Ben Türkiye'nin en önemli bankalarından birinde; 33 yıldan fazla görev yaptım. Söz konusu bankanın bir çok departmanında görev aldım ve en son şube müdürlüğünden çok yakın bir zaman önce emekli oldum. Piyasalar ve bankacılık konusunda epey tecrübeli olduğumu düşünüyorum. Bankalarda alınan kararlar ve izlenen politikala, hiç bir zaman kazan kazan politikasına göre olamaz. Ekonomik ve sosyal gücü elinde bulunduranlar için, böyle bir düşünce son derece saçmalık olur.
Alınan kararlar ve yapılan uygulamalar son derece vurucu ve öldürücüdür. Zaten hayatın ta kendisi de böyle değilmi? "Yaşamak için öldür" cümlesine yüklenen mana gibi. Adamlar internetten Altın, Dolar, Avro ürünlerinin alınıp satılması için internet işlemleri geliştiriyorlar; fakat, bunlara saçma sapan kotalar uyguluyorlar. Döviz alım ve satımlarında her işlemde 10.000 USD den fazla olamaz. Günlük olarak 40,000 USD den fazla işlem yapamazsın. Aylık 100.000 USD den fazla işlem yapamazsınız gibi. Bazen sistemler kilitlenir; bazen başka bir şey olur, mesai haricinde alım satım kısıtlamaları ve aşırı alım satım fiyat farkları gibi.
Yani müşteriler aleyhine olumsuz ne ararsan bulabilirsin. Saniyelerde rekorların kırıldığı bu dönemde, piyasaların son derece dinamik ve aktif olduğu bu piyasalarda, bir işlemi gerçekleştirmek için iki üç gün beklemek ne demek? Bankalar sadece yabancı para işlemlerinde bunları yapmıyorlar. Tüm internet işlemlerinde bunu yapıyorlar. Havale işlemlerinde, EFT işlemlerinde, fon alım satımlarında yani herşeyde kota uyguluyorlar. Bunun nedenini sorduğun zaman da yatırımcıyı korumak adına yapıldığını söylüyorlar. Bu koskoca bir yalan.
Küçük yatırımcıların hareket alanını daraltarak, kendi ekonomik güçlerine diğer faktörleri de ekleyip katmerli kazanmak amaç. Mesela altın düşük iken, ya da teknik olarak düşme ihtimali var iken, alış satış arasındaki makası daraltırlar, altın yüksek iken alışlarını düşürürler satışlarını yüksek tutarlar. Zaten internetten işlem yapanlar, alışta neredeyse bir kademe yüksekten alıyorlar, saterken ise bir kademe aşağıdan satmak zorunda kalıyorlar. Bir de fiyatlar yükseldiğinde bankalar kendilerine fiyat avantajı sağlayacak önlemler alıyorlar.
Yani kapitalist düzen güçsüzleri ezmeye devam ediyor. Aslında bankaların ve finans kurumlarının ellerindeki ekonomik ve sosyal gücü kullanarak kendilerine avantaj sağlamalarını rekabet kanununa aykırı olduğunu düşünüyorum. Bankaların bu yaptıklarını BDDK görmüyormu? Bankalar, fonlar ya da elinde piyasaları etkileyecek kadar ekonomik güce sahip olanlar, piyasaları istedikleri gibi, ne savaşmış ne barış, ne ekenomik krizmiş ne Yunanistan'ın iflas, ne enflasyonmuş ne işsizlik, ne trendmiş ne destek aslında bunların hepsi hikaye.
O çevreler kendi amaç ve çıkarları doğrultusunda piyasalar ile oynuyorlar. Bu da yetmiyormuş gibi, ülkemizde ve dünya'da ekonominin başında olan otoritelerin alacakları kararların da kendilerine bir şekilde erken iletildiği için, onlar her türlü tetbiri alıyorlar ve yine olan küçük yatırımcıya oluyor.
Bence bankalara ya da finans kurumlarına para yatırarak sanal ortamda altın, döviz vs, alıp bankaları kazandırmaktansa, fiziki olarak bu ürünleri piyasandan alıp yükseldiğinde satmak daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Küçük yatırımcılara nacizane tavsiyem. Spekülatif haberlere itibar etmemeleri. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, ülkemizde ve dünya'da yazılı ve görsel medyanın hemen hemen hepsinde bu fonlar mevcut. Kendi fonlarını iyi yönetebilmek adına, fon yöneticileri tarafından üretilen asılsız haberler olabiliyor.
Kısa süre içerisinde lazım olacak olan tasarruflarınız ile yatırım yapmayınız. Piyasalarda çok kısa vadelerde çok kötü şeyler olabiliyor. Bankaların, yatırım fonlarının, elinde büyük meblağları olan kurumsallaşmış yabancı veya yerli, özel ve tüzel kişiliklerin, yöneltici ve yönlendirici olmalarının yanında, fonlarının da uzun süreli olması ve fon yöneticilerinin son derece piyasaları bilen, deneyimli ve yetişmiş kişilerden olması, onların en az kaybeden olmalarının bir sonucudur.
Bunu yüzde ile ifade eder isek onlar, %5 kaybederler %95 kazanırlar. Uzun lafın kısası, yakın zamanda ihtiyacınız olan paralar ile yatırım yapmayın. Herkesin kendisine göre bir analiz yeteneği vardır. Analiz yeteneğinize ve piyasaların gidişatına göre hareket edin. Spekülatif haberlere itibar etmeyin. Kendinize mutlaka bir hedef belirleyin.
Sabırlı olun. Zararına mal satmayın. En düşük fiyattan mal alıp, en yüksek fiyattan satarak çok kazanmak isteyenlerin ekmeğine tare yağı sürmeyin. Daha yazacak çoook şey var ama şimdilik bu kadar yeter diyorum ve hepinize kavgasız gürültüsüz, barış ve huzur içerisinde yaşamak dileklerimle bol kazançlar temenni ediyorum.
Şemsettin GÜRAY