çetinkaya, kur ve petroldeki düşüşün enflasyon üzerindeki baskıyı bir miktar azalttığını, ancak gıda enflasyonunun yüksek seyrini koruduğunu belirtti, yani maliyet tarafında henüz istenen rahatlama yakanmış değil. Buna bağlı olarak da enflasyonda ikna edici seviyeler görülene kadar sıkı duruşun korunacağını açıkladı.
Çetinkaya'nın açıklamaları ile piyasalarda Mart beklentileri azaldı ve faiz indirimine ilk çeyrekte zayıf olasılık verilmesi ile TL varlıklarda yükseliş yaşandı. USD/TRY 5,27 ve EUR/TRY 6,03 seviyesine geriledi.
Yıl içinde %25'lere çıkan enflasyonun %20'lere gerilemesi, kurun rekor sonrası düşüş yaşasa da yine de yüksek olması ve faizlerin de bu nedenle zorlayıcı seviyelerde olması ekonomi için oldukça can sıkıcı bir durum. İçeride bu durum yaşanırken küresel tarafta da ticaret savaşları endişeleri ve buna bağlı büyüme kaygıları devam ediyor. Haliyle iç ve dış risklerin yüksek olduğu bu dönemde faiz indirimi için son birkaç göstergenin yeterli görülmesi de beklenmemeli.
Bugün açıklanan ekonomik güven endeksi, geçen aya oranla %4,2 azalarak 78,5 oldu ve Ocak ayında tüketici güven endeksi 58,2 değerine, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi 95,4 değerine, hizmet sektörü güven endeksi 78,3 değerine ve perakende ticaret sektörü güven endeksi 92,5 değerine geriledi.
Ekonominin en önemli bileşenlerinde gerileme yaşanmaya devam ediyor, bunun en büyük nedeni ise maliyetlerdeki artış. Ara mamul ya da üretim ana mamullerindeki dışa bağımlılık neticesinde üretim tarafındaki düşüş bu ay da devam etti. Maliye politikasında hedeflerin tutturulduğu ve dengelenme sürecinde risklerin kontrol altına aldığı belirtilirken büyümeden feragatın üretimde durgunluk olarak yapılması ne derece doğru?!
İmalat, perakende ve hizmet sektörlerinde gerileme devam ederken inşaat sektöründe ise Ocak'ta yükseliş yaşandı, çünkü yapılan desteklerin çoğu inşaat stoklarını eritmeye yönelik uygun kredi şeklinde. Ancak ekonominin bel kemiği olan imalat sanayi ve hizmet tarafındaki düşüş orta vadede işsizlik oranı artıran en büyük neden olarak karşımıza çıkabilir.