25 Nisan’daki PPK toplantısında merkezin karar metninden ek sıkılaşma ifadesini çıkarması faiz indirimine hazırlık olarak algılandı. Öte yandan merkez, metinde enflasyondaki yüksek seyre ve gıda ile ithal girdi maliyetlerine dikkat çekmişti. Merkezin karışık bir karar metni sonrasında gözler yarınki enflasyon raporuna çevrildi. Yarın 2019’un 2. Çeyrek enflasyon raporu açıklanacak, merkezin enflasyona dair ifadelerine baktığımızda;
2018’in son çeyrek raporundaki açıklamalar:
Merkez bankası TL’nin yılın 3. Çeyreğinde %37 ve son bir yıl içinde de %80 değer kaybı yaşadığını, kurdaki hızlı yükselişlerin enflasyonu tetiklediğini ve ayrıca fiyatlama davranışlarının büyük ölçüde bozulduğunu belirtirken yapılan anket sonrasında yıl sonu enflasyon beklentisinin %24,22, 2019 yıl sonu enflasyon beklentisinin ise %17,03 olarak belirlendiğini açıklamıştı.
2019 ilk çeyrek raporundaki açıklamalar:
Petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı enerji grubundaki düşüşün enflasyonda etkili olduğu ve bu dönemde kurun da gerileme göstermesinin ithal maliyetlerini önceki çeyreğe göre düşürdüğünü belirten merkez bankası, düşüşün devamı için makro ekonomik gelişmelerin yanında vergi ve ücret ayarlamalarının önemli olacağını ifade etti. İlk çeyrekteki anket sonrası yıl sonu enflasyon beklentisi %15,91 olarak belirlendi. Merkez, ilk çeyrek enflasyon raporunda enflasyon üzerindeki risklerin yüksek olduğuna vurgu yaparak ‘’ İktisadi birimler enflasyonda yakın dönemde gözlenen iyileşmeyi orta vadeli eğilime ilişkin görüşlerine henüz yansıtmamışlardır. Enflasyon beklentilerinin olasılık dağılımları da enflasyonun seyrine yönelik belirsizliğin sürdüğüne işaret etmiştir. Bu gelişmeler enflasyon görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.’’ Açıklamasında bulundu.
Merkez, PPK karar metninde de ‘’ İç talep gelişmelerine bağlı olarak enflasyon göstergelerinde bir miktar iyileşme gözlenmektedir. Bununla birlikte, gıda fiyatları ve ithal girdi maliyetlerindeki artışlar ile enflasyon beklentilerindeki yüksek seyir fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiğini göstermektedir.’’ açıklamasında bulunarak gıda fiyatları yanında ithal girdi maliyetlerindeki yükselişe dikkat çekti.
Rakamsal olarak son duruma baktığımızda;
Ocak’ta aylık %1,06 artarak %20,35’e yükseldi.
Şubat’ta aylık %0,16 arttı ve %19,67 oldu.
Mart’ta aylık %1,04 artarak %19,71’e yükseldi.
Enflasyon üzerinde en büyük etkiye neden olan gıda enflasyonu Mart’ta %30’a yaklaşarak yüksek seyrini sürdürdü.
Çarşı - pazardaki duruma bakıldığında gıda fiyatlarında özellikle beyaz et ve kırmızı et başta olmak üzere birçok üründeki fiyat artışının Nisan’da da devam ettiği görülüyor ve bu dönemde dolar kurunun 5,55’ten 5,98’e yükselmesi, petrolün 68$ seviyesinden 75$ seviyesine yükselmesi, yurt içindeki yüksek tansiyon, ABD ile savunma ve petrol ihracatı konularındaki anlaşmazlık gibi negatif gelişmelerin de yaşanması ile risk primindeki artış TL varlıkları oldukça baskı altına aldı.
Merkezin yarınki enflasyon raporunda yıl sonu hedefi oldukça önemli ve gerçekçi bir oran verilmesi, bunun yanında maliye kanadındaki sıkı politika zorunluluğun atıf yapılması ve PPK’ya karşın sıkı duruş göstermesi son derece önemli, ayrıca rezervler konusunda da tatmin edici bir açıklama şart görünüyor, çünkü piyasalarda bu konuya dair endişeler oldukça yüksek.