Dolar endeksi, geçtiğimiz haftalarda dalgalı bir seyirle yukarı yönlü trendini korurken 109,53 ile iki yılın zirvesini gördükten sonra 108,90 seviyesine geriledi. Bu gerileme, bu hafta ABD ekonomisine ilişkin açıklanacak yeni veriler ve Fed’in faiz politikası yönlendirmelerinin piyasa beklentilerini yeniden şekillendirmesiyle ilişkilendirilebilir. Özellikle, bu hafta açıklanacak Aralık ayı Tarım Dışı İstihdam verisi, dolar endeksi üzerinde önemli bir etki yaratabilir.
Beklentiler, Aralık ayında 154.000 yeni iş yaratıldığı yönünde. Bu, bir önceki ayın 227.000 olan istihdam artışına kıyasla belirgin bir düşüş anlamına geliyor. Bunun yanında olası sürprizler, piyasalarda sert hareketlere neden olabilir. Güçlü bir istihdam verisi, Fed’in faiz oranlarını daha uzun süre kısıtlayıcı seviyelerde tutmak için elini kuvvetlendirebilir ve dolar üzerinde destekleyici bir etki oluşturabilir.
Piyasa, Fed’in Politika Yönlendirmelerine Odaklı
18 Aralık’ta açıklanan Fed faiz kararının ardından Başkan Jerome Powell, faiz oranlarının artık daha az kısıtlayıcı bir seviyede olduğunu belirtmişti. Ancak Powell, Fed’in enflasyonla mücadele kararlılığını vurgulamış ve para politikasının sıkı olmayı sürdüreceğinin sinyallerini vermişti. Bu söylemler, piyasalarda faiz indirim beklentilerini zayıflatırken, doların güçlü seyrine destek oldu.
Fed üyelerinden Thomas Barkin, mevcut faiz seviyesinin enflasyonu dizginlemek için yeterince kısıtlayıcı olduğunu, ancak ekonomik görünümün hâlâ belirsizlik içerdiğini ifade etti. Barkin, özellikle 2024 yılı boyunca ekonomik büyümenin yavaşlayabileceğine ve enflasyonun yukarı yönlü riskler taşıdığına dikkat çekti. Bu durum, Fed’in gevşeme politikasına dönmesini daha da geciktirebilir.
Fed Guvernörü Adriana Kugler ise, enflasyonun yeniden düşüş eğilimine girmesini teyit etmek istediklerini ve artışın geçici olduğundan emin olmak istediklerini belirtti. Fed üyelerinin açıklamaları, enflasyon risklerinin hâlâ kontrol altında olmadığını ve para politikasının bu nedenle sıkı kalması gerektiğini ortaya koyuyor.
Trump Politikaları, Fiyatlamalarda Fed’in Önüne Geçebilir mi?
20 Ocak’ta göreve başlayacak olan Donald Trump’ın vergi indirimleri, yüksek ithalat tarifeleri ve göç politikalarına yönelik planları, piyasalarda önemli bir belirsizlik kaynağı olarak öne çıkıyor. Bu durum, dolar üzerinde çift taraflı bir etki yaratabilir. Trump’ın politikalarının büyümeyi destekleyici bir çerçevede şekillenmesi durumunda dolar gücünü koruyabilir. Ancak uygulama sürecindeki belirsizlikler, piyasalarda temkinli bir duruşa neden oluyor.
Piyasa katılımcıları, henüz Trump’ın politikalarının ne kadar hızlı uygulanacağı ve piyasa beklentileriyle ne kadar örtüşeceği konusunda belirsizliği ortaya koyuyor. Bu belirsizlik ise dolar endeksinde volatiliteyi artırabilecek bir faktör olarak öne çıkıyor.
