Küresel ekonomilerde bozulma sürüyor. Dünyanın en büyük ekonomileri resesyon tehlikesi altında. Bu hafta içinde yapılan Avrupa Merkez Bankası Merkez Bankacılığı Forumu'nda bir araya gelen İngiltere Merkez Bankası Başkanı Bailey, Fed Başkanı Powell ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde enflasyonun beklentilerin üzerinde kalacağını ve yanıldıkları konusunda görüş birliğine vardı. Bu önümüzdeki dönemde enflasyonun kontrolünü ele almak için dünyanın en büyük ekonomilerinin faiz artırımına devam edecekleri anlamını taşıyor.
İngiltere, Kasım ayında %0,10 olan faizi son 5 toplantıda üst üste artırarak %1,25 seviyesine çıkardı. Avrupa Merkez Bankasının Temmuz ayında faizleri en az 25 baz puan artırması beklenirken üyelerden gelen mesajlara ve enflasyonist gelişmelere baktığımızda 50 baz puan artıracağını düşünüyorum. Böylelikle Avrupa Merkez Bankası faizleri %0,0’dan %0,50’ye çıkartarak faiz artırım döngüsüne katılacaktır. ABD Merkez Bankası (Fed) Ocak ayında %0,25 olan faizi son 3 toplantıda üst üste artırarak %1,75 seviyesine çıkardı.
Bugün Euro Bölgesi’nden gelen enflasyon verilerinde TÜFE beklentilerin üzerinde %8,6 artış kaydetti. Önümüzdeki haftalarda ABD’de enflasyon verisi açıklanacak her ne kadar Haziran ayı enflasyonu bir miktar sakin seyredeceğini düşünsek de Ekim ayına kadar ABD’de enflasyonun yükseleceğini tahmin ediyoruz. Şu an %8,6 olan ABD enflasyonu Fed beklentisi olan %2’nin oldukça yukarısında, bu yüzden Fed’in faiz artırımlarına aynı hızla devam edeceğini düşünüyorum. ABD’de 1. çeyrekte büyüme %1,6 azalış gösterdi. Muhtemelen sonbaharda ABD ekonomisi resesyona girecek. Ama istihdamda bozulma yaşanmadığı sürece Fed’in bunu çok umursayacağını düşünmüyorum. Bu yıl ABD’de enflasyonun %5’in altına inmesi neredeyse imkansız. Nötr faiz isteyen Fed geri adım atmayacaktır. Yani ABD 10 yıllık tahvil faizi ve dolar endeksinde yükseliş devam edecektir. Küresel bazda dolar güçlenecek dolara ulaşmak zorlaşacak ve ayrıca paranın maliyeti aratacaktır.
Geçen ay TÜİK ortalama madde sepeti ve ortalama madde fiyatlarını açıklamadı. Dolayısıyla bizim de enflasyonu net bir şekilde hesaplama yöntemimizi ortadan kaldırdı. Artık şeffaf bir şekilde enflasyonu hesaplamamız mümkün değil. Sadece harcama grupları üzerinden tahmin edebilme ihtimalimiz var. TÜİK sonrasında yaptığı açıklamada “Aylık bazda yayımlanmakta olan ortalama madde fiyatlarına ilişkin tablonun, kamuoyunda yanlış anlama ve yanıltıcı değerlendirmelere sebebiyet verdiği için, mayıs 2022 TÜFE sonuçlarının yayımlandığı tarihten itibaren güncellenmemesine karar verilmiştir.’’ denildi. Bundan sonra yapılan zamlar ve eski metodu kullanarak çarşı, pazar, market dolaşarak hesaplamaya çalışacağız.
