Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, beklentiler çerçevesinde bugün aldığı karar ile değişikliğe gitmedi. Son duruma baktığımızda;
GLP: 12,25
Üst Bant: 9,25
Politika Faizi: 8,00
TCMB’nin karar metnindeki en önemli vurgu hala enflasyon. TCMB, fiyat hareketlerinin hala volatil olduğunu kabul ediyor ve sıkı duruşu devam ettireceğinin altını çiziyor. Halihazırda enflasyonun son dönemde zirvelerden çözülmesi faizlerin düşürülebileceğine ilişkin beklenti yaratsa da ben o tarafta yıl sonuna kadar bir beklenti içerisinde değilim. Bunun kabaca sebeplerine baktığımızda öncelikle enflasyonda istenilen düzeylere inebilmiş değiliz ve önümüzdeki iki üç aylık dönemde bir zirve daha görebiliriz. Son çeyrekte ise enflasyonda önemli ölçüde bir düşüş beklentisindeyiz fakat tek haneli bir yıl sonu enflasyonu beklemiyoruz. Bu nedenle başta enflasyon, faizlerdeki düşüşü engelleyecektir.
İkinci nokta ise biraz daha teknik. TCMB piyasadaki sıkılaştırıcı önlemlerini artırmak adına 2 yıllık bononun üzerinde piyasayı kontrol etmeye çalışıyor. İlk çeyrekteki zayıf TL’yi faiz tarafında kapatmaya çalıştık. Dikkat edilecek olursa aradaki makas 2015 yılı başından sonra ilk defa yeniden sıfırın üzerinde. Bu da TCMB’nin sıkı duruşunun bence direkt özeti olmakta.
Neden Sıkı Para Politikası
Enflasyon faiz ilişkisine yeni bir tartışma getirmeye gerek görmüyoruz. Türkiye’de yüksek enflasyonun sebebi belli. Kontrol edilemeyen, alınan önlemlerin yetersiz kaldığı yüksek ve volatil gıda fiyatları, TCMB’nin enflasyon raporlarında sıkça altını çizdiği kur geçişkenliği etkisi. Gıda fiyatları yüksekse tabii ki bunun çözümü para politikasında değil. Fakat bu yorum, faizler indirilmelidir şeklinde algılanmasın. Enflasyon yüksek olduğu sürece, TCMB, hem TL’yi savunmak (bunun arkasındaki endişe tabii ki enflasyondur) hem de sıkı duruşu devam ettirmek adına yüksek faiz politikasını sürdürecektir.
Kritik Bir Dönemdeyiz.
1) Yurtdışında gelişmiş ülke faizleri, merkez bankalarından gelen sıkı para politikası sinyali ile yükselirken, bu yükseliş gelişen ülke faizlerini de etkilerken, TCMB’den faiz indirimi şu halde beklenemez. Kurun 3,52 – 3,66 bandında bir süre daha stabil kalmasını ise TCMB açısından fırsat olarak görmek lazım. Zayıf Dolar, bir süre daha TCMB’nin elini bozmaz. (enflasyon yeterince bozucu etki yaratıyor)
2) Büyümeyi desteklemek üzere alınan önlemlerin, maliye politikası tarafındaki etkilerini (enflasyona) önümüzdeki yıl başlarında almaya başlayacağız. Maliye politikası genişleyici nitelikte kullanılırken (kesinlikle desteklediğim bir uygulama, mali disiplinden taviz veriyor olsak da mali disiplin böyle günler için var) sıkı para politikasından ödün vermemek, temkinli bir büyüme politikasıdır ve enflasyonun yükselişini engelleyebilecektir. İşte bu kritik dönemde önümüzde nerden baksak iki yıllık bir süre var. Bu süre zarfında makro açıdan baktığımızda, yüksek büyüme, mali disiplinde kırılganlık, artan ödemeler dengesi açığı ve yüksek enflasyon ile mücadele devam edecek. İşte tam da burada neden kritik bir dönemdeyiz ve bu kritik dönem neden devam edecek sorusunun cevabını bulmaktayız.
Sonuç Yerine
“Türkiye’de enflasyon sadece parasal bir olgu değildir. Bu da TCMB’nin yapabileceğinden yani para politikasından fazlasını gerektirir. Türkiye enflasyonuna sadece parasal açıdan yaklaşmak hatalıdır, yanlış teşhistir. Çözüm, para politikası ile eşanlı olarak kamu otoritesinin enflasyondaki dinamikleri kontrol altına alacak reformlar uygulamasıdır.”