Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı.
Kavcıoğlu sunumunda küresel ekonomiye dair Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmanın başta Euro bölgesi olmak üzere küresel ekonomiyi yükselen enerji ve emtia fiyatları, tedarik sorunlarının etkilemesinin küresel büyüme üzerindeki riskleri arttırdığını ve artan jeopolitik riskler ile beraber ticaret ortaklarının büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize ettiği görülmektedir.
Türkiye'nin 2021 dördüncü çeyreğinde normalleşmenin devam etmesi ve güçlü dış talep ile beraber yüzde 11 büyüdüğünü ve bu büyümeye en yüksek katkının hizmetler ve sanayi sektöründen geldiğini belirtti. 2022 yılının ilk çeyreğinde iktisadi faaliyetin iyileşmeye devam ettiğini ancak iç talepte yaşanan ivme kaybını güçlü seyreden dış talep ile korunduğu görülmektedir. Raporda yatırım harcamalarının güçlü bir seyir içinde olduğu belirtilmesine karşın tablodan da anlaşılacağı üzere 2020 dördüncü çeyrekten itibaren makine - teçhizat yatırımlarının düşüş trendine girdiği ve 2021 dördüncü çeyrekte gerçekleşen yüzde 7'lik büyümenin 2020 ikinci çeyrekten sonra görülen en düşük büyüme olduğu açıkça görülmektedir.
Ocak Enflasyon Raporunda Merkez Bankasının politika üzerindeki asli unsurunun Liralaşma olduğu belirtilmişti. Liralaşma stratejisinin nihai hedefi hane halkı, firma ve bankaların bilançolarında yer alan milli para ağırlığının arttırılması ve ülkedeki tek ödeme aracının TL olmasıdır. Liralaşma stratejisi kredilerin iktisadi faaliyetle uyumlu hareket etmesini sağlamaktır. Cari dengenin tesis edilmesi için uzun vadeli Türk lirası kaynaklarının yatırımlara, ihracata, kapasite artışlarına ve özellikle KOBİ’lere yönlendirilmesi gerekmektedir. Liralaşma stratejisinin açıklanmasından sonra kredi büyümelerine baktığımızda firma kredilerinde bireysel kredilere göre ciddi büyüme olduğunu görmekteyiz.
Kredi büyümelerine türlerine göre baktığımızda ise özellikle Ocak Enflasyon Toplantısından sonra firma kredilerinde yüksek bir büyümenin olduğunu buna karşın ihtiyaç ve konut kredilerinde Mart ayında dip seviyelerin test edildiğini ve dipten dönüşlerin olduğunu görmekteyiz. Genel perspektiften baktığımızda 2021'in ikinci yarısından itibaren ihtiyaç kredilerinde düşüş olduğunu ve beraberinde firma kredilerinde yüksek büyümelerin gerçekleştiğini görmekteyiz. Firmalar arasındaki ödemelerin Türk lirası cinsinden yapılmasına yönelik son dönemde alınan karaların ise olumlu değerlendirildiği görülmektedir. TCMB'nin Liralaşma Stratejisiyle nihai amacının bütün ekonomik birimlerin her türlü kararlarında Lira dışında hiçbir para birimine gerek duymadan Türk Lirası ile tasarruf yapabildikleri, tüm finansal kararlarını Türk lirası ile alabildikleri bir finansal mimariyi tamamlamaktır.
Enflasyon görünümüne baktığımızda küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla enflasyonun kademeli olarak azalacağı öngörülmektedir. Paylaşılan patikada tahmin üst bandının Mayıs ayında yüzde 75'e yakın seviyelerde gerçekleşeceği ve yılın ikinci yarısından itibaren geri çekilmeler olacağı üzerinde kurulduğunu görmekteyiz. TCMB 2022 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 23,2'den yüzde 48,2'ye 2023 için yüzde 8,9'dan yüzde 12,9'a revize edildiği görülmektedir.
TCMB'nin enflasyon tahmin aralığının piyasa beklentilere paralel bir şekilde ayarlandığını gözlemliyoruz. Yani gelen enflasyon raporunun diğer raporlarla nazaran daha gerçekçi hazırlandığını söyleyebilirim. TCMB'nin patikasına baktığımızda Nisan ayında enflasyonun yüzde 68 - 72 bandında gelebileceği görülmektedir. ForeksHaber'in 16 ekonomist ile düzenlediği ankete göre, TÜFE'de Nisan ayı ortalama tahmin yüzde 5,65 artış olurken, yıllık veride ise medyan tahmin yüzde 67,33 gerçekleşti.
Sonuç olarak baktığımızda; ekonomi yönetiminin uygulanan politikayı desteklemeye devam edeceği ve özellikle yaz aylarında turizm gelirlerine fazlasıyla ümit bağlandığını enflasyon raporunda ve soru cevap kısmında açıkça görüldü. Gelen enflasyon tahmin aralığının gerçekçi hazırlandığını ve piyasa beklentilerine paralel bir duruş sergilediğini söyleyebilirim. Soru cevap kısmında özellikle Başkan Kavcıoğlunun küreseldeki faiz artışlarına karşı bir tedbir almayacaklarını Euro Bölgesinde yer alan ülkelerinde faiz artışına gitmediklerini söylüyor olması ve yaz aylarında ümit edilen turizm gelirlerinin cari denge üzerinde olumlu etkilerinin beklenmesi önümüzdeki süreçte yurt içinde bir faiz artış ihtimalinin olmadığını gözlemliyorum.
Dolar/TL
Pariteye baktığımızda ise son dönemde yatay bir seyrin hâkim olduğunu söyleyebilirim. Yukarı yönlü hareketlerde 15,22 bölgesinin önemle takip edilmesi gerektiğini ve 14,60 altında kalıcılık görülmemesi halinde aşağı yönlü satış baskısının olmayacağını düşünüyorum.