Geçtiğimiz hafta ECB’den gelen 75 baz puanlık faiz artırım hamlesi sonrasında euro tarafında yaşanan güç kazanımı doları bir miktar baskıladı. Bu durum güvenli limanların bir miktar rahat nefes almasına yol açarken, ons altında 1730 seviyesine yönelik atakları beraberinde getirdi. Özellikle artan enflasyonist risklere karşın merkez bankalarının parasal sıkılaştırma programına işlerlik kazandırması ülke para birimleri üzerinde değer kazanımı yaratırken, güvenli limanlara olan talebi bir miktar zayıflatıyor. Bu kapsamda ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin de yüzde 3,35 seviyesine yükseldiğini görüyoruz.
Fed’in bu ayki toplantısına ilişkin olarak ise piyasalarda 75 baz puan faiz artırım beklentisi güçlü bir şekilde korunmaya devam ederken, St. Louis Fed Başkanı James Bullard, 75 baz puanlık faiz artırımına daha güçlü bir şekilde meyilli olduğunu belirtti. Fed Başkanı Powell’dan gelen enflasyon düşene kadar güçlü faiz artırımlarına devam edeceklerine yönelik ibaresinin de piyasa beklentileri üzerinde büyük ölçüde etkili olduğu söylenebilir.
ABD bazlı gelişmelerde ise haftanın ilk işlem günü veri gündemi açısından sakin seyrederken, haftaya dolar tarafının hafif çözülme ivmesine hız kazandırması ile başladık. Bu durum güvenli limanlar üzerinde baskı unsurlarını zayıflatsa da emtialarda oluşabilecek yeni bir alım için önemli bir katalizör gerekiyor. Bu bilgiler ışığında piyasalarda tetiklenen güçlü Fed beklentileri dolar tarafına tekrardan güç kazandırabilir. Bu kapsamda güvenli limanlar tarafında yaşanan toparlanmanın sınırlı kaldığını görebiliriz.
Tüm bu bilgiler ışığında 1700 seviyesinin esnetilmesi ile meydana gelen dönüşlerin 1722 seviyesi üzeri kapanışlarda başarılı olamadığını gördük. Özellikle bu seviyenin aşılması değerli metalde yükselişlerin kademeli olarak 1736 ve 1750 direnç seviyelerine yönelik ataklarına hız kazandırmasına yol açabilir. Ancak olası bir satış baskısının ağır basması durumunda 1710 seviyesi altı kapanışta 1700 ve 1680 destek seviyelerine dikkat etmekte fayda var.