24.10.2019 Alan Yatırım Analiz - YorumTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bugün saat 14:00’da faiz kararını açıklayacak. Temmuz ve Eylül aylarında toplam 750 baz puan faiz indirimine gidilmiş, önden yüklemeli olarak nitelendirilen bu hamleler sonucunda politika faizi %16,50’ye gerilemişti. TCMB politika faizini belirlerken enflasyon dinamiklerini ve geleceğe yönelik beklentileri dikkate alıyor. TÜFE Beklenti Anketi Mayıs ayından bu yana yıl sonu enflasyon beklentilerinin düşüş eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Geçtiğimiz sene Eylül ve Ekim aylarında zirve yapan yıllık enflasyon geçtiğimiz ay baz etkisi nedeniyle %9,26’ya gerilemiş ve uzun bir aranın ardından tek haneli seviyelere gerilemişti. Geçen sene Ekim ayı aylık enflasyonu %2,69 olarak gerçekleşmesi ve Ekim ayında TÜFE’nin bu oranın altında kalma ihtimali oldukça yüksek olduğu için yıllık enflasyonun bu ay da geri çekilmesini bekliyoruz. Enflasyondaki düşüş trendinin devam etmesi ve öncü merkez bankalarının faiz indirimi döngüleri TCMB’nin Ekim ayında da faiz indirimine gitmesi için hareket alanı yaratıyor ve TL varlıkların risk primlerindeki gerileme önceki aylarda tekrarlanan makul reel faiz söylemine dayanak oluşturuyor. Ticaret anlaşmasına yönelik gelişmeler global risk iştahını beslerken, TL varlıkların üzerindeki belirsizliklerin ortadan kalkmaya başlaması TCMB’nin elini kuvvetlendiriyor.
TCMB Ne Kadar Faiz İndirecek?
ABD ve Rusya ile yapılan görüşmeler neticesinde güvenli bölge konusunda mutabakata varılması ve Barış Pınarı Harekâtının sona ermesi ile iki haftalık değer kaybı süreci durdu ve TL kayıplarının bir kısmını geri almaya başladı. Dün de ABD başkanı Trump’ın Türkiye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması talimatını vermesi risk unsurlarını bir miktar daha azalttı. Doların küresel piyasalarda yükselişi sürerken, TL içsel kaynaklı risklerin ve belirsizliklerin azalmasına paralel bir şekilde pozitif ayrıştı. Jeopolitik risk unsurları ve kurdaki volatilitenin azalması faiz indirimine devam etme konusunda TCMB’yi cesaretlendiriyor. Enflasyon dinamikleri ve son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin sürdüğüne işaret ediyor. Daha önceki analizlerimizde de belirttiğimiz üzere 2018 yılındaki döviz kuru ve gıda fiyatlarındaki şoklar enflasyon beklentilerini de yukarı yönlü şekillendirirken, Haziran-Ekim ayları arasında pozitif baz etkisinin enflasyonu gerileteceğini öngörmüştük. Yıllık enflasyonun pozitif baz etkisiyle Ekim ayında tek hanelere yaklaşacağı, yıl sonuna doğru ise geçen seneki dayanıklı tüketim mallarındaki vergi indirimleri nedeniyle negatif baz etkisiyle tekrardan %13 seviyesine yükseleceği yönündeki beklentimizi koruyoruz.
Ekim ayı toplantısı öncesinde tüketici enflasyonu görünümü böyleyken, TCMB’nin önünde 100-150 baz puanlık bir faiz indirimi alanı bulunuyor. Piyasa medyan beklentisi 100 baz puan faiz indirimine gidileceği yönünde iken, bizim kurum olarak beklentimiz TCMB’nin enflasyon dinamiklerini ve TL varlıklardaki pozitif ayrışmayı göz önüne alarak 150 baz puan faiz indirimine gideceği yönünde. Türkiye’nin Arjantin’den sonra CDS’in yani risk priminin en yüksek olduğu gelişen piyasa ülkesi konumunda bulunması makul bir reel faiz verebilmek açısından TCMB’nin önünü tıkayan bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Risk primindeki düşüşe paralel olarak merkez bankasının hareket alanı da genişleyecektir. Bir sonraki Para Politikası Kurulu toplantısı Aralık ayında gerçekleştirilecek ve baz etkisinin ortadan kalkmasıyla birlikte enflasyonda kademeli bir yükselişe şahit olacağız. Bu dönem faiz indirimleri için çok da elverişli bir ortam olmayacağı için TCMB’nin Aralık ayını pas geçeceğini beklemekteyiz.