Borsa İstanbul 2017 Ocak ayından itibaren yeni bir yükseliş trendi içerisine girmiş ve 71,700 diplerinden başlayan uptrendini halen devam ettirmekte. Son günlerde sıklıkla sorulardan biri de tarihi zirvelerini her hafta yenileyen Borsa İstanbul acaba kritik eşik 100,000’i test edebilecek mi? Bu sorunun yanıtı bir kaç farklı denklemde saklı.
Teknik açıdan grafiklere bakıldığında BİST100’ün 100,000 seviyesinin test etmemesi için önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Teknik göstergelerin ve indikatörlerin yükseliş trendini her anlamda desteklediği görünüm neticesinde endeksin yükseliş momentumunu koruduğunu gözlemliyoruz.
Yabancı takaslarında ise %65’lere yakın bir oran görünümünü korumakta. Referandum öncesinde bir çok yabancı raporda yerli yatırımcılara risk ve korku aşısı yapan yabancıların, yazmış oldukları tüm korkutucu ve ürkütücü senaryolarının tam tersine 2017 Ocak-Mart döneminde kuvvetli hisse alımları yaptıkları gözlemlenmekte. Referandum sonrasında BİST100’ün alımlara devam ettiğini ve 96,500’e kadar yükselişlerini izledik. Yabancı takaslarına bakıldığında 100,000 kritik eşiğinin aşılması pek süpriz bir tahmin olmayacağını gözlemlemekteyiz.
Temel faktörlere baktığımızda ise BIST100’de ki bir çok önemli şirketin karlılıklarındaki artışların devam ettiği gözlemlenmekte. Özellikle BIST30 bankacılık sektöründeki endeks paylarının en etkin olduğu hisselerdeki kârlılık ekonomideki durgunluğa rağmen hız kesmemiş gözüküyor. Türkiye ekonomisindeki bir çok sektörde görülen kısmı daralma ve büyüme hızındaki yavaşlamaya karşın Borsa İstanbul’a şu aşamada temel sebeplerden ötürü büyük çaplı satış getirecek herhangi bir unsur görülmemekte.
Ancak işin uluslararası politik ve siyasi tarafına baktığımızda çok kritik bir dönemece girildiğini izlemekteyiz. Özellikle ABD’de Trump’ın başkan seçilmesi sonrası, Avrupa’nın çoğu ülkesindeki seçim yılı itibariyle 2017 yılı politik dengelerin değiştiği bir yıl olmaya devam ediyor. Batı’nın aksine Doğu aksında taşlar Putin- Erdoğan- Şi Cinping hattında zemin daha sağlam temellere oturtulmaya çalışılıyor. Doğu hattını kapsayan ve tarihi İpek Yolu ile yeniden canlanmaya başlayacak 50’den fazla ülkenin ticaretini de etkileyecek bu yeni oluşum ile dünyanın ekseninin doğuya kaydığı bir diğer önemli gelişmelerden bir tanesi. Ancak Batı ve ABD’nin bu gelişmelerden hiç hoşnut kalmadığı ve Ortadoğuda ki kaos ortamını bir süre daha devam ettirerek, bu akstaki olumlu gelişmeleri sekteye uğratma adımları atmaları da kaçınılmaz olacaktır. Bu hafta gerçekleşecek Erdoğan-Trump görüşmesi ise bu oluşumda kilit kırılma noktalarından biri olacak. ABD- Türkiye müttefikliğinde ki olası bir kırılma siyasi ve politik anlamda Türkiye açısından risklerin yepyeni bir boyuta taşınacağı an olacaktır. 2. Dünya Savaşından sonra güvenlik kaygıları ABD-Türkiye yakınlaşmasını sağlamış ancak Obama yönetiminde tarihinin en kötü ikili ilişkileri yaşanmıştı. Trump yönetimi ile bozulan bu ilişkilerin tamirinde şu ana kadar net olumlu gelişmeler yaşanmadı. Ancak ikili yüzyüze görüşmeler sonrası hikaye farklı bir boyut kazanabilir. Dolayısıyla BİST100 açısından ancak yeni bir büyük satış dalgası Ortadaoğudaki anlaşmazlıkta Türkiye’nin kendi göbek bağını keserek, kendi bölgesinde bağımsız hareket etmesi ile olacaktır.