Rusya, Ukrayna’ya askeri harekat başlattı ve piyasalar güne büyük kayıpla başladı. Asya ve ABD vadelileri %3 ve Avrupa borsaları %4 gerilerken Rusya borsası gün içinde %49 oranında rekor düşüş yaşadı.
Piyasalardaki oynaklığa baktığımızda;
Petrol %8 yükselerek 105 doları aştı, yaklaşık 8 yılın zirvesine çıktı.
Altın %3’e yakın yükselişle 1.974 dolara çıktı, Eylül 2020 sonrası en yüksek seviyeyi gördü.
USD/RUB gün içinde %8 yükselişle 88,0 seviyesini aştı ve 2016’da görülen rekoru da aşarak tüm zamanların zirvesini gördü.
Rusya’nın 5 yıllık risk primi 880 baz puanı aşarak rekor seviyeye çıktı.
Küresel belirsizlik ve korkuyu ölçen VIX Endeksi 37,0 seviyesine çıktı. Rusya – Ukrayna arasında tansiyonun arttığı ilk dönem olan 24 Ocak’ta endeks 39,0 seviyesine yaklaşmıştı. Son bir ayın en yüksek seviyesi görüldü bugün.
ABD Dolar Endeksi bugün 97,30’a çıkarak yıl içi zirve olan 97,45 sonrası en yüksek seviyeyi gördü.
EUR/USD %1 üzeri kayıpla 1,1156’ya geriledi ve yine son bir ayın en düşük seviyesini gördü.
Alüminyum 3.487 dolar ile rekor seviyeye çıkarken buğday, doğalgaz ve paladyum fiyatlarında da hızlı yükselişler oldu.
TL varlıklar nasıl etkilendi?
BİST 100 %7,6 kayıpla açıldı, ardından işlemler geçici durduruldu, gün içi kayıp %9’u aştı. Endeks son saat itibarıyla 24 Aralık sonrası en düşük seviyeye geriledi. Seyahat endeksleri haliyle en çok düşenler olurken BİST Bankalar da %9 kayıp vererek 20 Aralık sonrası kazançlarını sildi.
USD/TRY bugün %5 yükselişle 14,68’e çıktı. TL, günlük bazda rubleden sonra en çok düşen para birimi oldu. TL’yi %3’e yakın kayıpla Polonya zlotisi izlerken diğer gelişen ülke paralarındaki kayıp ise %1 seviyesinde.
Türkiye’nin risk primi 580 puanı aşarak son iki ayın en yükseğine çıktı. 5 yıllık CDS, Aralık ayında 600 baz puanı aşmasının ardından bugün en yüksek seviyeyi gördü.
Gram altın 920 TL’ye çıktı ve rekor sonrası zirveyi gördü.
Haftalık bazda baktığımızda, TL, dolar karşısında %7’ye yakın kayıp verdi ve gram altın da hem ons hem kur etkisi ile bu hafta %10’dan fazla yükseldi.
Fiyatları detaylı paylaşmamızın iki nedeni var. İlki, Rusya’nın piyasalarda ne kadar büyük bir oyuncu olduğu bugünkü fiyatlamada bir kez daha kendini gösterdi. Petrol, doğalgaz, alüminyum, paladyum, buğday gibi birçok üründe önemli paya sahip olan Rusya’nın Ukrayna’yı işgale kalkışması tüm dengeleri bozdu. Bundan bir ay öncesine kadar piyasaların gündemi merkez bankalarının para politikalarıydı. Bir ay içerisinde jeopolitik riskleri artıran haber akışı bugün yerini maalesef ki fiili bir harekete çevirdi. Sürecin analizi bizim alanımız değil, biz ülkelerin ekonomik yaptırımları ve piyasalardaki algıyı takip ediyoruz. Bu bağlamda ABD başta olmak üzere Batı, ağır yaptırımların uygulanacağını söylüyor. Asya’dan ise Japonya Rusya’yı kınadı, Çin ise Batı’yı süreci fırsata çevirmekle suçladı.
İkinci önemli nokta ise elbette ki bizi yani vatandaşı doğrudan etkileyen durum ki o da TL’nin bu denli kırılgan olması. 2021’i büyük hasarla kapatan TL, 2022’nin ilk aylarını merkezin ve hazinenin adımları ile yatay geçiriyordu. Fakat dolar kuru bugün 14,68’e çıktı ve rekor sonrası en yüksek seviyeyi gördü. Sadece kur değil, CDS, borsa, swap gibi tüm kanallarda TL’de sert bir negatif fiyatlama yaşanıyor. Diğer gelişen ülke paralarına göre TL’nin daha fazla negatif tepki vermesinin nedeni savunmasız olması. Burada muhalif bir yaklaşım kesinlikle söz konusu değil. Güçlü bir döviz rezervine sahip olamamamız, enflasyonun çok yüksek olması, bir süreli cari fazlanın yeniden açığa dönmesi ve bunun gibi temel nedenler TL’yi zayıf kılıyor. Ayrıca bu yıl içinde cari fazla verme hedefindeki en büyük dayanak da turizm gelirleriydi. Rusya ve Ukrayna’dan gelen turistlerin hatırı sayılır bir oranı var ve o bölgedeki savaşın boyutunun derinleşmesi Türkiye’nin de hesaplarında şaşma anlamına gelir. Ayrıca jeopolitik risklerle yükselen kur, KKM uygulamasına da ek yük bindiriyor. Petrol ve kurdaki artış yurt içi akaryakıt fiyatlarının daha da artmasına neden olacak. Rekor seviyelerde olan mazot fiyatlarının daha da artması üretim maliyetlerini katlayacak en nihayetinde bu maliyetler tüketiciye yansımaya devam edecek. Dolayısıyla TCMB’nin bugünkü PPK metninde belirttiği dezenflasyonist bir süreci çok mümkün göremiyoruz.
*Öngörülemez bir süreç içindeyiz, jeopolitik riskler daha da artacak mı ya da taraflar diplomatik çözüme mi karar verecek bunu bilemeyiz. Aşırı risk içeren fiyatlamalarda elbette oynaklık da fazla olur ve böylesi zamanlarda teknik analiz etkisiz kalabilir. Biz dolar kurunda 14,80 direncini uzun zamandır önemli görüyoruz ve şimdilik bu direnç üzeri atakları izleyeceğiz.
Temennimiz, insanlık için her daim utanç olan savaşların son bulmasıdır.