Eğer ABD-Çin ticaret savaşından memnun olan biri varsa, o da Donald Trump. ABD Başkanı iki hafta önce bunu açıkça dile getirdi: "İçinde bulunduğumuz pozisyonu seviyorum, dedi ve devletin yüksek gümrük vergilerinden elde edeceği gelir hakkında keyifli bir şekilde konuştu ancak ekonomistler bunu da reddediyor. Trump tüm bunları Huawei hamlesini yapmadan önce, Pekin birçok alanda misilleme yapmaya hazırlanırken söyledi.
Ancak geleneksel şekilde tweetlerinde bahsetmese de, Trump'ın Çin'i ticarette cezalandırmak dışında memnun olduğu bir konu daha var: düşük petrol fiyatları.
Ticaret savaşının bu hafta piyasada yarattığı sorunlardan en büyük kaybı yaşayanlardan biri petrol oldu.
ABD ham petrol benchmarkı West Texas Intermediate Çarşamba günü %6 düşerek geçtiğimiz ayın desteği olan varil başına 60 Dolar'ın altına geriledi. İngiliz küresel petrol benchmarkı Brent ise %5'lik düşüşle varil başına 70 Dolar'ın altına indi. Bu, yıl başından ve Aralık'ta OPEC'in üretim kesintilerine başlamasından bu yana petrol için en kötü işlem günüydü. Cuma günkü erken Asya seansında WTI haftalık %7'lik, Brent ise %6'lık düşüşe doğru ilerledi ancak geçen yıl aynı tarihe göre sırasıyla %29 ve %27 yüksekte kalmayı sürdürdüler.
Makro ortamdaki en yüksek riskli varlıklardan biri olması sebebiyle petrolün mevcut koşullarda bu kadar savunmasız kalması şaşırtıcı değil.
Trump Ticaret Savaşını Neden Şimdi Tırmandırıyor?
Ancak tüm bunların zamanlaması belirsizliğini koruyor.
Trump Çin teknoloji sektörüne karşı neden özellikle şimdi harekete geçtiği konusunda bir açıklama yapmadı. Sadece Çin'e ticaret konusunda yaptığı baskıyı inatçı bir şekilde sürdürüyor gibi gösterdi.
Evet, aylardır müzakere ettiğiniz partinin daha önce üzerinde uzlaşma sağlanmış konuları yeniden masaya getirmesi sinir bozucu olabilir.
Ancak, eğer tarihin gösterdiği bir şey varsa, o da Çin'in ticaret konusunda hiçbir zaman kurnazlıkla yenilebilecek taraf olmadığı.
Trump geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği mitinglerde seçmen tabanına ABD için 'en iyi anlaşmayı' elde etmekte odaklı olmayı sürdürdüğünü ve ticaret savaşındaki tırmanmanın ABD'nin iyiliği için gerekli olduğunu söyledi. Eski başkan Barack Obama'yı ise ABD'nin çıkarlarını bilerek gözardı etmekle suçladı.
Yine de, geçen yıl Aralık ayında Buenos Aires'te gerçekleşen G20 zirvesinde Çinli lider Xi Jinping ile görüşmesiyle başlayan altı aylık müzakere sürecinin ardından, hem de iki taraf da müzakerelerin iyi gittiğine ve bir anlaşmanın kaçınılmaz olduğuna yönelik sayısız açıklamalarda bulunmuşken Trump'ın bir anda tüm bu ilerlemeyi çöpe atması hiç mantıklı gelmiyor.
Mueller soruşturmasının sona ermesine rağmen Demokratlar'ın Trump'ın 2016 seçimlerini kazanmak için Ruslar'dan yardım aldığı konusunda ısrarcı olması sebebiyle Trump'ın potansiyel bir görevden alınmayla karşı karşıya olmaya devam etmesiyle, rakiplerinin Trump'ın motivasyonun siyasi menfaat olduğunu düşünmesi sürpriz değil. Bu teoriyi ticaret savaşından zarar gören ABD'li çiftçilere yaptığı 16 milyar Dolar'lık yardım gibi hamleleri sağlamlaştırıyor. Bu hamlelerin Kasım 2020 seçimlerine hazırlanırken seçmen tabanının, özellikle de orta batı bölgesindeki soya fasulyesi yetiştiricilerinin Trump'ı daha çok sevmesini sağlaması güçlü bir ihtimal.
Düşük Petrol Fiyatları Her Zaman Trump'ın Gündeminde
Beğenin ya da beğenmeyin, piyasadaki mevcut çöküşün ticaret savaşının getirdiği beklenmedik bir 'bonus' oluşuna bakılmaksızın düşük petrol fiyatları her zaman Trump'ın gündeminin ilk sıralarında yer aldı.
Hatta, Trump'ın Çin hamlesinin İran ve Venezuela'ya yönelik savaşlarının yarattığı gerilimi bir anda dengelemesi (ki sadece bir hafta önce bu olaylar ham petrol fiyatlarını 2019'un zirvelerine çıkarmıştı) tesadüf yerinde bu sonuçları almaya yönelik ciddi bir planlama yaptığını gösteriyor.
Trump Çin'e yönelik yeni gümrük vergilerini 5 Mayıs'ta başlatsa da, Huawei yasakları 15 Mayıs'ta getirildi. Bu da, OPEC+'in 19 Mayıs'ta gerçekleştirdiği ve enerji dünyasına sonucun ne olacağının sinyalini daha önceden verdiği (bu yıl ham petrol fiyatlarının %40'a yakın yükselmesine rağmen Suudiler'in üretim kesintilerini kısma gibi bir niyeti yok) toplantının hemen öncesindeydi.
Tabii ki, petrol fiyatlarında bu hafta yaşanan düşüşün tek sebebi Çin değildi. ABD ham petrol stoklarının ikinci haftada da ortalama yaklaşık 5 milyon varillik sürpriz bir artış göstermesi ve ABD'deki yaz araç kullanımı döneminin başlangıcı olan Anma Günü öncesinde rafineri işlemlerinin durması da düşüşte etkili oldu.
Başkan Trump'ın sadece istediği petrol fiyatlarını elde edebilmek için Çin ile yapılan ticaret görüşmelerini duraklattığını iddia etmek, Trump taraftarlarına bir hakaret gibi görünebilir.
Ancak, analistlerin Brent'i 90 Dolar'ın üzerine çıkarabilecek durdurulamaz bir petrol yükselişinin önündeki tek engel olarak bir ticaret anlaşmasına ulaşılamamış olunmasını göstermesiyle, Trump'ın bunu ne kadar istediği merak konusu.