Döviz kuru ve enflasyondaki yükseliş nedeniyle bu yıl TCMB için oldukça zor geçti.
Ocak toplantısında GLP faiz oranı %12,75 ve haftalık repo faiz oranı da %8 seviyesinde sabit tutuldu. Kararın alındığı 18 Ocak tarihinde USD/TRY kuru 3,82'den 3,76'ya geriledi.
Mart toplantısında da TCMB, faiz oranlarında değişikliğe gitmedi ve kur 3,80 yakınında fiyatlandı.
23 Mart'ta ABD'nin ithal çelik ve alüminyum vergilerine ek uygulama kararı alması ile küresel piyasalarda endişeler arttı, kırılganlığı yüksek olan gelişen ülke paralarında da volatilite yükseldi. TL tarafında ise Kasım'daki rekor sonrası 3,80 yakınında fiyatlama, bu tarihten sonra yukarı yönlü devam etti (iç dinamiklerin nedenlerini önceki analizimizde belirmiştik) ve 4,0340 ile rekor tazelendi.
Enflasyon ve kurdaki artışa karşın siyasi kanattan ise faizin enflasyona neden olduğu ve düşürülmesi gerektiği açıklamalarının gelmesi ile piyasalarda TCMB'nin bağımsızlığına dair endişeler arttı ve kur Nisan'da 4,20'ye yaklaşarak yeni rekor seviyeyi gördü.
TCMB, 25 Nisan toplantısında GLP faiz oranını 75 bp artırarak %13,50'ye çıkardı. Merkez faiz artışında enflasyon ve ithalat fiyatlarındaki artışı gerekçe gösterdi. Karar sonrası kur 4,07'ye geriledi.
Mayıs ayı özellikle yurt içinde tansiyonun arttığı bir dönem oldu ve üst üste gelen eleştiriler merkeze dair kaygıları artırırken fiyatlamalar da TL negatif oldu ve USD/TRY kuru 23 Mayıs'ta 4,93'e yükselerek zirve yaptı. TCMB, takvimde olmayan olağanüstü toplantı ile GLP faiz oranını 300 bp artırdı ve %16,50'ye çıkardı. Merkez, açıklama metninde sağlıksız fiyat oluşumları ve enflasyondaki yukarı yönlü risklerin artmasını gerekçe gösterdi. Karar sonrasında kur rekor seviyeden 4,54'e geriledi.
USD/TRY kuru Haziran'da en yüksek 4,67'yi gördü, ancak enflasyon %12,15'e yükseldi ve TCMB, Haziran toplantısında GLP faiz oranını 125 bp artırarak %17,75'e yükseltti. Merkez, enflasyondaki yükselişte maliyetlerin etkili olduğunu ve bunun tüm alt kalemlere yayıldığını belirtti.
Temmuz'da USD/TRY kuru 4,97'ye ve enflasyon %15,39'a yükseldi, ancak TCMB 24 Temmuz toplantısında alınan önlemlerin etkisini göstermesini bekleyeceğini belirterek faizlerde değişikliğe gitmedi. Karar sonrası kur 4,75'ten 4,94'e yükseldi.
Ağustos'taki gelişmelerde ABD ile yaşanan yaptırımlar etkili oldu ve kur serbest piyasada 7,25'e yükselerek tarihi rekor kırdı. TCMB, ay içinde zorunlu karşılıklarda indirime giderek ve swap uygulaması ile ek önlemler aldı, ancak faizlerde değişiklik yapmadı.
Eylül'de enflasyonun %17,90'a yükselmesi ve kurun da rekor sonrasında yüksek seviyelerini koruması nedeniyle merkez, GLP faiz oranında 625 bp artış yaparak faizi %24'e yükseltti.
Ekim'de enflasyon (Eylül ayı rakamları) %24,52'ye yükselerek 15 yılın zirvesine çıktı, ancak Eylül'deki yüksek faiz artışının fiyatlara etkisinin hissedileceği beklentisi ile TCMB faizlerde değişikliğe gitmedi.
Aralık toplantısına geldiğimizde;
Enflasyon %25,24'ten %21,62'ye geriledi, USD/TRY kuru rekor sonrası 5,14'e geriledi ve piyasalar merkezin bu toplantıda faiz indirimine gidebileceğini düşündü, ancak TCMB, ithalattaki düşüş nedeniyle gerileme gösteren enflasyondaki risklerin devam ettiğini ve yatırımdaki zayıflama, istihdamdaki gerileme ile ekonomik risklerin sürdürdüğüne dikkat çekti. Faizlerde indirim yapmayan merkez, yılı %24 faiz ile tamamladı.
2019'un ilk PPK toplantısı 16 Ocak'ta olacak, şimdilik bu toplantıda merkezin faizlerde indirime gitmesine olasılı verilmiyor, ancak Aralık ve Ocak enflasyon rakamları oldukça önemli, enflasyonda %18'in altına inilmesi ve USD/TRY kurunun da 5,20 altında dengelenmesi (küresel piyasalarda ya da yurt içinde olumsuz bir gelişme olmaması şartı ile) durumunda Mart beklentileri artabilir, biz TCMB'nin yılın ilk çeyreğinde faiz değişikliğine gitmesini beklemiyoruz.
Çünkü;
Kur ve enflasyondaki sert yükseliş nedeniyle sanayi üretimi, istihdam ve satın alma tarafı oldukça hasar aldı. İthalattaki azalma üretim ara mamül talebini de düşürdü, bunun yanında düşük büyümeyle beraber yılın ilk çeyreği zorlu geçebilir. Olumlu taraf ise ihracattaki artış ile cari açık azalıyor, ancak eksiler ve artıların çok dengeli gitmemesi toparlanma sürecini de uzatabilir. TCMB'nin olası kur ve enflasyon şokuna karşın yılın ilk çeyreğinde faizleri korumasını bekliyoruz. Elbette hem yurt içinde hem de küresel tarafta beklenmedik gelişmelerin etkisi dengeleri değiştirebilir, ancak koşullarda belirgin bir değişiklik olmaması durumunda merkezin Nisan öncesi faiz indirimine gitmesini çok güçlü görmüyoruz.