🎈 Büyük yükseliş! Ücretsiz hisse görüntüleyicimizle bugünün en çok kazananlarını bulunGörüntüleyiciyi Deneyin

Hiperenflasyon

Yayın Tarihi 15.11.2023 13:03

Yıllık enflasyonun çok yüksek oranlara ulaştığı duruma hiperenflasyon deniyor. Enflasyon hızına göre farklı kategorilere bölünür: Enflasyon, yüzde 1-3 dolayında ise buna sürünen enflasyon ya da ılımlı enflasyon denir. Bu oranda bir enflasyonun varlığı ekonomiyi canlı tutmak açısından sıfır enflasyona tercih edilir. Gelişmekte olan ülkelerde ılımlı olarak kabul edilen enflasyon oranı yüzde 5’e kadar çıkabilir. Gelişmiş ülkeler açısından yüksek enflasyon yüzde 3’den sonrasını ifade ederken gelişmekte olan ülkeler için yüzde 5’den yukarısı yüksek enflasyon olarak kabul edilir. Çift haneli enflasyon yani yüzde 10 ve yukarısı gelişmiş ülkeler için de gelişmekte olan ülkeler için de çok yüksek enflasyon göstergesidir. Çok yüksek enflasyonun üst sınırı bazı iktisatçılara göre yüzde 200, bazı iktisatçılara göre yüzde 500’de biter ve bu sınırdan sonra artık hiperenflasyon başlar. Günümüzde daha çok kabul gören sınır yüzde 200’dür. Yılbaşında 100 TL’ye satılan bir malın fiyatı yılsonunda 350 TL olmuşsa enflasyon yüzde 250’ye ulaşmış demektir ki bu hiperenflasyondur. Bu durumda 100 TL ile tanesi 20 TL’ye satılan çikolatalardan yılbaşında 5 tane alınabilirken yılsonunda 2 tane alınabilecek demektir. Eğer hiperenflasyon yüzde 250 değil de yüzde 700 olsaydı o zaman yıl sonunda eldeki 100 TL ile hiç çikolata alınamaz olacaktı.

Enflasyonun çok yüksek olması haline negatif reel faiz de eşlik ederse insanlar ellerindeki paranın değerini kaybetmesini önlemek için harcamalarını artırırlar. Herkes elindeki paranın büyüklüğüne uygun malları stoklamaya başlar. Çok parası olanlar ikinci, üçüncü konutu almaya veya birkaç yıllık arabasını yenisiyle değiştirmeye, pahalı saatler, kalemler almaya, pahalı restoranlarda pahalı yemekler yemeye yönelirler. Bazıları paralarının değer kaybını önlemek için düşük faizin yarattığı talep artışının sonucunda değerleri artmaya başlayan hisse senetlerine, bazıları da anaparayı korumak için döviz veya altın alımına yönelirler. Daha az parası olanlar beyaz eşyalarını yenilemeye, daha mütevazı restoranlarda yemek yemeye, çeşitli ihtiyaçlarından daha fazla tüketim malını satın alıp evlerinde stoklamaya yönelirler. Paranın hızla satın alma gücünü kaybetmesinden kaçınmak için sergilenen bu talep artışı, bu artışı karşılayabilecek arz artışı hemen sağlanamadığı için malların fiyatlarının daha da artmasına yol açar. Böylece bir kısır döngü içine girilir: Fiyatlar arttığı için talep artar, talep arttığı için fiyatlar artar ve ekonomi hızla hiperenflasyona doğru sürüklenir (enflasyon - stoklama eğilimi - talep artışı - enflasyon kısır döngüsü).

Hiperenflasyona gidilirken satıcıların davranışı da değişir. Her ay yüzde 10 fiyatlar artıyorsa satıcı elindeki malları tezgâh altına çekerek artışın olmasını bekler. Ya da bu yola gitmeden malı normal fiyatının üzerinde bir fiyatla satmaya başlar. Böylece ekonomide karaborsa dönemi başlar.

Geçmişte yaşanmış hiperenflasyonların en bilinen örneği Weimar Cumhuriyeti döneminde Almanya’da (1918 – 1933). Almanya, Birinci Dünya Savaşı'nın getirdiği büyük maliyeti para basarak finanse etmeyi tercih etti. Bütün hesap, savaşı kazanıp mağlup devletlerden alınacak tazminatla ekonomiyi düzeltmek üzerine yapılmıştı. Ne var ki Almanya savaşı kaybetti ve Versay Antlaşmasıyla galip devletlere çok büyük bir tazminat ödemeye mahkûm edildi. Gerek savaş sırasında basılan paralar, gerekse ödenen tazminat Almanya’yı hiperenflasyona soktu. 1 ABD doları 1922’de 7.400 Alman markına eşit hale geldi. İnsanlar bir mal almaya bavul dolusu parayla gider oldu. Fiyatlar o kadar hızlı değişiyordu ki mal satın almak için oluşturulan kuyruğun başındaki, ortasındaki ve sonundaki kişiler aynı malı farklı fiyatlarla almak durumunda kalıyordu. İşte böyle bir ortamda satıcılar da malları satmamayı tercih ediyorlar. Çünkü sattığı maldan aldığı para onun yerine aynı maldan getirmek için ödeyeceği paradan düşük kalıyordu. Satıcılar malları tezgâhtan kaldırınca bu kez fiyatlar daha da artar oluyordu.

