Tahvil yatırımcılarının kafası karışmış durumda, nasıl olmasın ki? Merkez bankası kendilerine gözlerinin önündeki kanıtı görmezden gelmelerini söylüyor.
Merkez bankasına göre tahvil yatırımcılarının, bir yıldan uzun süredir yükselişte olan ve hiçbir gerileme işareti göstermeyen enflasyonun geçici olduğuna inanması gerekiyor. Aynı zamanda, bu yükselişe karşı cevap vermede yavaş kalan merkez bankalarının şimdi enflasyonu kontrol altına alabileceğine ve ekonomiye yumuşak bir iniş yaptırabileceğine inanılması gerekli.
Merkez bankası güvenilirliği her geçen gün azalıyor. Hazine tahvil faizlerinin yükselişini sınırlı tutan ana faktör, bir resesyonun artık kaçınılmaz olduğuna dair giderek büyüyen korkular.
ABD 10 yıllık tahvil faizi %3,2’nin üzerine doğru bir sıçrama yaptı ve resesyon korkularının etkisiyle birlikte %3’ün altına geriledi.
Merkez bankası yetkilileri ise enflasyonun artık pik yaptığını ve ABD ekonomisi bir miktar yavaşlayabilir olsa da, bir resesyona girmeyeceğini dile getirmeyi sürdürüyor.
Çarşamba günü yayımlanacak TÜFE’nin tahminlere uygun olarak yıllık bazda Mart’taki %8,5’ten %8,1’e gerilemesi durumunda bu argümanı güçlendirebilir. Bu düşüşün arkasındaki en büyük faktör de benzin fiyatlarındaki gerileme olur.
Yatırımcıların “oynak” enerji fiyatlarını göz ardı etmesi gerekiyor, ama yalnızca yükselirken. Ancak beklentiler gıda ve enerjiyi içermeyen çekirdek endeksin de Nisan’da düşmesi yönünde. Bunu bekleyip göreceğiz. Açıklanan verilerin tahminlerin üzerinde olması durumunda büyük bir tepki beklenebilir.
Bazı analistler tahvil faizlerindeki düşüşün arkasında, TÜFE raporunun yayımlanması öncesinde tacirlerin ve kurumsal yatırımcıların kısa pozisyonlardan kaçınanma eğilimiyle pozisyon almasının olduğunu düşünüyor.
Hisse fiyatlarında yaşanan keskin ve uzun süreli düşüş de kendi olumsuzluğunu yaratıyor, çünkü sözde güçlü seviyede olan tüketici harcamalarını azaltıyor. Aynı zamanda şirketlerin yatırım yapmaya yönelik teşviğini de düşürüyor. Tüm bunlar ciddi bir yavaşlamaya, ya da bir resesyona işaret edebilir.
Risk varlıklarındaki satışlar ve tahvillerin sunduğu güvenli limana kaçış tek başına bir resesyon işareti değil, ancak iyi bir işaret de değil.
Enflasyon Baskıları AB’yi de Faiz Artışlarını Hızlandırmaya Zorluyor
İngiltere Merkez Bankası diğer büyük merkez bankalarına kıyasla daha açık sözlüydü ve geçtiğimiz haftada faiz oranını 25 baz puan daha artışla %1’e yükseltirken, ufukta hem bir resesyonun, hem de çift haneli enflasyonun olabileceğini söyledi.
İngiliz tahvil faizleri ABD’dekilere benzer bir iniş çıkış sürecindeydi; 10 yıllık tahvil faizi Pazartesi günü %2,07’nin üzerine sıçramanın ardından, Salı günü %2’nin altına geri döndü.
Alman 10 yıllık tahvil faizi de Pazartesi günü %1,2’ye yaklaşmanın ardından Salı günü %1,05’in altına geriledi.
Almanya Merkez Bankası Başkanı Joachim Nagel, Salı günkü açıklamasında enflasyon indikatörlerinin gücünü koruması durumunda ECB’nin Temmuz ayında faizleri artırmaya başlaması ve bu tarihe kadar net tahvil alımlarını da sonlandırması gerektiğini söyledi.
Nagel’e kıyasla daha güvercin olan Finlandiya Merkez Bankası Başkanı Olli Rehn de, Ukrayna’daki savaş Avrupa’daki enflasyonu yükseltmeye devam ederken Temmuz’da bir faiz artışına destek verdi. Rehn enflasyon beklentilerinin yükselişte geçmesinden kaçınmayı umuyor.