- ECB'nin bu hafta 75 baz puanlık faiz artışı yapması bekleniyor
- ABD'deki istihdam artışı, Fed üzerindeki istihdamı azaltma baskısını sürdürüyor
- İngiltere'de yeni hükümet enflasyon, durgunluk ve enerji konularında zorluklarla karşı karşıya
Euro Bölgesi'nde enflasyonun %9,1 ile rekor kırması ve Rusya'nın AB yaptırımlarına karşı doğal gaz sevkiyatını bir koz olarak kullanma niyetini ortaya koymasının ardından, yatırımcılar şimdi Avrupa Merkez Bankası'nın bu hafta yönetim konseyi toplandığında faiz oranlarını 75 baz puan artırmasını bekliyor.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Batı ülkeleri Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından uyguladığı yaptırımları kaldırana kadar Gazprom'un (MCX:GAZP) Nord Stream 1 boru hattından Almanya'ya gaz akışını yeniden başlatmayacağını söyledi. Rusya diğer boru hatları üzerinden Avrupa'ya gaz sevkiyatı yapmaya devam ediyor, ancak kısıtlamalar enerji fiyatlarında keskin artışlara yol açıyor. Bu noktada, Avrupalı yetkililer Moskova'nın niyetleri konusunda hiçbir yanılsamaya kapılmıyor.
Ardı ardına gelen ABD yönetimleri Avrupa'yı Rus doğal gazına bel bağlamanın tehlikeleri konusunda uyardıysa da, AB liderleri yatıştırmayı seçti ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel'in önderliğinde Baltık Denizi'nin altından geçen ancak o zamandan beri rafa kaldırılmış olan ikinci bir Rus boru hattının inşasına bile başlamışlardı.
Şimdi ECB, hızla artan enerji fiyatlarının rekor enflasyonu körüklemesi ve politika yapıcıları daha şahin bir duruşa itmesi nedeniyle Temmuz ayında yaptığı 50 baz puanlık sürpriz artıştan daha büyük bir faiz artışına gitmek zorunda kalacak. Hayat pahalılığı krizi, Avrupa hükümetlerinin tüketiciler ve işletmeler için oldukça maliyetli yardımlar yapmaya itiyor.
Almanya Merkez Bankası Başkanı ve ECB konseyinin önde gelen isimlerinden Joachim Nagel, geçen haftaki enflasyon raporundan sonra Eylül ayında büyük bir faiz artırımı ve önümüzdeki aylarda daha fazla faiz artırımı çağrısında bulundu.
ECB yönetim kurulunun Alman üyesi Isabel Schnabel -Başkan Christine Lagarde ya da baş ekonomist Philip Lane değil- Ağustos ayındaki Jackson Hole sempozyumuna ECB kararlılığı mesajını götürerek Alman şahinlerin ECB para politikasının belirlenmesinde üstünlük sağladığını gösterdi. Schnabel, Euro Bölgesi merkez bankasının enflasyonu dizginlemek için gerekirse resesyon riskini almaya hazır olduğunu söyledi.
ECB politika yapıcıları, daha sakin zamanlarda geliştirilen tahmin modellerinin, bir salgın ve Avrupa'nın 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşadığı en büyük silahlı çatışma tarafından tahrip edilen bir dünyada o kadar da öngörülü olmadığını öğreniyor.
ABD Merkez Bankası'ndaki meslektaşları da benzer sonuçlara varıyor. Yatırımcılar hâlâ Fed Başkanı Jerome Powell'ın Jackson Hole'da yaptığı konuşmayı sindirmeye çalışıyor. Powell daha önceki geçici enflasyon ve ekonomide yumuşak iniş kavramlarını terk ederek, enflasyonla mücadele için amansız bir parasal sıkılaştırmaya yöneldi.
ABD'nin Ağustos ayı istihdam raporu, ekonomiye 315.000 tarım dışı istihdam eklendiğini gösterdi; bu rakam Temmuz ayındaki 526.000'e kıyasla önemli bir düşüş olsa da, işgücü açığı ücretleri yükselttiği için hala enflasyon için bir itici güç. {{Fed politikası}} ekonomide gerçek bir daralma olmadığı sürece istihdamdaki büyümeyi azaltmaya çalışacak, ancak enflasyon oranlarının yüksek kalması halinde politika yapıcılar ihtiyatlı davranacaktır.
İngiltere'de Muhafazakâr Parti, Boris Johnson'ın yerine parti lideri ve başbakan olarak Dışişleri Bakanı Liz Truss'u seçti. Pazartesi günü eski Maliye Bakanı Rishi Sunak'a karşı kazandığı zaferin açıklanmasının ardından, bugün Kraliçe 2. Elizabeth tarafından resmi olarak atanacak ve kabine seçimlerini sunacak.
İngiltere, AB ile aynı enflasyon zorluklarının çoğuyla karşı karşıya, ancak Johnson'ın dengesiz liderliği altında bir dizi kötü politika tercihiyle durum daha da kötü. Truss, İngiltere Merkez Bankası'nın bağımsızlığı (ve diğer pek çok konuda) konusunda karışık mesajlar verdi, bu nedenle hükümetinin işleri nasıl ele alacağını göreceğiz.
Ekonomistler bu yıldan itibaren bir resesyon öngörürken, vergi kesintileri Truss'un gündeminde ilk sırada. Truss ayrıca enerji fiyatlarındaki keskin artışları ele alma ve gelecekteki tedariği sağlama almak için adımlar atma sözü verdi.