Bu bağlamda Haziran ayında yapılan zamlara bakınca doğal gaz %30, elektrik %15, şeker %67-37 arası, ekmek %20, internet %23, motorin %20, benzin %15, LPG %15, uçak ve otobüs biletleri vs ürünlerde bir çeşit zamların geldiğini görüyoruz. Bunların enflasyona katkısını yaklaşık 2,5 puan olarak hesapladım. Ayrıca geçen ay çaya gelen %43’lük zammın yanında süte gelen %30’luk zammın yayımlı etkilerinin yoğurt, peynir gibi ürünlerde hissedilmesi (geçen ay süt, peynir ve yumurta ürün grubu enf. artışı %6,5 olarak açıklanmıştı), yine alkollü içecekler ve tütün grubunda yapılan zamların birikimleri etkileri bu ay enflasyonun yukarıya çıkmasını sağlamakta. Kısaca ana harcama grupları üzerinden hesapladığımız tahmini enflasyonda oldukça yukarıda oluşmakta. Bu ayın olumlu gelişmesi ise gıda ve metal emtia fiyatlarındaki düşüş. Bu küresel enflasyonda olduğu gibi yurtiçi enflasyonunu da olumlu etkileyecek bir gelişme. Ancak etkileri sınırlı kalacaktır. Çünkü Haziran ayı başından itibaren petrol fiyatlarına baktığımızda bir düşüş söz konusu değil. Evet son günlerde geri çekilen petrol fiyatları mevcut ama ortalamaya baktığımızda petrol fiyatları yükselişte. Ayrıca dolar/TL’de ortalama bazında Haziran ayında artmış durumda. Kısacası yurt içinde enflasyondaki artışın devam etmesini bekliyorum. Ayrıca son dönemde hem konut fiyatlarında hem kira fiyatlarında gördüğümüz artışlar konut enflasyonunu yukarı taşıyor ki şunu unutmamak lazım TÜİK rakamlarına göre son 1 yılda kira artışı %20,01 olarak görülmekte. Kira artış oranı hâlâ kafaları karıştırmaya devam ediyor. Asgari ücret komisyonu bugün toplanacak ve ara zam miktarını konuşacak. Finansbank’ın raporuna göre %40’lık bir zam gelmesi halinde enflasyona katkısı %8 olacaktır. Dolayısıyla böyle bir etkinin yaşanması halinde artık Türkiye’de 2022 yılını %100’ün altında bir enflasyonla kapatmamız neredeyse imkansız hale gelecektir.
Mayıs ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde %83,67 seviyesine yükseleceğini tahmin ediyorum. Sol üst grafikte Mayıs ayı enflasyonu %73,50 gerçekleşmişti. Reel faizlerin %-34,29’a kadar inmesi bizi dünyanın diğer ülkelerinden net bir şekilde ayırırken tamamen dünyadaki tüm ülkelerden koptuk. Tabii ki reel faizlerdeki bu düşüş kurda sıçramaları artıracaktır. Reel faizlerdeki düşüş yurt içine sermaye akımlarını durdururken ayrıca yurt içinden çıkışları hızlandırmakta. ÜFE’deki artışın sınırlı bir şekilde devam etmesini de bekliyoruz.
Merkez Bankası 23 Haziran’da gerçekleştirdiği son toplantısının 30 Haziran’da yayımlanan Para Politikası Kurulu toplantı özetlerinde;
Merkez Bankası, TÜFE’deki artışın alt gruplar geneline yayıldığını söylerken en belirgin katkının temel mal ve hizmet gruplarından geldiğini ifade etmekte. Temel malda yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Hizmet grubunda yıllık enflasyon ulaştırma hizmetlerinde görece yatay seyrederken, lokanta-otelde daha belirgin olmak üzere diğer alt gruplarda artmıştır. Gıda grubunda yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada sebze fiyatlarında görülen kısmi düzeltmenin etkisiyle gerilediği ifade edilirken işlenmiş gıdada yükseliş sürmüştür. Enerji enflasyonu görünümünde şebeke suyu ve akaryakıt kalemlerindeki gelişmelerin öne çıktığı kaydedilmiş. Mayıs ayında yıllık bazda işlenmemiş gıda enflasyonu %97.61’e düşerken, işlenmiş gıdada %86.01 seviyesine yükseldiğini vurgulanmış, İşlenmemiş gıdanın, mevsimsellikten arındırıldığında sebze fiyatlarındaki düşüşten kaynaklandığının altını çizilmiş. Taze meyve ve sebze dışında kırmızı et, beyaz et, süt, pirinç ve kuruyemiş kalemlerinde fiyat artışları görülmüş, yumurta fiyatlarında ise düşüş kaydedildiği söylenmiş. (Ben yumurta fiyatlarında herhangi bir geri çekilme