TCMB, bugün gerçekleşen yılın son enflasyon raporu sunumunda yılsonu enflasyon tahminini %8,9’dan %12,1’e, gıda enflasyonu tahminini de %10,5’ten %13,5’e çıkardı. Sunumun tamamında sorulan riskler ve kaygılara karşın TCMB Başkanı Uysal, enflasyon ve kurdaki yükseliş, cari açıktaki ve ithalattaki artış, rezervlerdeki düşüş gibi tüm göstergelerdeki bozulmalar için süreçte uygulanan kredi büyümesini işaret etti ki haklıydı da. Pandemi sürecinde merkezin faiz indirimi ve genişlemeci para politikasına destek vermek isteyen mali politika kantarın topuzunu öyle bir kaçırdı ki düşük faiz oranları, uzun kredi vadeleri, kampanyalar ve bankalardaki kredi kanallarıyla büyümenin peşine düşüldü. Büyüme odaklı bu stratejinin yan etkileri de enflasyonu, cari açığı ve kuru yükseltti. Merkez bankası bu defa da buradaki sorunu düzeltmek için sıkı para politikasına geçti.
Ağustos itibariyle göstergelerdeki bozulma ve kurdaki rekor nedeniyle ek araçlarla ve BDDK’nın da desteğiyle sıkı politikaya geçen merkez, enflasyonun son çeyrekte yükseleceğini ön görerek Eylül’de faiz artırdı, ancak Ekim’de durum daha da kötüye giderken beklentilerin aksine faizleri sabit tuttu. Bu hareket piyasalarda güven kaybına neden oldu ki bugün bu yöndeki ve rezervlerdeki azalmaya dair soruya Uysal şu cevabı verdi: “Elimizdeki araçlarla gereken adımları atmaya devam edeceğiz, olağanüstü bir süreç yaşadığımız için zaman zaman hedeflere dair tartışmalar olabilir. Amacımız iletişimi daha fazla yaparak güveni artırmak.” Bir diğer önemli soru ise kurdaki rekor ataklar hakkındaydı ve Uysal, “Merkez Bankası olarak reel veya nominal olarak herhangi bir kur seviyesi hedeflemiyoruz. Nominal ve reel fiyat hedeflemesine bakıyoruz. Tabi ki mevcut makroekonomik temellere baktığımızda, Türk lirasının oldukça, aşırı değersiz bir noktada olduğunu değerlendirebiliriz. Para politikası duruşunun enflasyonu kontrol altına almak için attığı adımların, döviz kurlarında da etkisinin olmasını bekliyoruz. Orta vadede makro gerçeklerle uyumlu bir noktaya gelecektir. Değersiz TL fiyat istikrarına ilişkin riskler oluşturuyor. Bizim döviz kurlarını hedefleme gibi bir duruşumuz yok.” dedi.
Hem güncellenen tahminler hem de Uysal’ın açıklamaları şunu gösteriyor:
Enflasyon yükselecek, yılsonu tahmini de bu nedenle arttı ve bu faiz artışının da olması gerektiği anlamına geliyor. Ancak merkez bankası bu noktada kararlı bir mesaj vermemekle beraber iyi tahminlere bel bağlıyor. Özellikle rezerv ve bağımsızlık konusundaki açıklamaları piyasalara hak verir ifadelerdi ve bu noktada artık merkezin daha ağırlığını gösteren duruma geçmesi şart. Uysal’ın bugün kabul ettiği ve bizim de çok defa altını çizdiğimiz nokta: doğru iletişim. TCMB, piyasalarla iletişimini doğru kuramıyor, uyguladıkları politikaları hızlıca ve açıklama gereksinimi görmeden değiştirebiliyor, son zamanlarda her defasında piyasaları şaşırtıyor ki bu da zaten anlaşılırlık konusunda sinyal veriyor.
Ekim toplantısının ardından piyasalarda faiz beklentisi çok azalmıştı, bugün ise merkezin enflasyondaki yükselişin yeniden altını çizmesi, tahminini artırması ve risklere dikkat çekmesine karşın faiz sinyali vermemesi piyasaların hiç hoşuna gitmedi. Kur tarafındaki atak sunumla beraber artmaya devam etti. Son saatte USD/TRY 8,26, EUR/TRY 9,72 ve Gram 506 TL ile rekor tazeledi.
Merkez Bankası artık yetkimi kullanma gücüne sahibim demedikçe bu sunumlar da tahminler de sadece prosedür olmaktan öteye geçemez.