ABD, Avrupa ve ülkemiz dahil dünyada salgında ikinci dalga yaşanırken salgının çıkış noktası olan Çin ise hem vaka hem de ekonomik yönden pozitif ayrışıyor. Salgının en etkili olduğu Şubat ayında ekonomik göstergelerde de sert düşüş yaşanan Çin’de yılın son çeyreğinin verileri oldukça iyi. Bugün açıklanan sanayi üretimi Kasım ayında %7 artış gösterirken sabit varlık yatırımı ve perakende satışlarda da artış var. İşsizlik oranında ise sınırlı düşüş yaşandı. Çin salgın yılını en az hasarla atlatan ülke olarak önde giderken Avrupa’da ise vaka artışı Almanya’da tam kapatma kararına neden oldu. İngiltere ve Hollanda’da da sınırlamalar artarken ABD’de eyaletler özelindeki kısıtlamalar kapatma yolunda ilerliyor.
Genel olarak iyiyi satın alan piyasalarda desteklerin etkisiyle risk iştahı yüksek, ama bu haftaki gibi dönem dönem tedbirlere bağlı düşüşler yaşanıyor. Haftaya pozitif başlayan hisse senedi piyasalarında kapanış hafif ekside olurken bugün de kısmi gerileme var.
Pozitif ya da negatif herhangi bir gelişmede ilk etki finans piyasalarında görülüyor, reel piyasadaki etki ise daha gecikmeli, ancak reel piyasada özellikle negatif bir durumdan çıkış zaman alıyor. Bu yıl da pandemi nedeniyle aynı durum yaşanıyor. Finansal piyasalar ilk şokun ardından hükümet ve merkez bankalarının destekleriyle hızlıca toparladı ve her fırsatı da yükseliş olarak değerlendiriyor. Ancak reel piyasada durum hiç öyle değil, ABD’den Avrupa’ya Asya’ya ve ülkemiz dahil tüm ülke ekonomilerinde reel sektördeki zorluklar devam ediyor. En büyük sorun ise istihdam ve merkez bankaları hükümetlere bu nedenle teşviklere devam uyarısı yapıyor. Bu noktada Avrupa’nın adımları ABD’ye göre çok daha hızlı ve tutarlı olurken ABD’de 908 milyar dolarlık paket üzerinde halen anlaşma sağlanabilmiş değil. Ülkemizde ise pandemi başında uzatılan ödemeler ve kesintilerde yeniden bir uzatma kararı alınırken işyeri kiralarında da belli tutarda destek sağlanacağı açıklandı. Elbette bu destekler çok yetersiz, ancak her ülke gücü kadar destek sağlayabiliyor, bu konuda muhalefete kaçacak eleştirileri artık gerekli görmüyoruz.
Yarın yapılacak FOMC toplantısı Fed’in istihdam, işgücü ve sektörlerin devamlılığı için yeniden bir uyarıda bulunacağı bir toplantı olacak. Komite ve Başkan Powell, ısrarla desteklerin devam etmesi gerektiğini, aksi durumda para politikasının yetersiz olacağının altını çiziyor. Bu yöndeki açıklamaların yanında enflasyon oluşmaması ve yakın vadedeki ön görülerin de yakından takip edileceği toplantıda sürpriz bir hamle belenmiyor.
Yurt içinde ise yarın 2021’de uygulanacak para ve kur politikası sunumu takip edilecek. Merkezin gelecek yıldaki yol haritasında aslında bu ayki adımının da sinyalleri aranacak. Merkezin politika değişikliğine gitmesinde enflasyon ve kur tarafındaki artış etkili olmuştu. Kur cephesinde 7,80’li seviyelerde dengelenme var ve yaptırım riskleri nedeniyle yükseliş ataklarının yaşanmasının ardından şimdilik bu riskler kısa vadede atlatıldı. AB, Mart ayını işaret etti, ABD ise kimine göre hafif yaptırımlarla Trump dönemini kapattı. Ancak Biden döneminde başka yaptırımların olmayacağının da garantisi yok! Dolayısıyla kısa vadede risklerin azalmasıyla merkez bu ay faiz artırımını pas geçebilir, ancak bu durum piyasalarda hoş karşılanmayabilir. Nedeni ise jeopolitik risklerden çok yapısal sorunlarla gelinen bu noktadan istikrar sağlanamadan vazgeçilebildiği düşüncesi. Burada istikrar demek faiz artışı mı demek? diye soracak olan sevgili okuyucunun şu konuda dikkatini çekmek isteriz: Enflasyon oldukça yüksek ve artık düşüş başladı demek için bir işaret de henüz yok, kurda rekor sonrası sakinlik yaşansa da seviyeler halen yüksek. Keza Türkiye CDS 5 Yıllık USD tarafında da son ayların düşük seviyeleri görülse de yine riskli bir tarafta. Rezervler malum, ayrıca cari dengedeki bozulmayla beraber tüm bu bileşenler merkezin sıkı politikayı sürdürmesi gerektiğini gösteriyor. Yarınki sunumda Ağbal’ın açıklamalarında bu ay için faiz artışının olacağı beklentisi artarsa TL tarafında pozitif fiyatlama görebiliriz.
Kurdaki harekete baktığımızda;
Yaptırım haberleri ile gün içinde yükselen sonra düşüşe geçen kur 8,05 direncini aşamadı ve günlük kapanışlar da 7,87 altında kalıyor. Yarınki sunumdan gelecek şahin mesajlarla kurda yaşanacak düşüşlerde 7,77-7,75 aralığını takip edeceğiz. Aksi bir algı ile oluşacak yükselişlerde ise 7,92-7,95 aralığını izleyeceğiz. Kısa vadede 7,87 üzeri günlük kapanışlar olmadıkça bu yatay seyir PPK toplantısına kadar devam edebilir, ancak orta-uzun vadede kurdaki trend halen çok güçlü.
