Yurt içinde seçime doğru piyasalarda hareketlenme başladı. Borsada gün içi oynaklık oranı oldukça yüksek. Dün BİST 100 endeksinde kayıp %5’e yaklaşıp devre kesici uygulanacaktı ki son anda alım geldi ve endeks günü 5.297 puandan kapattı. Bugün işlemler 5.300 puan civarında.
2022’de eşi benzeri görülmemiş bir yükseliş yaşayan borsaya artan yerli ilgisiyle yatırımcı sayısı da en yüksek seviyeye çıktı. Ve işin en tedirgin edici tarafı geçen yıl borsaya gelen yatırımcıların neredeyse hepsi kazandı. Dolayısıyla bu ay içinde yaşanan düşüşler onları endişelendiriyor. Ayın ilk yarısındaki satışların hızlanmasında panik de bu nedenle etkili oldu ve 80 binden fazla kişi gitti. Bugünlerde benzer hareketler devam ediyor ama dikkat çeken nokta, son anlarda gelen alımlar. Sanki görünmeyen bir el izliyor ve kritik eşiklerde müdahale ediyor gibi.
Veri Analiz Platformu rakamlarına göre hisse senedi yatırımcı sayısı 25 Ocak itibarıyla 4 milyon oldu. Yani borsaya ilgi devam ediyor.
Endeksteki hızlı ataklara bir gerekçe bulamadığım gibi bu ay içinde birkaç kez yaşanan ve devam edeceğini düşündüğüm bu satış baskısı ile oynaklığa da bir anlam yükleyemiyorum. Dikkatli olmak gerekir.
Borsada heyecan artarken Merkez Bankası da durmuyor. Liralaşma Stratejisi kapsamında iki karar daha geldi. Birincisi, yurt dışından döviz getiren şirket bu tutarın %40’ını Merkez Bankasına satacak ve geri kalan %60’ını da kur korumalı mevduata çevirirse uygulanan faize %2 ek faiz verilecek. Eğer firma, taahhütlere uymaz ise Merkez bankası en yüksek faiz oranından tahsilat yapacak ve ilgili firmaya bir yıl kredi kullandırılmayacak.
İkinci karar ise kur korumalı mevduatta faiz üst sınırının kaldırılması oldu.
Aralık 2021’de alınan kararda bankalar, politika faizinin en fazla 3 puan kadar üzerinde faiz verebiliyorlardı. Bugünkü faiz üzerinden baktığımızda bu oran %9 politika faizi %12’de bankanın uygulayacağı maksimum faiz oranıdır. Ancak alınan son kararla üst sınır kaldırılıyor.
Merkez Bankası neden KKM faizinde üst sınırı kaldırdı?
Bugünkü enflasyon raporu sunumunda konuşan Kavcıoğlu, neden böyle bir karar aldıklarını açıklarken bunun bankalardan gelen bir talep olduğunu belirtti. Bankalar neden böyle olmasını istiyor diye düşündüğümüzde, Merkez Bankasının bankalara getirdiği döviz kotası bunun sebebi. Eğer gerekli oran sağlamaz ise tahvil tutmaları gerekiyor ve gerekli oran sağlansın diye de KKM gerekiyor. Ama son haftalarda KKM’ye olan ilgi azalmakla beraber 100 milyar TL’ye yakın çıkış oldu. Faiz cazibesi yaratabilmek için de üst sınırın kaldırılması gerekiyordu.
Gelelim asıl soruya, bir yıldır liralaşma stratejisi kapsamında türlü tedbirler alınıyor. Madem serbest piyasa koşulları var ve madem TL’nin reel değerini piyasa belirliyor, o zaman neden artarak devam eden bir liralaşma politikası uygulanıyor? Bir yerlerde büyük bir sorun var.
Bugün 2023 yılı enflasyon sunumunu yapan Kavcıoğlu, yıl sonunda %22,3 oranında enflasyon beklediklerini belirtti. Hatta bu hesaplama yapılırken içine seçim sürecinin de eklendiğini belirtti. Yani artacak harcamalar ve parasal genişleme dahil edilerek bu sonuca varılmış.
2022’nin başında yıl sonunda %23 enflasyon bekleyen Merkez Bankası, %85’çıkan enflasyon karşısında yıl sonu tahminini %65’e çıkardı (nasıl büyük bir sapma). Kavcıoğlu, bu durumun nasıl büyük bir sorun olduğunu söylemek yerine %64 ile hedefin 1 puana altında kalan enflasyon şeklinde yansıttı. Hükümet de benzer şekilde enflasyonun baz etkisiyle gerilemesini başarı olarak kutlamıştı. Ama kimse daha ne savaş ne emtia ve enerji sorunu yokken yurt içi politikalar nedeniyle kurdaki atağın enflasyonda sadece aylık %11 oranında bir artış yarattığını, süreçte bunun payının büyük olduğunu kabul etmiyor.
Bence, yılın devamında %22,3 tahmininde yukarı yönlü revizyonlar yapılacaktır.
Kavcıoğlu, dünyanın faiz indirimine hazırlandığını ve kendilerinin bu süreci doğru kullandıklarının artık dünyada anlaşıldığını belirtti. Seçim öncesi faiz indiriminin de devam edeceği beklentisini güçlendirdi.