Mart ayı enflasyon rakamları 4 Nisan Pazartesi günü açıklanacak. Mart ayı enflasyon beklentilerine geçmeden önce son açıklanan rakamları hatırlayarak başlayalım. Şubat ayında enflasyon (TÜFE) bir önceki aya göre %4,81 arttı, yıllık artış %54,44 olarak açıklandı. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) de yıllık %105,1, aylık ise %7,22 artış gösterdi. Bu rakamlarla birlikte ÜFE ile TÜFE arasındaki makas %50,7’ye ulaşırken negatif reel faiz oranı da %40,4'e çıkmış oldu.
İlk olarak rakamların detaylarına bir bakalım;
TÜFE’deki yıllık artış oranlarını incelediğimizde ulaştırmanın %75,7, ev eşyasının %64,8, gıdanın %64,4 ve lokanta ve otel grubunun da %55,2’lik artış oranlarıyla yıllık TÜFE artışının üzerine çıktığı anlaşılıyor.
Yine aylık artışlarda da gıda %8,4, ev eşyası %7 ve sağlık grubu da %6’lık artışlarıyla aylık TÜFE artışının üzerinde.
Yİ-ÜFE tarafında da aylık artışlarda elektrik, gaz ve buhar sektörü %24,6’lık artışıyla dikkat çekerken yıllık bazda da ana sanayi grupları bağlamında enerjinin %188,4 ve ara malının da %115,1’lik ve yine elektrik, gaz ve buhar sektöründe de %202,5’lik dramatik artışlar söz konusu.
Peki bu rakamlar bize ne anlatıyor?
Bu rakamlar enflasyonda henüz en kötüyü görmediğimizi ve enflasyonun daha da yükseleceğini çok net anlatıyor. Bundan böyle hiç fiyatlar artmasa bile sırf ÜFE-TÜFE arasındaki %50,7’lik fark nedeniyle bile enflasyon artmaya devam edecek. Rakamları incelediğimizde Türkiye’de enflasyonun ağırlıklı olarak maliyet enflasyonu olduğunu anlıyoruz. Fakat maalesef ki söz konusu bu maliyet enflasyonu TCMB’nin PPK metinlerinde ifade ettiği gibi geçici değil tam aksine kalıcı. Şubat enflasyon rakamlarında henüz savaş etkisi yok, hele bir de Mart ayı itibarıyla Rusya - Ukrayna savaşı kaynaklı olarak enflasyona enerji ve emtia grubundan da gelecek ek ve yüklü artışları da hesaba kattığınızda bu kalıcılık beklenenden çok daha uzun sürebilir. Demek istiyorum ki, enflasyonun kafasını aşağı bükmek sanılanın aksine çok ama çok daha zor olabilir.
Geçen seneye göre bir miktar daha güçlü talep yanı olduğunu düşündüğümüz enflasyonda artan ücretlere rağmen yüksek olan enflasyon alım gücünü çok fazla düşürdüğünden ücret artışı kaynaklı talep artışından bahsetmek de çok mümkün değil gibi. Çünkü enflasyon artışı ücret artışlarını çoktan eritti bile.
Mart ayında enflasyon yüzde kaç olacak?
Enflasyonun öncü göstergelerinden biri olan ve TÜRK-İŞ tarafından Ankara’da yapılan çalışmanın sonucuna göre Mart ayında gıda enflasyonu %8,24 artarken yıllık bazda da %76,39 artış gösterdi. Bu çalışma sadece Ankara için yapılmış olmasına rağmen hâlihazırda yüksek olan gıda enflasyonunun KDV indirimine rağmen Mart ayında da artacağını anlıyoruz.
Son aylarda enflasyon oranları tahminindeki nokta atışlarıyla bilinen değerli üstat Alaattin Aktaş’ta Dünya Gazetesi’ndeki dünkü köşesinde Mart ayında enflasyonun art-eksi 1 puanlık sapmayla %9,5 dolayında artacağını ve bu durumda da yıllık enflasyonun da %66-69 arasında gerçekleşebileceği tahmininde bulunmuş. Aktaş’ın hesaplamalarına göre Mart ayında benzine %26, motorine %37 ve otogaza da %20 zam yapılmış. Yazarın belirttiğine göre TÜFE Şubat 2003’den bu yana hesaplanıyor ve o günden bugüne kadar yani 19 yılda motorinde aylık bazda böylesine dramatik bir artış görülmemiş. Hatta değerli üstadın tahminine göre akaryakıt fiyatlarına yapılan bu zamlar asıl etkisini önümüzdeki aylardan sonra gösterecek.
Yıl sonunda enflasyon yüzde kaç olacak?
Yıl sonu enflasyon tahmini için ilk olarak TCMB’nin yılın ilk enflasyon raporundaki enflasyon tahminini hatırlayarak başlayalım. Ocak 2022’de TCMB bu yılın sonu için enflasyonun %23,2 olarak tahmin etmişti. O dönemdeki yazılarımda da bu oranın oldukça iyimser olduğunu belirtmiştim. TCMB’nin bir sonraki enflasyon raporu 28 Nisan’da yayınlanacak. Kuvvetle muhtemel %23,2’lik yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü revize edecektir. Bu noktada piyasadaki hâkim beklenti her zaman olduğu gibi TCMB’nin enflasyon tahminin piyasa beklentilerinin altında kalacağı yönünde. Yine aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi TCMB enflasyonda yaz aylarında başlayan ve Kasım-Aralık’ta da baz etkileri ile daha da güçlenen bir dezenflasyonist süreç (enflasyonun düşmeye başladığı süreç) bekliyor. Bu noktada piyasa yine TCMB’den ayrışıyor. Piyasaya göre yaz aylarında enflasyonda bir düşme beklenmiyor. En iyi ihtimalle yaz aylarında %60’lar düzeyinde bir kalıcılık olacağı düşünülüyor. Kasım ve Aralık’ta baz etkisi ile enflasyonda bir düşme olsa da piyasaya göre bu etki çok güçlü olmayabilir.
Gelelim Yıl Sonu Enflasyon Tahminine;
Şubat ayı enflasyon rakamları açıklandıktan sonra JPMorgan (NYSE:JPM) Türkiye için yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü revize etti. Bu noktada JPMorgan Mayıs ayında enflasyonun %60’ın üzerinde zirve yaparak yılsonuna kadar %60 düzeyine yakın seyrederek seneyi %40,2’lik bir enflasyonla kapatacağımız öngörüsünde bulunmuş. Bir diğer kurum Reuters’ın yaptığı ankette yıl sonu enflasyon tahmin medyan değerinin %54’e çıktığı görülüyor. Yine TCMB tarafından yapılan piyasa katılımcıları anketine göre sene sonu enflasyon oranı tahmini %40,4’e yükseldi. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki tüm bu görece iyimser kurum tahminlerine rağmen bu yılı %55’in altında bir enflasyonla kapatamayacağımıza ilişkin bir hâkim beklenti de yok değil. Ben de böyle düşünenlerdenim.