görmedim). Ekmek ve tahıllar kaleminde fiyatların %3,65 oranında artmasıyla yıllık enflasyon %90,69 olarak gerçekleşmiş. İşlenmiş gıdada peynir ve diğer süt ürünleri başta olmak üzere katı-sıvı yağlar, çay-kahve, et ürünleri, şeker ve bağlantılı ürünlerde artış olduğu vurgulanmış. TCMB, enerji enflasyonunun yıllık bazda %121,21’e çıktığını vurgularken Mayıs ayındaki yükselişte şebeke suyunun yanı sıra Türk lirası cinsi petrol fiyatlarına bağlı olarak akaryakıt fiyatları bu gelişmede temel belirleyici olduğunu söylemiş. Başta kömür olmak üzere katı yakıt fiyatlarındaki yükselişler sürerken, uluslararası bütan ve propan fiyatlarına istinaden tüp gaz fiyatlarında bir miktar azalış görüldüğü kaydedilmiş. Hizmet grubu içinde yıllık enflasyon ulaştırma hizmetlerinde görece yatay seyrederken, lokanta-otel grubunda daha belirgin olmak üzere diğer alt gruplarda yükseldiği belirtilen raporda yeniden başlayacak olan hac ziyaretlerinin ağırlıkta olduğu paket tur kalemi öncülüğünde yükselirken, mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler kirada aylık artışların bir miktar hızlandığına işaret etmiş. Burası gerçekten anlayamayacağımız bir noktayı işaret ediyor. Yani TÜİK’e göre hâlâ yıllık kira artışı %20,01. Temel mal gruplarında yıllık enflasyonun tüm alt gruplarında yükseldiği kaydedilirken dayanıklı mal fiyatları Mayıs ayında mobilya, otomobil ve beyaz eşya kalemleri öncülüğünde artmıştır. Böylelikle, dayanıklı tüketim mallarında yıllık enflasyon yüzde 76,75 seviyesine ulaşmıştır. Diğer temel mallarda gruplarında ev ile ilgili temizlik malzemeleri, kişisel bakım ürünleri ve konutun bakım onarımına yönelik malzemeler kalemleri öne çıkarken, fiyat artışlarının grup geneline yayıldığı görülmüştür. Giyim ve ayakkabı grubunda da artışın olduğu ifade edilmiş. Alkollü içecekler ve tütün grubunda üretici firmalar kaynaklı yapılan fiyat artışları belirleyici olurken, bu grubun aylık tüketici enflasyonuna katkısı 0,28 puan olarak gerçekleşmiş.
Mart ayına ilişkin piyasada enflasyon beklentileri aylık bazda %5,38’de oluşurken yıllık beklenti %78.35’de oluşmakta.
Geçen yılın aynı döneminde en fazla ev eşyası, eğlence ve kültür grubunun arttığı görülürken alkollü içecekler ve tütün grubu tek düşüş kaydeden grup olmuştur.
Enflasyonun beklentilerin üzerinde yıllık bazda %83,67 geleceğini tahmin ediyorum.
Enflasyonda puansal bazda en büyük katkının gıda ve konut grubundan geleceğini düşünüyorum. Ulaştırma grubu ve alkollü içecekler ile tütün grubu da ek katkı yapmayı sürdürecektir. Gıda fiyatlarında Mayıs ayında yapılan zamların birikimli etkilerinin yanında Haziran ayında gelen zamların etkisini de hissedeceğiz. Kira, doğal gaz ve elektrik zamlarının konut grubunda enflasyonu yükselteceği süreçte benzin ve motorin ve LPG’ye gelen zamlarda ulaştırma kaleminde enflasyonu yukarı yönlü destekleyici olamayı sürdürecektir. Ayrıca sigara ve alkole yapılan zamların birikimli etkileri ve baz etkisi alkollü içecekler ve tütün gurubunu ön plana çıkartırken mevsimsellik etkisi nedeniyle giyim gurubunda da ciddi artışlar yaşanabilir.
Diğer kritik unsur ise ÜFE-TÜFE arasındaki makasın açılarak devam ediyor olması. Şu anda ülkemizde hem talep kaynaklı hem arz kaynaklı enflasyon görülmekte. ÜFE Mayıs ayında %132,16 gerçekleşerek üç haneli enflasyona yerleşti. ÜFE-TÜFE arasındaki makas %58,66 iken (132,16 – 73,50 = 58,66) bu maliyetlerin üreticinin sırtına yüklendiği anlamına gelmekte. Yani bu durum değişmez ise ÜFE-TÜFE makası kapanmaz ise beklenenden çok daha fazla yeni zamların yolda olduğunu söyleyebiliriz. Kurdaki artışlar maliyetleri artıracağından zamların devamının geleceğini düşünmekteyiz. Ayrıca ÜFE-TÜFE arasındaki makasın her ay daha fazla açılması da oldukça dikkat çekmekte.