Küresel Gelişmeler de Dolar Üzerinde Etkili Oluyor
Doların gücünü yalnızca ABD ekonomisinin dinamikleri belirlemiyor. Küresel piyasalardaki gelişmeler, doların rezerv para birimi olarak öne çıkmasına katkıda bulunuyor. Avrupa ekonomisi, zayıf makro veriler ve enerji krizinin etkileriyle mücadele ederken, Asya’da Çin ve Japonya deflasyonla başa çıkmaya çalışıyor. Çin Merkez Bankası’nın (PBOC), yuanın değer kaybını kontrol altına alma çabaları dikkat çekerken, yuan geçtiğimiz hafta 16 ayın en düşük seviyelerine geriledi. Avrupa ve Asya’daki bu ekonomik zayıflıklar, doların güvenli liman özelliğini güçlendiren diğer bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Bu çıkarımlar ışığında, dolar endeksinin kısa vadede küresel makroekonomik veriler ve Fed yönlendirmelerine duyarlı olmaya devam edeceğini görebiliriz. Özellikle bu hafta açıklanacak Tarım Dışı İstihdam verisi, endeksin yönünü belirlemede önemli bir rol oynayacak. Ayrıca, Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte şekillenecek olan ekonomik politikalar, piyasalarda yeni bir belirsizlik dalgası yaratabilir.
Doların güçlü seyri, hem ABD ekonomisinin göreceli gücüne hem de diğer ülkelerin zayıf performansına dayanıyor. Ancak önümüzdeki dönemdeki gelişmeler, volatilite artışının kaçınılmaz olacağını gösteriyor.
Dolar Endeksinde Teknik Görünüm
DXY, uzun vadeli görünümde kritik bir direnç seviyesi olan 109 değerini test etmeye başladı. Endeks, Eylül ayından bu yana devam eden yükseliş trendinde son olarak 107 bölgesinde bir dirençle karşılaştıktan sonra Aralık ayında Fed’in 2025 yılı için faiz indirim sayısını aşağı yönlü revize etmesine bağlı olarak gücünü artırdı ve bu direnç bölgesini desteğe çevirdi.
Güncel durumda DXY, geçen hafta 109 seviyesinin üzerine hamle yapsa da bu haftaki kritik istihdam verileri öncesi bekleme moduna geçti. Uzun vadeli görünümde 109 seviyesi (Fib 0,618) trendin devamı için kritik bir engel olarak karşımıza çıkıyor. ABD’de istihdam verilerinin olumlu gelmesi, DXY üzerinde pozitif bir etki oluşturabilir. Bu da 109 seviyesi üzerinde bir haftalık kapanışı destekleyecektir. Haftalık DXY grafiğine göre bir sonraki hedef bölge ise 111,5 seviyesi olarak gözüküyor.
Ancak haftalık grafikte aşırı alımı yansıtan Stokastik RSI, mevcut seviyelerde dalgalanma olabileceği yönünde sinyal üretiyor. Buna göre endeks, bu haftaki iş gücü verileri ve Fed üyelerinin yönlendirmelerine bağlı olarak satıcılı hareket ederse; bu sefer 107 seviyesine doğru bir geri test oluşabileceğini görebiliriz. Ancak mevcut koşullar, DXY’ın olası bir geri çekilmede 107 bölgesinde destek bulabileceğini gösteriyor.
DXY’a günlük grafikle daha kısa vadede baktığımızda; endeksin 107 değerini aşarak 2024 trendine göre Fibonacci genişleme bölgesine ulaştığını görüyoruz. Bu görünümde 109 seviyesi yükselen kanalın orta bandına denk gelerek bir direnci pekiştiriyor. 108,85 seviyesi ise ara destek olarak görülüyor. Buna göre DXY, hafta içinde 108,85 seviyesi üzerinde kaldığı sürece 109 üzerindeki ataklarda 110 seviyesine doğru hamleler yapabilir.
Kısa vadeli EMA değerleri, yükselişi desteklerken günlük grafikteki Stokastik RSI da yönünü yeniden yukarı çevirerek bir yükseliş potansiyelini destekliyor.
Sorumluluk Reddi: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır. Herhangi bir şekilde varlık satın almayı teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye veya öneri teşkil etmez. Her türlü varlığın birden fazla bakış açısıyla değerlendirildiğini ve oldukça riskli olduğunu, dolayısıyla herhangi bir yatırım kararının ve buna bağlı riskin yatırımcıya ait olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca herhangi bir yatırım danışmanlığı hizmetimiz bulunmamaktadır.