Uzun süreden bu yana devam eden bir seçim periyodunu nihayet geride bıraktık ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimini sonuçlandırdık.
Son 5 senede, neredeyse senede 2 tane, toplamda 9 tane seçim süreci yaşadık.
10 Ağustos 2014: Cumhurbaşkanlığı seçimi
30 Mart 2014 : Yerel seçimler
1 Haziran 2014: 13 ilde iptal edilen yerel seçim tekrarı
7 Haziran 2015: Genel Seçim
1 Kasım 2015: Genel Seçim (erken seçim)
16 Nisan 2017: Referandum
24 Haziran 2018: Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimi
31 Mart 2019: Yerel Seçimler
23 Haziran 2019: İstanbul B.B. seçimi
Umalım da, ülkemizin çok önemli diğer gündemlerini arka plana iten, gevşek maliye politikalarını öne çıkarıp bütçe disiplinini bozan, ülke içinde çeşitli husumetleri körükleyip komplo teorilerini parlatan ve öylece ekonomik göstergelerin bozulmasına, alınması gereken önemli kararların ertelenmesine sebep olan uzun soluklu bu seçim rallisi sona ermiş olsun.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere artık ülke ve ekonomi gerçekleri ile ilgilenme vaktidir.
Yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek işsizlik, ekonomik daralma, yoksulluk gibi çözülmesi gereken birçok sorun bizleri bekliyor.
Cari açığın düşüşü, ihracatın rekor seviyelerde olması gibi olumlu gösterilen ancak detaylara bakıldığında hiç de öyle olmayan göstergelerle avunmayı bırakıp gerçeklere dönmemiz gerekli.
Rekor kırdığı söylenen ihracatımızın kg fiyatı 2014 yılında 1,59 dolar seviyesinde iken güncelde 1,20 dolarlara kadar düşmüş olması kimin gündeminde acaba ?
Halen dünya ticaretinden aldığımız pay %1’in altında, madem ihracatta rekorlar kırıyoruz peki neden bu pastadan aldığız pay halen bir kırıntı niteliğinde ?
Dönelim bu haftaki ekonomi gündemimize;
G20’de Trump ile Çin Başkanı Xi Jinping toplantısı merakla bekleniyor. Malum ticaret savaşları açısından Cuma günü başlayacak zirvede dikkatle takip edilecek.
Cuma günü Euro bölgesi enflasyon verileri de takip edilecek bir başka gündem, parasal gevşemeye ilişkin ipuçları açısından önemli.
Yine bu hafta ABD ekonomik verileri de takip edilecek diğer bir gündem maddesi.
FED’in piyasalara verdiği faiz indirimine ilişkin ipuçlarının takibi açısından Fed açıklamaları da yine bu haftaki önemli bir başka gündem maddesi.
Hem Avrupa Merkez Bankası hem de FED’in önümüzdeki süreçte genişlemeci politikaya doğru evrilmeleri belki de ekonomimizin lehine oluşabilecek en olumlu gelişme bu aralar. Bollaşacak olan likiditenin gelişmekte olan ülkelere doğru olası hareketi sayesinde kurlarda dengelenme ve dolayısıyla maliyet düşüşü ve akabinde de enflasyon düşüşü olasılığı mümkün olabilir.
Seçim gündemlerini bir kenara bırakıp dünya ve ülke ekonomi gerçeklerine dönebilirsek takip ettiğimiz bu verilerin bir anlamı olacak umarım.
Son söz;
“Gerçeği açıklamak istiyorsan, zerafeti terziye bırak” A. Einstein
Bol kazançlı günler dilerim.
Celalettin Güleryüz