Piyasa beklentilerimize gelince küresel bazda merkez bankalarının faiz artırımları sürüyor ve devam edecek. Fed, muhtemelen Temmuz ayında faizleri 75 baz puan artırarak %2,50 seviyesine çıkartabilecekken Avrupa Merkez Bankası’da faizleri %0,0’dan %0,50’ye çıkartarak faiz artırım döngüsüne katılacaktır. Böylelikle dünyada sadece ucuz para kalmayacağı gibi para bulmanın maliyeti de giderek artacaktır. Fed yıl sonu faizini %3.5 olarak beklemekte ancak ben enflasyonist gelişmelere baktığımda faizlerin %4 civarında yıl sonunu kapatacağını düşünüyorum. Bu durumda ABD 10 yıllıkları da yılı %4-%5 aralığında tamamlayabilir. Bu küresel piyasalarda hem dolar bulamayacağımız hemde maliyetinin oldukça pahalanmasını anlamına geleceğinden gelişmekte olan ülkelerde kur şoku yaratması anlamına gelmekte. Yurtiçinde ise KKM sisteminde tıkanma, cari açıktaki artış, rezervlerde azalma ve CDS risk primindeki yükseliş kurlardaki artışı hızlandırıyor ve enflasyonu artırmaya devam ediyor. Dün gelen Mayıs ayına ait Dış Ticaret rakamları yılın ilk 5 ayında açığın 43,2 milyara ulaşarak geçen seneye göre %136 arttığını göstermekte. DolarTL’nin artması ithalatı patlatması dolayısıyla Hammadde maliyelerinin çok ciddi bir şekilde yükselmesi söz konusu. Geçen yılın ilk 5 ayında 15 milyar dolar enerji ithalatımız bu ayın ilk 5 ayında 39 milyar dolara yükselmiş. 2021 yılının toplamı olan 50 milyar doları yılın yarısında hemen hemen yakalamış olacağız. Bu bize cari açığın daha da artacağını göstermekte. Eğer arka kapı müdahaleleri ile döviz satışı da devam eder ve rezervlerdeki azalış sürerse kısa bir süre içerisinde ciddi döviz likidite kriziyle baş başa kalırız. Faiz-enflasyon makası açıldığı sürece, Türkiye’de her zaman bir kur tehlikesi olacaktır. Kısa vadede enflasyonda ve kurda düşüş değil artış bekleyen tarafta olduğumuzu da hatırlatalım.
Fed’in faiz artışı gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına sebep olabileceği gibi yurtdışı borçlanmalarını da sınırlayabilir. BDDK kararı sonrası BİST100 önemli teknik seviyeleri kırarak satış eğilimini hızlandırdı. 2684 seviyesi kırılmadığı sürece borsada kalıcı alımların yaşanacağını düşünmüyorum. Kısa vadede ise kanal dibinden dönen BİST100 endeksinde 2494 önemli bir direnç bölgesi. Aşağıda ise 2367-2346 aralığının kırılması bizi 2058 seviyelerine kadar götürebilir. Kur tarafında ise beklediğimiz kur şokuna oldukça yaklaştığımızın altını özellikle çiziyoruz. Hem içerde enflasyonun reel faiz getirilerini düşürmesi hem de ABD 10 yıllık tahvil faizinde beklediğimiz yükseliş Usd/Try’de yükselişin henüz bitmediğini bize söylüyor. 14.60’ın üzerinde tutunmamız halinde yeni zirvelere göz kırpacağız.
USD/TRY
Teknik olarak baktığımızda USD/TRY kısa vadede 14.60 üzerinde kaldığı sürece alış baskısını devam ettirecektir.
Yukarıda 17.35 seviyesinin üzerinde önce 18.30 ve arkasından 20.00 direncine doğru yükseliş yaşanabilir. Aşağıda ise 16.40 seviyesinin altında önce 15.65 ve arkasından 14.60 desteğine kadar düşüşler görülebilir.
BİST100
Teknik olarak baktığımızda . BDDK kararı sonrası BİST100 önemli teknik seviyeleri kırarak satış eğilimini hızlandırdı. 2684 seviyesi kırılmadığı sürece borsada kalıcı alımların yaşanacağını düşünmüyorum. Kısa vadede ise kanal dibinden dönen BİST100 endeksinde 2494 önemli bir direnç bölgesi. Aşağıda ise 2367-2346 aralığının kırılması bizi 2058 seviyelerine kadar götürebilir.
Yukarıda 2477 seviyesinin üzerinde önce 2494 ve arkasından 2598 direncine doğru yükseliş yaşanabilir. Aşağıda ise 2346 seviyesinin altında önce 2200 ve arkasından 2058 desteğine kadar düşüşler görülebilir.