Türkiye, uzun yıllar yüksek enflasyonla yaşadı. 1980-2000 arasındaki yılların enflasyon ortalaması yüzde 63’tür. Bu, hiperenflasyon olmasa da çok yüksek enflasyon demektir. Ardından gelen 2001-2023 döneminin enflasyonu da yüzde 19’dur. Önceki döneme göre düşük görünse de bu da çok yüksek enflasyon kategorisindedir. Dolayısıyla Türk toplumu yüksek enflasyonla yaşamaya alışıktır. Şimdiye kadar bu topraklarda hiç hiperenflasyon yaşanmamış olması siyasetçide ve toplumda, enflasyonun hiperenflasyona gitmeden, denetim altında tutulabileceği, enflasyonun değil asıl olarak büyümenin önemli olacağı yönünde bir izlenim yaratmıştır. Ne yazık ki bu izlenim doğru değildir. İşin daha da sıkıntılı yanı yaşanan son yargı krizi gibi krizlerin insanların gelecek beklentisini bozması ve stoklama eğilimini artırmasıdır. Dolayısıyla bu gidişin düzeltilebilmesi artık yalnızca faiz artırmak veya büyümeden fedakârlık ederek ulaşılabilecek bir sonuç olmaktan çıkmıştır. Yapısal reformlar bugün artık ertelenemez aşamaya gelmiştir. Atılması gereken ilk adım Anayasa’nın gereklerinin yerine getirilmesi ve hukukun üstünlüğünün yaşama geçirilmesidir. Yapısal reformları vurgulamakla birlikte geçmiş deneyimlere dayanarak bu adımların mevcut siyasal iktidar tarafından atılmasının mümkün olmadığını, o nedenle gidişin daha yüksek enflasyon oranlarına doğru olduğunu söyleyebiliriz.

Orijinal Makale

Son yorumlar

Sıradaki makale yükleniyor...
Uygulamamızı Yükleyin
Risk Açıklaması: Finansal araçlar ve/veya kripto paralarla işlem yapmak yüksek seviyede risk içermektedir ve yatırım miktarınızın bir kısmını veya tamamını kaybetmenize sebep olabilir, bu sebeple tüm yatırımcılar için uygun değildir. Kripto para fiyatları aşırı derecede hareketlidir ve finansal haberler, politik olaylar ve düzenleme kurumları gibi konulardan kolaylıkla etkilenir. Kaldıraçlı işlem yapmak finansal riskleri yükseltmektedir.
Diğer finansal araçlar veya kripto paralar içinden tercihinizi yapmadan önce, yatırım nesnelerinizi, deneyim seviyenizi ve risk iştahınızı dikkatlice gözden geçiriniz ve ihtiyacınız olduğunda profesyonel tavsiye almayı deneyiniz.
Fusion Media sitede yer alan bilgilerin gerçek zamanlı ya da isabetli olacağının mutlak olmadığını hatırlatır. Tüm borsa fiyatları, endeksler, vadeli işlemler, Forex ve kripto para fiyatları, borsalardan değil piyasa düzenleyicileri tarafından oluşturulur, bu sebeple fiyatlar isabetli olmayabilir ve gerçek piyasa fiyatlarından farklı olabilir, bu da buradaki fiyatların fikir verme amaçlı olduğunu ve ticari amaçlar için uygun olmadığını gösterir. Fusion Media veya herhangi bir sağlayıcı, buradaki bilgileri kullanmanız sonucu oluşacak olası kayıplarınızdan ötürü sorumluluk taşımamaktadır.
Bu sitede yer alan bilgileri, Fusion Media ve/veya veri sağlayıcıdan yazılı izin almadan kullanmak, saklamak, kopyasını üretmek, görüntülemek, düzenlemek veya dağıtmak yasaktır. Fikri mülkiyet hakkı, sitede yer alan verileri sağlayanlara ve/veya borsalara aittir.
Fusion Media reklamlarla veya reklam verenlerle etkileşiminize bağlı olarak internet sitesinde görüntülenen reklamlardan gelir elde edebilir.
İşbu sözleşmenin aslı İngilizcedir ve İngilizce ve Türkçe versiyonu arasında tutarsızlık olduğunda İngilizce versiyonu dikkate alınacaktır.
© 2007-2024 - Fusion Media Limited. Tüm Hakları Saklıdır.