Çin’de başlayan koronavirüs Avrupa ülkeleri ve ABD gibi büyük ekonomilerde de giderek artıyor. Dünyada çok defa görülen salgınların piyasalar üzerindeki etkileri maalesef ki güçlü ekonomileri ne ölçüde etkilediğiyle paralel oluyor. Dünyanın en büyük ekonomilerine sahip olan ABD, Çin, Almanya gibi ülkelerde sosyal hayatın durması, arz- talep dengesi ve tedarik zincirinin bozulmasıyla piyasalarda da son yılların en sert satışları yaşanıyor. Burada dikkatle belirtmek istediğimiz nokta şu: Elbette virüsün dünyaya yayılması, büyük can kaybı yaratması ve aşısının olmaması en önemli sorun, ancak piyasalardaki satışların 9 Mart itibariyle artmasında ise, petroldeki düşüş, virüsün büyük ekonomilerde giderek etkisini hissettirmesi ve buna bağlı üretim- tüketimin azalması, ekonomik daralma- resesyon korkusu gibi gelişmeler etkili oluyor. Son rakamlara göre Çin dışında koronavirüs vakasının en yüksek olduğu ülkeler; İtalya, İspanya, İran, ABD, Almanya ve Fransa. ABD üç büyük eyalette ulusal muhafızları devreye soktu, ayrıca hükümet virüse karşı önlem paketini genişletiyor, Fed ile beraber 4 trilyon dolarlık bir rakam söz konusu, ancak kongre ile rakam üzerinde henüz anlaşma sağlamış değil.
Piyasalarda 9 Mart itibariyle başlayan satış dalgası bu hafta da devam ediyor. Endişelerin yüksek olması hisselerde düşüşe yol açarken nakde kaçışlarla dolar da değer kazanmaya devam ediyor. Fed ve hükümet destekli çok yüksek rakamlara karşın vaka sayısının her gün artması ve aşının bulunamaması ile piyasalar satışlardan geri adım atmıyor.
Yaşanan gelişmeler ile;
-Nakit isteği doları yükseltiyor, altını düşürüyor,
-Küresel resesyon korkularının giderek artması ve OPEC+ içindeki sorunlarla beraber petrolün yaklaşık 20 yılın en düşük seviyelerine inmesine neden oldu. Bugünkü kayıplarla beraber fiyatlarda dip seviyenin henüz görülmediği anlaşılıyor. Petroldeki düşüş küresel büyümeyi zorlaştıran en önemli göstergelerden.
-Risk iştahındaki azalma gelişen ülke varlıklarından da çıkışın devam etmesine neden oluyor. Tüm gelişen ülke paraları dolar karşısında zayıflıyor ve borsalarda da yıl içi tüm kazançlar geri verildi.
Yurt içinde, merkezin tedbir adımlarının ardından hükümetten de paket açıklandı. Ayrıca bankalar da tüketiciye destek sağlamak için borçlarda erteleme, ek limit desteği gibi adımlar attı.
Ülkemizde de maalesef ki vaka sayısı giderek artıyor, son olarak 65 yaş ve üzerine sokağa çıkma yasağı getirilirken kamu kuruluşlarında da esnek çalışma kararı alındı. Sosyal hayatı kontrol altına almak için yetkililerin atacağı adımlar elbette çok önemli, ancak aklı başında vatandaşın da illa bir uyarı ya da yasak gelmesini beklememesi gerekiyor!
Dipnot: Bu ülkede asgari ücretle, taşeron firmalarda çalışan, çok zor koşullarda zorunda olduğu için işe gitmek zorunda kalan emekçiler için kesinlikle daha fazla adımlar atılmalı. O insanlar ne evde sıkılan 65 yaş üstü gibi ne de kendi ve yakınlarının canını önemsemeyen insanlar gibi keyfe keder çıkmıyorlar. Dolayısıyla en çok da o emekçiler için tedbirler alınmalı.
Fiyatlamalara baktığımızda;
Diğer gelişen ülke paralarında olduğu gibi TL’de de kayıp devam ediyor. USD/TRY bugün 6,60 üzerine çıktı, böylesi zamanlarda teknik seviyelerin güvenilirliği zayıf, ancak izlediğimiz seviye olarak rakam verecek olursak 6,50 üzerinde 6,66 direnç, 6,80 ise kur için çok kritik bir eşik, umarız ki bu seviyelere doğru yükselişler devam etmez.
BİST 100 tarafında ise geçen haftaki %11’lik kaybın ardından bugün %3 düşüş yaşanıyor. Endekste 82 bin puan altı satışları hızlandırabilir, toparlanma içinse 90 bin üzeri günlük kapanış gerek.
Gram fiyatlarında ons etkisi ile düşük seviyeler korunuyor, 318 TL’yi takip ediyoruz, bu seviye üzerinde 325 TL’ye doğru alımlar devam edebilir, ancak bunun için ons fiyatının 1,530$ seviyesine doğru yükselmesi gerekiyor. Onsta 1,480$ altı hareketlerin sınırlı kalması kademeli toparlanma sağlayabilir.