Haftanın iki önemli gelişmesi bulunuyor. İlk olarak küresel piyasaların odağında FED’in Temmuz ayı FOMC toplantı kararlarına odaklanılacak. Piyasalarda ortak konsensüs FED’in faizler konusunda herhangi bir değişikliğe gitmeyerek bankalar arası faiz oranını bandını %1.00 - %1.25 seviyesinde sabit bırakacağı yönünde. Bilanço küçültme politikasının ise Temmuz ayında başlamayacağı bir diğer piyasa beklentisi. Dolayısıyla bu hafta açıklanacak olan FOMC toplantı kararlarının piyasaya etkisinin sınırlı olması bekleniyor. FOMC kararlarının açıklanması sonrası FED Başkanı Janet Yellen’in basın toplantısının bulunmadığının da altını çizelim. Ayrıca makro ekonomik projeksiyonlar da paylaşılmayacak. Yine de karar metninde ABD ve küresel ekonomiye yönelik FED’in yorumlarını takip edeceğiz. Piyasalarda yıl içerisinde FED’in aksiyonuna yönelik beklentiler şu şekilde oluşmuş durumda:
- Eylül ayında bilanço küçültme politikasına başlanabilir. Eylül olasılığını artıran cümleler Temmuz FOMC toplantı karar metnine girecek mi girmeyecek mi bunun takibini yapacağız. Şayet Eylül ayında bilanço küçültme politikasının başlayacağına yönelik olasılıkları artırıcı cümlelerin kurulması ABD dolarında değerlenmenin hızlanmasını sağlayabilir. Yalnız FED’in Eylül ayında bilançoyu daraltma politikasını uygulamak gibi bir düşüncesi varsa piyasaları bu politikaya hazırlamak için Temmuz FOMC toplantısını kullanmasını beklemiyorum. Daha çok FED üyeleri ve FOMC toplantı tutanakları ile sözlü yönlendirme taktiklerinin daha etkin olacağını düşünüyorum.
- FED’e yönelik genel bir diğer beklenti de yıl içerisinde üçüncü faiz artırımını Aralık ayında gerçekleştireceği yönünde. Tabii tüm bu beklentilerin açıklanacak datalara bağlı olarak FED’den gelen söylemlerle değişebileceğini de unutmamak gerekiyor.
Hafta içerisinde takibimizde bulunacak bir diğer merkez bankası ise TCMB olacak. Son dönemde enflasyonda gerileme yaşanıyor olsa da henüz tatmin edici olmaktan uzak. Son açıklanan yıllık TÜFE %10.90 ile çift hanelerde seyretmeye devam ediyor. Dolayısıyla TCMB’nin faiz indirmesi gibi bir olasılığı bu haftaki PPK’da zayıf görüyoruz. Enflasyonda gerileme emareleri görülse bile diğer toplantılarda olduğu gibi sıkı duruşun korunduğuna yönelik vurgu yapılacaktır. Zaten mevcut durumda TCMB’nin uyguladığı esnek politikalar ile faiz oranlarında net bir ayarlama yapmasına gerek yok. Daha çok bankaları fonladığı miktarda değişikliğe giderek ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini ( AOFM ) revize edebilir.