Geçtiğimiz haftayı oldukça alıcılı bir ivme ile tamamlayan ons altında 1830 seviyesine yönelik ataklar hız kazanmıştı. Özellikle ABD’de açıklanan enflasyon rakamı sonrasında dolar tarafında yaşanan değer kaybı emtiada yükseliş ivmesini beraberinde getirmişti. Haftanın son işlem günü ise ABD tarafında perakende satışlar yüzde 1,9 oranında daralma gösterirken, sanayi üretimi yüzde 0,1 ile tahminlerin altında geldi. Ülkede Michigan tüketici güven endeksi ise 68,8 ile geri çekilme ivmesini artırdı. Bu verilerin genel seyrine rağmen dolar varlıklarının küresel ölçekte zayıf görüntüsünü koruyor olması emtiadaki düşüş hareketini sınırlıyor. Bu kapsamda ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin ise yüzde 1,84 seviyesine ulaşmasının değerli metal üzerindeki geri çekilmelerin birincil unsuru olduğu söylenebilir.
Bir diğer dikkat çeken gelişme olarak ise Fed’e yönelik faiz artırım beklentileri artarken, birçok üye Mart ayına faizlerin artırılmasına başlanması noktasında hemfikir. Ancak kimi üye 2022 yılı içerisinde 3 adet faiz artışı öngörürken, kimisi 4 adetlik faiz artırım öngörüsünü paylaşmakta. Faizlerin miktarı konusunda bir miktar fikir ayrılığı yaşansa da Fed Başkanı Powell’ın gerekirse faizleri daha çok artırırız söylemleri piyasalarda yankı uyandırmıştı. Faiz beklentisi kaynaklı daha çok dolar bazlı olarak değerlendirebileceğimiz değerli metal yükselişlerinin bir müddet daha baskılanması beklenebilir.
Tüm bu bilgiler ışığında emtianın tekrardan 1818 seviyesi üzeri fiyatlamalarında kalıcı olması halinde yükselişlerine 1833 ve 1850 direnç seviyeleri çerçevesince devam etmesi beklenebilir. Olası 1818 seviyesi altı oluşabilecek kapanışta ise 1805 ilk eşik, bu seviye altında ilk destek hattımız 1795 ve 1783 eşikleri olarak korunuyor