Hatırlanacağı üzere; darbe girişiminin ardından kredi derecelendirme kuruluşları ülkemizin kredi notunu “yatırım yapılamaz” seviyeye çekmişti. Aradan geçen bir yılın ardından ekonomik göstergelerin yavaş yavaş toparlandığını görüyoruz. Özellikle son 1-2 aylık süreç içerisinde başta kredi derecelendirme kuruluşları olmak üzere birçok finansal kuruluş, Türkiye büyüme tahminlerini neredeyse iki katına çıkardı. Bu durum Fitch’in bugünkü not değerlendirmesinde, kredi notu olmasa da en azından kredi görünümünü pozitife çekeceğine yönelik bir beklenti oluşturdu diyebiliriz. Fakat kurumun not indirimine giderken neden olarak gösterdiği faktörlerde henüz tam anlamıyla aşama kaydedilememiş olması, bu beklentinin de oldukça zayıf kalmasına sebep oluyor.
Yüksek dereceli unsurlarda ilerleme sağlanamadı
Not düşüşün birçok nedenden kaynaklandığı belirten Fitch, bunların arasından en önemli etken olarak siyaset ve güvenlik alanlarında yaşanan gelişmeleri göstermişti. Anayasa değişiklik referandumu geride kaldı. Politik belirsizliğin giderilmesi adına önemli bir gelişme. Fakat kurum, değişikliğin kabul edilmesi durumunda denge ve denetleme mekanizmalarının zayıflatıldığı bir sistem yaratılacağı görüşünü bildirmişti. Ayrıca kamudaki tasfiyeler, OHAL, basına yönelik operasyonlar ve terör saldırının not indiriminde yüksek dereceden etkisi olan gelişmeler olarak sıralamıştı. Aradan geçen 4 ayın ardından güvenlik sorunlarının bir şekilde aşıldığını görüyoruz. Fakat kurulan yeni sistemin hala bir belirsizlik kaynağı olması ve kurumun endişelendiği denge ve denetleme mekanizmalarının yeni sistemde net olarak belirlenmemiş olması, sık sık vurgulanan kurumsal yönetimin zayıflığı konusunda çok da ilerleme kaydedemediğimizi ortaya koyuyor.
Ekonomi kamu desteğiyle toparlandı
Ekonomik performans konusunda ise tüm kurumlar gibi Fitch de ters köşe oldu. 2016 üçüncü çeyrekteki daralmanın ardından oldukça karamsar bir şekilde çizilen tablolar, 2017 ilk çeyrekteki yüksek büyüme oranı ile yerini pozitif senaryolara bıraktı. Tabi burada büyümenin kalitesine ayrıca vurgu yapmak gerekiyor. Ekonomideki şokun atlatılması için kamu tarafı politikayı oldukça gevşek tutmak zorunda kaldı. Kamu harcamaları yakın zamanın en yüksek seviyesine ulaşırken, yatırım-tüketim ortamının canlanabilmesi için mega teşvikler uygulandı. Ayrıca kredi yoluyla ekonominin desteklenmesi adına hazine garantili kredilerle kamu tarafı büyük bir risk yüklenmiş oldu. Ve kamunun tüm bu destekleriyle ekonominin çarkları tekrar dönmeye başladı. Fakat büyüme tarafı toparlanırken, bu sefer bütçe disiplininden taviz vermiş olduk. İktidara geldiğinden bu yana AKP hükümetinin en büyük başarısı mali disiplinin korunmasıydı. Yakın dönemde bu koşullar gevşese de hala benzer ekonomilere göre oldukça iyi seviyedeyiz. Ayrıca uygulanan bu gevşek politikanın yılsonu gelmeden sona erecek olması ve orta vadeli plandan da çok sapılmamış olması sebebiyle endişe verici boyutta olmadığını düşünüyorum.
Sonuç olarak Fitch’in not indirimine giderken gösterdiği ana nedenlerde çok fazla ilerleme kaydedemedik. OHAL hala devam ediyor. Hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına olan güven belki de tarihimizin en dip noktasında. Ayrıca Avrupa Birliği ile yaşadığımız sorunlar ve birliğin normlarından oldukça uzaklaşmış olmamız, kurumun not değerlendirmesinde bulunurken dikkate alacağı önemli bir başlık olacaktır. Bu sebeplerden ötürü zaten not artışı söz konusu değil. Not görünümünün yükseltilmesine ise oldukça düşük bir ihtimal veriyorum. Bakacak olursak sadece ekonomik göstergelerde toparlanma var. Ki bu durumun çok büyük bir kısmı kamu harcamaları sayesinde gerçekleşti. Yani büyüme tarafından yakaladığımız pozitif tablo, mali disiplin tarafında kaybedilmiş gözüküyor. Bu sebeple görünümün pozitife çekileceğine yönelik beklentileri oldukça iyimser buluyorum. Piyasamız adına tek pozitif şey, kararın gerekçesinde ekonomi adına yapılacak olumlu yorumlar olacaktır.